Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 65. maddesinde, "borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla, gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

Borçlunun icra takibinin kesinleşmesinden sonra icra dosya borcunu ödemiş olması, icra mahkemesinin borçlunun gecikmiş itiraz başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, borçlunun gecikmiş itiraz isteminin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, icra dosyasının infazen kapatıldığı gerekçesiyle "dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup (Yargıtay 12.HD 2014/13592 E, 2014/15857 K), davacı tarafın buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. (II)İİK’nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir....

borca itirazın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapıldığında; İİK'nun 65. maddesine göre borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevrilme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceğinin öngörüldüğü, aynı maddenin 2. fıkrasında ise borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir deliller ile birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye mecbur olduğu düzenlenmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde herhangi bir mani sebebi ortaya konulmadığı gibi buna ilişkin delillerin de gösterilmediği, bu şekilde gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, gecikmiş itirazın reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken itirazın borca itiraz olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine gecikmiş itiraz Uyuşmazlık İİK.nun 65.maddesine dayalı gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - 10.04.2012 günlü Kararımızla istenilen Şişli 6.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1368 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesi sonucu, davalı ... vekilinin, 15.02.2008 tarihli itiraz dilekçesi ile “Müvekkili hakkında yapılan icra takibini 13.02.2008 tarihinde öğrenmiş bulunmaktayız.” Bununla ilgili gecikmiş itirazlarımızın kabulü için İcra Hukuk Mahkemesi’ne gecikmiş itiraz dilekçemiz sunulmuştur” denildiği için davalı tarafın icra takip dosyasına itirazının süresinde olup olmadığını denetlemek açısından davalının bahsettiği GECİKMİŞ İTİRAZ talebine ilişkin İcra Hukuk Mahkemesi dava dosyasının araştırılarak temin edilmesi ve temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın tekrar mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava dilekçesinde şikayete konu tebligattan 10/05/2021 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş olup, 11/05/2021 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz edildiği, davacı tebligattan 10/05/2021 tarihinde haberdar olduğu halde, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 01/06/2021 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunulduğu, gecikmiş itirazda bulunulduğu belirtilmişse de; borçlunun gecikmiş itirazlarını engelin ortadan kalktığı tarihten itibaren üç gün içerisinde icra mahkemesine gecikmiş itiraz talebinde bulunmadığı, mahkemece şikayetin ve gecikmiş itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

      İİK'nun 65. maddesi uyarınca; gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekmekte olup, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Açıklanan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, borçlulara yapılan 11.08.2015 tarihli tebligatların usulüne uygun olduğu, dolayısıyla mahkemece, borçluların istemlerinin gecikmiş itiraz prosedürü çerçevesinde değerlendirilmesi yerinde ise de, borçluların mazeretlerini, İİK'nun 65. maddesinde belirtilen şekilde yazılı ve somut delillerle kanıtlayamadıkları anlaşılmaktadır....

        İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....

          Buna göre, gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır.Somut olayda, borçlu şirkete yapılan tebligat evrakı incelendiğinde şirket yetkilisi olan ...’nın tebliğ saatinde orada olup olmadığı hususunun araştırılmaması ve bu durumun tebligat mazbatasına tevsik edilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....

            İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu