Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dönüş yapıp tutuklanmış olmasının hakkında yapılmış olan takibi öğrenmesine engel teşkil etmeyeceğini, İİK'nun 65. maddesi hükmüne göre borçlunun tutukluluk halinin itiraza engel teşkil etmeyeceğini ve süre bakımından itiraz edebilme hakkına esas alınacak zaman kıstasının borçlunun borcu öğrenme tarihi değil, engelin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağını, bu durumda borçlunun gecikmiş itirazlarının maninin kalktığı ve yurt dışından döndüğü 18/09/2021 tarihinden itibaren 3 günlük süre içerisinde icra mahkemesine gecikmiş itiraz yoluna başvurma hakkına sahip olduğunu, davacı tarafça yapılan itirazın haksız ve süre aşımına uğramış bir itiraz olup, kabulünün mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

karar verildiğini, mahkemenin 2020/345 Esas sayılı dosyası ile de gecikmiş itirazda bulunduğunu, davalının gecikmiş itiraz davası kabul edilirse usul ekonomisi ve İİK 269/d maddesindeki yollama nedeniyle uygulanması gereken İİK 65/4....

Yakın komşusu Sinan Batur haber verildi." şerhi ile tebliğ edilmiş, 07.06.2021 tarihinde açılan dava ile gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verilmesi ve hacizlerin kaldırılması; 09.06.2021 tarihinde açılan dava ile usulsüz tebligat ve aşkın hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece asıl dava yönünden şikayetin kabulü ile tebligat tarihinin düzeltilmesine, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına, birleşen dava yönünden derdestlik ve itirazların icra dairesine yapılması gerekirken mahkemeye itirazın yerinde olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....

İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, borçlunun bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi ve mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda şikayetçinin yurt dışında bulunması ve kış şartlarının ağır geçmesi ve buna ilişkin olarakda ibraz ettiği, gazete küpürleri mazereti ispata yeterli delil olarak kabul edilemez. Bu durumda gecikmiş itirazın koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak başvurunun reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, HUMK 388/4....

    Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının gecikmiş itiraz talebinde bulunduğunu, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü sebebiyle ödeme emrinin iptali gibi bir talebin olmadığını, mahkemenin taleple bağlı olduğunu, gecikmiş itiraz talebi nedeniyle ödeme emrinin usule uygun olduğunun kabul edilmiş olduğunu, bunun yanında tebligatın usule uygun olduğunu, ayrıca mahkemece davacının öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin tebliğ tarihi sayılmasına gerekçe olarak dosyada aksini gösterir başkaca delil olmadığı belirtilmiş ise de taraflarına bu hususta delil sunma hakkı verilmediğini, davanın kısmen kabul edilmesi sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve borca itirazın esastan reddi sebebiyle davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....

    İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulu, usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasıdır. Somut olayda borçlu vekili ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlığın İİK. nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir....

      İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. İİK'nun 65. Maddesi gereğince gecikmiş itirazda bulunabilmek için; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle itiraz edememesi gerekir. HMK'nın 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı şirket tarafından muteriz borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 07.07.2021 tarihinde icra dosyasına borca ve ferilerine itirazlarını içerir dilekçe verdiği, aynı tarihte 06.07.2021 tarihinde İİK’nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazının kabulü için dava açtığı, borçlunun itiraz dilekçesi ekinde delil olarak sağlık raporu ibraz ettiği, borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının “muhatabın tebliğ anında tebligat adresinde bulunmaması, işte olması nedeniyle 28.06.2021 tarihinde aynı konutta ikamet eden ...'...

        Borçlunun icra takibinin kesinleşmesinden sonra icra dosya borcunu ödemiş olması, icra mahkemesinin borçlunun gecikmiş itiraz başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, borçlunun gecikmiş itiraz isteminin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, icra dosyasının infazen kapatıldığı gerekçesiyle "dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup (Yargıtay 12.HD 2014/13592 E, 2014/15857 K), davacı tarafın buna ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. (II)İİK’nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir....

        Somut olayda, davacı borçlu dava dilekçesinde tebligat usulsüzlüğü şikayetini getirdiği gibi, gecikmiş itirazda bulunduğu anlaşılmakla yerleşik yargıtay içtihatları nazara alınarak hukuki tavsif hakime ait olmak üzere, mahkemece tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiğinden, başvurunun gecikmiş itiraz olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece başvurunun gecikmiş itiraz niteliğinde kabulü ile bu doğrultuda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde sadece tebligat usulsüzlüğü olarak vasıflandırma yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan davacının istinaf başvurusunun belirtilen sebeple kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun belirtilen sebeple KABULÜ ile, HMK'nın 353/1- a-6. maddesi gereğince Gebze 1....

        UYAP Entegrasyonu