Sözkonusu tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı)....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2021/283 ESAS 2021/725 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili aleyhine İstanbul 29....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....
İİK'nın 65. maddesi gereğince gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için tebligatın usule uygun yapılması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması ve gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Davacıya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı belirlendiğinden, davacının gecikmiş itiraz isteminde bulunması gerekmez. Davacı 07/01/2021 tarihinde takip dosyasında borca itiraz etmiş olup, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu konudaki istinaf nedeni de yerinde değildir....
Dava İİK'nun 269/b maddesi uyarınca açılmış itirazın kaldırılması ve tahliye istemine yöneliktir. İİKnun 269/2 maddesinde ''borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır '', İİKnun 269/b maddesinde de “Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı borçlunun 22/12/2021 tarihli itiraz dilekçesinde İİKnun 269/2. maddesi uyarınca açıkça kira sözleşmesine ve kiracılık ilişkisine itiraz niteliğinde olup uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirir. Bu nedenle dar yetkili icra mahkemesi uyuşmazlık hakkında karar veremez....
Maddesi kapsamında usule uygun şekilde hazırlanan davet kağıdının 12/12/2017 tarihinde bizzat kendisine usule uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. Bu haliyle davanın 12/12/2017 tarihinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde olmak kaydıyla en son 19/12/2017 tarihinde açılması gereklidir. Dava tarihi ise 18/04/2018 dir. Bu nedenle davanın yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ortadadır. Davacı tarafça her ne kadar istinaf dilekçesinde borçlunun hastanede tedavi görmesi sebebiyle kusuru olmaksızın süresi içerisinde itiraz edememesi sebebiyle gecikmiş itiraz durumunun bulunduğu ileri sürülmüş ise de, gecikmiş itiraz İİK'nın 65. Maddesinde düzenlenmekte olup, sadece borca itiraza ilişkin uygulama olanağı bulunmaktadır. Meskeniyet şikayetinde gecikmiş itirazın ileri sürülmesi mümkün değildir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gecikmiş itiraz talebinin mahkemece değerlendirilmemesinin hak kaybına neden olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Hatay İcra Müdürlüğünün 2021/1405 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı alacaklı tarafından 172.760,26 TL miktarlı alacağın tahsili için şikayetçi borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür. Şikayetçinin bildirdiği istinaf sebebinin incelenmesinde; İİK'nun 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2021/203 ESAS, 2021/286 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle icra takibinin dururulmasına karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Bu kapsamda borçlunun gecikmiş itiraz başvurusu değerlendirildiğinde; gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulsüz tebligat durumunda gecikmiş itiraz yoluna başvurmaya gerek yoktur. Zira usulsüz tebligatta itiraz süresi henüz başlamamıştır. Süre, borçlunun tebligatı öğrendiğini bildirdiği tarihte başlar, oysa gecikmiş itirazda itiraz süresi başlamıştır, ancak borçlu ortaya çıkmasında kusursuz olduğu bir engel nedeniyle itirazda bulunamamıştır. (HGK 05/06/1991 1991/12-258 E, 1991/344 K) Tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir. Zira hukuksal nitelendirmeyi yargıç resen yapar. Bu durumda yargıç dilekçeyi Tebligat Yasasının 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayet başvurusu olarak incelemelidir....
Mahkemece, borçlunun icra dosyasında borcu olduğundan dolayı borca itiraz ettiği, kira sözleşmesine itiraz etmediğinden kira akdini kabul etmiş sayıldığı (m.269, II), borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olup itiraz sebebini genişletmesinin mümkün bulunmadığı, dosyaya ibraz edilen anlaşma niteliğindeki belgenin genişletme niteliğinde olduğu, davalı tarafın borcunu ödediğini İİK 68'deki belgeler ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Davalı kiracı takibe konu kira bedellerinin ödendiğini İİKnun 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur....