Spor Kulübü tüzel kişiliği olan prim, işsizlik sigortası primi, idari para cezası, damga vergisi ve bu borçların gecikme zamlarının ödenmemesi nedeniyle, kulüp yönetim kurulu asil üyesi olan davacı aleyhine; 2006/10813, 2005/12198, 2006/10813, 2006/11783 dosyalarından 2005/2-7. aylar prim ve gecikme zammı; 2006/10814, 2005/12199, 2005/11784, 2011/10008 dosyalarından 2005/2-7. aylar işsizlik primi ve gecikme zammı; 2005/11785, 2005/12200 dosyalarından 2005/3-6. aylar damga vergisi ve gecikme zammı; 2006/10890 dosyadan 2005/2-7 aylar idari para cezası ve gecikme zammı; 2005/12198, 2006/10813, 2006/11305, 2011/10007 dosyalarından 2005/6-2006/6. aylar prim ve gecikme zammı; 2006/11306, 2006/10814, 2005/12199, 2011/10008 dosyalarından 2005/6-2006/6. aylar işsizlik primi ve gecikme zammı; 2005/12200, 2006/11307 dosyalarından 2005/6-2006/6. aylar damga vergisi ve gecikme zammı; 2006/10890, 2006/10816 dosyalarından 2005/7-2006/1. aylar idari para cezası ve gecikme zammı; 2006/11305, 2006/12290,...
Dosya kapsamından davanın 999.282.000TL.( Eski TL) değer gösterilerek açıldığı, asıl alacak olarak 275.002.000 TL, ile 717.200.000 TL gecikme cezası tahsilinin istendiği anlaşılmaktadır. HUMK'nun 1.maddesinde, "...Faiz, icra tazminatı ve giderler görevin tespitinde hesaba katılmaz." hükmüne yer verilmiştir. Bazı kanunlarda gecikme zammı faiz niteliğinde değildir. Zira gecikme zammının miktarının belirlenmesinde zaman unsurunun da önemi yoktur, gecikme zammı ana paraya belli bir oran uygulanarak tespit olunur. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi gecikme zammının faiz niteliğinde olmadığını kabul ederek asıl alacak ve gecikme zammı toplamı üzerinden temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirtmiştir. Bu durumda, dava tarihi olan 2002 yılında dava değeri olan asıl alacak ve gecikme cezası toplamının Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı olan 400,00 TL’den fazla olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
edilmeyen ürünlerin bedeli üzerinden değil, toplam sözleşme bedeli üzerinden gecikme cezası kesilerek 120.572,93 Euro gecikme cezası uygulandığını, bu cezanın 109.725,93 Euro’luk kısmının haksız olduğunu, uygulamanın sözleşmeye, hukuka ve TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, uygulanacak ceza kesintisinin teslim edilmeyen mallar üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek; müvekkili şirketten fazladan tahsil edilen 109.725,93 Euro gecikme cezasının, cezanın kesildiği tarihten itibaren Euro üzerinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte TBK’nın 99. maddesi gereği belirtilen miktar yönünden aynı bedel ile iade edilmesini talep etmiştir....
Dava konusu alacağın dayanağını oluşturan abonelik sözleşmelerinden 232692 ve 334529 nolu sözleşmelerde su bedellerini son ödeme tarihine kadar ödemeyenlerden tarifelerde öngörülen gecikme cezasının alınacağına dair hüküm var ise de 668384 ve 275037 nolu abonelik sözleşmelerinde zamanında ödenmeyen fatura tutarlarına gecikme cezası işletileceğine dair bir düzenleme bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Davacı ... ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir kurumdur. Davacının talep ettiği alacak, davalı bakanlığa bağlı kurumlara sattığı su bedeli ve su bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan gecikme zammı ve bu gecikme zammına uygulanacak KDV alacağına ilişkindir. Su satımından dolayı tahakkuk ettirdiği alacak, amme alacağı sayılmadığı gibi, su bedelinin geç ödenmesi halinde 6183 sayılı yasada yer ... gecikme zammının uygulanacağına dair yasalarda da bir hüküm bulunmamaktadır....
