Tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, şikayetçilerin başvurusu, İİK'nun 89/6. maddesi yollamasıyla İİK.nun 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olarak değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Bu durumda, uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu tarafın mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir....
Bilindiği üzere, İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Öte yandan, hakim, borçlunun dilekçesinde beyan ettiği maddi vakıalarla bağlı olup, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime aittir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte İİK'nun 65. maddesi uyarınca açılan gecikmiş itiraz davasıdır. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini ilgili kişilerden sorup tespit ve tevsik edilmeden ve haber verilen komşunun kim olduğu açık bir şekilde tespit edilmeden yapılan tebligat bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığı anlaşıldığından usulsüzdür. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nın 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir (HGK'nın 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.1991/344K.). Borçlunun şikayet dilekçesinde, ayrıca gecikmiş itiraz deyimini de kullanmış olması, HMK’nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan (8) örnek takipte, borçlunun, yurt dışında olması sebebiyle takipten 15.03.2016 tarihinde haberdar olduğunu, borca itiraz ettiğini ileri sürerek gecikmiş itirazının kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....
Gecikmiş itiraz başlığını taşıyan İİK.nun 65.maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" düzenlenmesine yer verilmiştir. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, borçlunun bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi ve mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere, gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2020/813 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 24/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 29/01/2021 tarihinde borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır. Gecikmiş itiraz başlığını taşıyan İİK’nun 65. maddesinde “Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir....
İİK'nun 65/1. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması ve muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat" başlıklı 16. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesinde; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır" düzenlemesi yer almaktadır....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Şikayetçi 3. kişi vekili dilekçesinde; hukuk bürosunun bulunduğu binada çıkan yangın sebebiyle binaya girişin tüm gün mümkün olmadığını belirtmiştir.6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.). Şikayetçi vekilinin başvurusu, İİK'nun 89/5. maddesi yollamasıyla İİK'nun 65. maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olarak değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir....