Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan iş bu davanın usul yönünden hatalı olduğunu bu sebeple öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini zira iş bu davaya konu icra takibi genel haciz yolu ile takip dosyası olup itiraz süresinin 7 gün olduğu, bu itirazın yazılı veya sözlü olarak icra dairesine yapılacağını, borçlunun ödeme emrine itirazı için belirlenen süreler kesin olup bunun tek istisnası gecikmiş itiraz olup, davacının gecikmiş itiraz için bildirmesi gereken delilleri bildirmediğini, yapılan tebligatın ve tüm işlemlerin usulüne uygun olduğunu, davacı borçlunun kendisine hesap kat ihtarnamesi gönderilmediği yönündeki iddiasının da gerçeği yansıtmadığını yine davacı borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri ekinde takip dayanak belgelerinin olmadığı yönündeki itirazı da gerçeği yansıtmadığını, mükerrer takip bulunmadığını, takip dosyaları incelendiğinde de görüleceği üzere başlatılan takiplerden birisi ipoteğin paraya çevrilmesi diğeri rehnin paraya...

günlük yasal süre aşılarak 10/07/2019 tarihinde gecikmiş itirazda bulunduğu, dolayısıyla borçlunun isteminin süresinde yapılmadığı, borçlunun vesayet altında olmadığı gibi, İİK'nun 55.maddesi uyarınca yapılan bir başvurunun da söz konusu olmadığı gerekçesiyle gecikmiş itirazın süre aşımı nedeniyle reddine, İcra ve İflas Kanunu'nda gecikmiş itirazın reddedilmesi halinde başvuran taraf aleyhine tazminata hükmedileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, davalının yasal dayanağı bulunmayan tazminat talebinin reddine karar vermiştir....

Bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir.(HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E. 1991/344K.) Borçlunun şikayet dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı yasanın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı) O halde mahkemece, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, başvurunun İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz olarak nitelenip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Başvuru; İİK'nın 16/1 maddesi kapsamında ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve gecikmiş itiraza ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

    Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, davanın konusunun usulsüz tebligat olmadığı ve icra takibine gecikmiş itiraz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi açıkça gecikmiş itirazlarının kabulünün istenildiğini, mahkemece açıkça HMK'nın 25. maddesine aykırı hareket edildiğini, ayrıca mahkemece HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırı hareket edildiğini ,davacının talebinin dışına çıkılarak karar verildiğini, davacıya yapılan tebligatların hukuka uygun olduğunu ve mevcut tebligat mazbatalarının incelenmesinde açıkça görüleceğini, tebligatın 16/03/2022 tarihinde muhatap hanede olmadığından dolayı aynı hanede ikamet eden ve davacının eşi olan Kadriye Gebeç'e yapıldığını, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesi gereği yapılan tebligatın usul ve kanuna uygun olduğunu ve davcının gecikmiş itiraz talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, tebliğ yapılan eşin muhatap eşe bu konuda bilgi vermesi hayatın olağan akışı içerisinde kabul görecek...

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki yetkiye itiraz ve gecikmiş itiraz talebi üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 11.10.2021 olarak düzeltilmesine, ilamsız takipte diğer itirazların takibin şekline göre icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bahisle sair yöndeki istemin reddine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353 (1)-b/2 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının gecikmiş itirazının süreden reddine karar verilmiştir....

      Tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tespit edilmediğinden, tebiğ işlemi 7201 sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi gereğince usulsüzdür.Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı)....

        İcra Müdürlüğü'nün 2015/1988 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini, davalı şirketin itirazının yersiz olduğunu belirterek davalının borca itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin bu davayı açmasında hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Somut uyuşmazlıkta, dosya ekinde sunulan onaylı icra dosyasında davacı vekilinin davalı işveren aleyhine ... (...)...

          İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

            Davacı adına vekili başvurusunda "..ilamsız takipte ödeme emrinin işyeri tarafından 04/10/2019 tarihinde alındığını, müvekkiline 08/10/2019 tarihinde iletildiğini,.." beyan etmiş davasını gecikmiş itiraz olarak nitelemiş Mahkemece de yukarıda açıklanan özetle " raporun incelenmesinde yatak istirahatinin söz konusu olmadığı, 2004 sayılı İİK'nun 65. maddesinde gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığı " gerekçesi ile gecikmiş itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu