İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının gecikmiş itiraza yönelik talebinin reddine, davacının yetkiye, imzaya ve borca itirazlarının süre yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Buna göre, gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır.Somut olayda, borçlu şirkete yapılan tebligat evrakı incelendiğinde şirket yetkilisi olan ...’nın tebliğ saatinde orada olup olmadığı hususunun araştırılmaması ve bu durumun tebligat mazbatasına tevsik edilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. (HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
ile tebliğ tarihinin 25/06/2019 olarak düzeltilmesine, dayanak belge gönderilmediğinden ödeme emrinin iptaline, borca gecikmiş itirazların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2019/125872 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklısı T3 görünen dosyadan askerde olduğu dönemde ev adresine tebligat yapılarak ödeme emrinin usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenlerden dolayı şikayetin kabulü ile usulsüz tebligat nedeni ile takibin iptaline ve ödeme emrinin iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasının öğrenme tarihi olan 09/09/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne, yetkiye takip konusu borcun tamamına, icra takibine, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, ferilerine ve ödeme emrine itiraz ederek takibin...
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK.nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Borçlu mahkemeye verdiği dilekçede gecikmeli olarak yapılan itiraz deyimini kullanmış ise de, aynı dilekçede ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine gecikmiş itiraz Uyuşmazlık İİK.nun 65.maddesine dayalı gecikmiş itiraz istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - 10.04.2012 günlü Kararımızla istenilen Şişli 6.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1368 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesi sonucu, davalı ... vekilinin, 15.02.2008 tarihli itiraz dilekçesi ile “Müvekkili hakkında yapılan icra takibini 13.02.2008 tarihinde öğrenmiş bulunmaktayız.” Bununla ilgili gecikmiş itirazlarımızın kabulü için İcra Hukuk Mahkemesi’ne gecikmiş itiraz dilekçemiz sunulmuştur” denildiği için davalı tarafın icra takip dosyasına itirazının süresinde olup olmadığını denetlemek açısından davalının bahsettiği GECİKMİŞ İTİRAZ talebine ilişkin İcra Hukuk Mahkemesi dava dosyasının araştırılarak temin edilmesi ve temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın tekrar mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuki nitelendirme hakime ait olup mahkemenin borçlunun istemini gecikmiş itiraz değil usulsüz ödeme emri tebligatının öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi olarak nitelendirilip şikayetin kabul edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin şekli itibariyle borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiğinden reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. MND...
İTİRAZ Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; İran vatandaşı olduğunu ve yurtdışında yaşadığını, 08.12.2020 tarihinde taşınmaz satış işlemleri için Türkiye'ye geldiği sırada hakkında yapılan takipten haberdar olduğunu, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin mernis adresine Türkiye'de bulunmadığı bir tarihte yapılması ve haber kağıdı yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, takibin hiç bir dayanağı bulunmadığını, borca ve fer'ilere itirazı bulunduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun yurt dışında olmasının İİK'nın 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz nedenlerinden olmadığını, borçlunun mernis adresine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu, yurt dışında bulunduğu sırada tebligat yapılması halinde dahi kendisine vekil tayin ederek hukuki süreçleri takip etmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz talebinin reddini istemiştir. III....
Dosya içerisindeki ... 1.İcra Müdürlüğünün 2007/898 sayılı takip dosyasında yer alan 02.03.2007 tarihli takip talebi ekinde yer alan borç listesi incelendiğinde, davacının 1996-2005 yılları arasında tahakkuk eden ve ödenmeyen elektrik bedellerinin tahsili için takip talebinde bulunduğu, davalının borca itiraz dilekçesi ile 1996 yılına ait 2010/9526-16642 Borçların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, borca ve faize itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Yine, Davacı ... ile davalı arasında abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte, Davalının aboneliğinin Köy aboneliği olarak adlandırıldığı, 1975 yılında köy elektrik hizmetlerinin TEK’e devri nedeni ile bu abone ile ilgili herhangi bir kaydın ve sözleşmenin mevcut olmadığı anlaşılmakta olup, esasen tüm bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir....