İcra Hukuk Mahkemesine 2012/1100 E. sayılı dosya ile 18.09.2012 tarihinde açtıkları üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davasında İİKnun 113. maddesi hükmüne dayanarak mahcuzların tedbir amaçlı satışını talep ettiklerini, mahkemece 20.09.2012 tarihli tensip tutanağı ile satış taleplerinin reddolunduğunu, istihkak iddia eden 3. kişi vekilinin mahcuzların bozulabileceği beyanlarına dayanılarak 06.11.2012 tarihli ek dilekçe ile yeniden aynı gerekçe ile yaptıkları satış taleplerinin 09.11.2012 tarihli ek tensip tutanağı ile tekrar reddolunduğunu, mahcuzlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda mahcuzların bozulabileceğine dair rapora istinaden mahcuzların tekrar satışının talep edildiğini, mahkemece 14.01.2013 tarihinde ek tensip tutanağı ile taleplerinin bir kez daha reddedildiğini, oysaki mahkemenin İİKnun 113. maddesi gereğince mahcuz menkullerin zayi olma ihtimaline binaen tedbiren satış kararı vermesi gerektiğini, İİKnun 99. maddesinin buna...
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraza ilişkindir. Manisa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/6212 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 vekili tarafından, borçlu T1 aleyhine toplam 731.523,29 TL'nin tahsili için başlatılan ilamsız takip olduğu, 7 örnek ödeme emrinin şikayetçi-borçlu şirketin "Uncubozköy Mh., Mimar Sinan Blv., No:183/A, Yunusemre/MANİSA" adresine gönderildiği, "muhatabın gösterilen adreste sürekli tanınmadığı komşu Engin Can tarafından sözlü/imzalı beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir....
Davacı borçluya ödeme emri 28/05/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 08/06/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede gecikmiş itirazda da bulunduğundan mahkemece öncelikle gecikmiş itirazın değerlendirilmesi, gecikmiş itirazın kabulüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gecikmiş itiraz başvurusu ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından Mudanya İcra müdürlüğünün 2020/374 esas numarası dosya ile aleyhine yapılan icra takibi sonucunda 10/10/2020 tarihinde Osmanlı Ekmek Fırın Güzelyalı/Mudanya yerinde yapılan haciz sonucunda iş yerinde bulunan tüm makine ve malların yediemine teslim edildiğini henüz yeni öğrenmiş olduğunu, haciz yapıldığında eşinin abisinin ölmüş olması nedeniyle şehir dışında olduğunu ve 20/10/2020 tarihinde geri dönüş yaptıklarını, haczin yapılacağına dair herhangi bir tebligatın dahi tarafına yapılmamış olduğunu, haciz yapıldığı esnada orada bulunan kişinin çalışanı olmadığını, bu nedenle tarafına usulüne uygun ne bir tebligat yapılmış olup ne de haciz esnasında orada bulunulduğunu, İİK 65. maddesinin gecikmiş itirazı düzenlemekte olduğunu, cenaze nedeniyle hacizden henüz haberlerinin olması sebebiyle gecikmiş itiraz hakkını kullanarak yapılmış olan haczin iptalini talep ve dava etmiştir....
Maddesi gereğince Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2021/1650 E....
İcra Hukuk Mahkemesi'ne borca itiraz davası açtığı 31/08/2020 tarihinde muttali olduğu, ancak bu tarihten itibaren 5 günlük yasal süre geçtikten sonra u davanın açıldığı, dolayısıyla davacı vekilinin gecikmiş itiraz talebi ile usulsüz tebliğ sebebiyle tebligatın iptali talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile "Davacının davasının süreden REDDİNE" karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; "...borçluya tebligatın TK madde 21/2'ye göre usulüne uygun olarak yapıldığı, TK 65. maddesine göre davacının geçerli bir mani, sebep ileri sürmediği ve süresinde icra müdürlüğüne itiraz edilmediği anlaşıldığından..." gerekçesi ile "davanın reddine" karar verilmiştir....
İİK'nın 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Bu karara karşı borçlunun istinaf isteminin kararın kesin olduğu gerekçesiyle ek kararla reddine karar verildiği ek kararın istinaf edildiği, bölge adliye mahkemesince ek kararın kaldırılarak, usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine ilişkin istinaf dilekçesinin reddine, gecikmiş itirazın reddi kararı yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu vekilince sadece gecikmiş itirazlarının haklı olduğu gerekçesiyle temyiz edildiği anlaşılmakla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 30.04.2024...