Sözleşmenin 25. maddesi “Gecikme halinde uygulanacak cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı olup madde şu şekilde düzenlenmiştir. 25.1 “…..süre uzatım halleri hariç yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde en az 10 gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanır” 25.2 “yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %0,06 (on binde altı) oranında gecikme cezası uygulanır” anılan sözleşme hükümleri birbirinden bağımsız değerlendirilemeyeceğinden gecikme cezasının ancak 10 gün süreli yazılı ihtarı müteakip uygulanabileceği değerlendirilmiştir....
Davacının talebiyle bağlı 1.435,42 TL geçiş ücreti ve gecikme cezası toplamını davaya konu edilebileceğinin hesaplamalarla belirlenmiş olduğu, Yine geçiş ücreti ve gecikme cezasına ilişkin dosyaya sunulmuş olan evraklar uyarınca hesaplanan toplam 346,98 TL faize ilişkin davacının 300,61 TL faiz talep ettiği ve 300,61 TL faiz üzerinden faiz KDV’sini de 54,11 TL olarak talep ettiği, davacının talepleri toplamı olan 1.435,42 TL’nin hesaplamalarımız kapsamında kaldığının görüldüğü, Madde hükmünde, geçiş ücretinin 15 gün içinde ödenmemesi halinde gecikme cezasına ilişkin düzenleme bulunmakta ise de faiz hususunda bir düzenleme madde hükmünde açıkça bulunmamaktadır. Ancak talebe binaen takdiri Mahkemeye ait olmak üzere yukarıda geçiş ücreti ile birlikte Gecikme cezasına ilişkin olarak hesaplanan toplam faiz ve KDV ile toplam 1.490,13 TL istenip istenmeyeceğine ilişkin oran ve gün olarak hesaplaması gösterilmiştir....
GECİKME ZAMMILEHE KANUN UYGULANMASI 647 S....
TL'nin, birleşen 2006/675 esas sayılı davada, müvekkilinden 01.11.2005-31...2006 tarihleri arasında haksız yere tahsil edilen ....891.357,44 TL ana para, bu meblağ üzerinden mevcut sözleşme çerçevesinde tahsil tarihinden dava tarihine kadar tahakkuk etmiş ....738.966,27 TL gecikme faizi ve 1.095.456,29 TL gecikme cezası olmak üzere toplam ....725.780,00 TL'nin, birleşen 2007/607 esas sayılı davada, 01.11.2006-28.02.2007 tarihleri arasında müvekkilinden haksız yere tahsil edilen 5.335.965,00 TL ana para, tahakkuk etmiş 1.115.745,... TL gecikme faizi ve 384.739,69 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 6.836.449,79 TL'nin, akdi gecikme faizi ve gecikme cezası ile KDV ve ÖİV ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ....05.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl ve birleşen davalarda talep edilen gecikme cezası ve gecikme faizi miktarlarını kısmen yükseltmiştir. Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur....
Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz. Somut olayda, davacı vekili, gayrimenkul satış ve inşaat yapım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, gecikme tazminatı, kira alacağı, olmadığı taktirde aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazmini talebinde bulunmuştur. Dava, terditli dava niteliğindedir. Davacının isteği öncelikle tapu iptali ve tescil, gecikme tazminatı, kira alacağı, mümkün olmaması halinde aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazminidir. Mahkemece tapu tescil şartları oluşmadığından davacı vekilinin terditli diğer talebinin kabulü ile gecikme cezası ile kira bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacının terditli açılan davadaki ikincil talebi olan aynen ifadan vazgeçerek müspet zararın tazmini istemi yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmamış ve olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir....
Mahkemece, bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davacının takip tarihi itibariyle 2.973.06.TL asıl alacak, 5.747.55.TL gecikme cezası, 7.08.TL açma kapama bedeli olmak üzere toplam 8.727.69.TL alacaklı olduğunun tespiti ile itirazın bu miktar yönünden iptaline, davalının %40 icra inkar tazminatı olan 3.491.08.TL' ya mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Her ne kadar Mahkemece, bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; karar tarihinden sonra 25.02.2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel ......