Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Geçit Hakkı, Su İsale Hattına Müdahalenin Önlenmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekili tarafından müvekkilli şirketin kullanımında olan yolun davalı Rahmi tarafından kapatılıp su isale hattına zarar verildiğinin ileri sürülerek geçit hakkı tesisine ve su isale hattına müdahalenin önlenmesine yönelik karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Geçit hakkı tesisine yönelik benzer bir olayda Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15157 Esas, 2020/4212 Karar sayılı ilamında; "...Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır....

Kadastro Mahkemesi ise, davanın su borularına yapılan müdahalenin önlenmesine ilişkin olup taşınmazın mülkiyetine veya kurulmuş bir sınırlı ayni hakka müdahalenin söz konusu olmadığı, haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, davacı tarafından döşenmiş olup davalı tarafından haksız müdahalede bulunulduğu ileri sürülen su isale hattına vaki müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Diğer bir deyişle suyun kullanım hakkına ilişkin olup su boru hattının kurulduğu taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından ve yenilik doğurucu bir karar almayı gerektirdiğinden uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerekmektedir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ......

    Mahkemece, daha önce 1968 yılında yapılan sözleşmeye göre kurulan İznik gölünden gelen mevcut su isale hattından saplama yoluyla depoya kadar yeni su isale hattı kurularak 24.07.2001 tarihli sözleşmeye göre sudan yararlandığı davalının sadece ana giderlere katılma yükümlülüğünün olduğu dikkate alındığında davacının suyu kullanım şekli ve miktarı yönünden 16.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere sözleşmeye aykırı davranışı bulunmadığından davacının tazminat talebi ile birlikte yerinde görülmeyen davasının reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, su isale hattına ve suya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı belediyenin su kullanma hakkının temelini 24.07.2001 tarihli yönetim kurulu kararı oluşturmaktadır....

      Davalı vekili, su isale hattının yaklaşık 30 yıldır kullanılmadığını, isale hattının bozulmuş, çürümüş, kullanılmaz durumda olduğunu, kargır evin yıkıldığını, isale hattında davalının tek başına söz sahibi olmadığını, dağıtım deposundan davalının evine kadar döşenen su isale hattının davacının tarlasından geçmediğini, köyün ortak malı olan yolun altından geçtiğini, davacının da burdan su almak istediğinde masrafları karşılayarak alabileceğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen 20.05.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmaza gelen su hortumunun kesildiği, davalı suyun kooperatife yönlendirildiği belirtilmiş, yine 29.05.2009 tarihli inşaat mühendisinin bilirkişi raporunda da dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan su alma yerinin davalı kooperatif tarafından etrafındaki ağaçlar kesilerek askeri bölgeye giden suyun güzergahı değiştirilerek davalı kooperatife doğru yönlendirildiği, su borularının askeri bölge içinde kalan kısmında hasar yaratıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda davalı koopertifin dava konusu 1661 parsel sayılı taşınmazdaki su isale hattına müdahalesinin olduğu sabittir....

          Bu düzenleme, sözleşmenin tümü ile birlikte yorumlandığında davalı belediyeye, TEKEL’e özgülenen suyun bir kısmının kullanım hakkının bırakıldığı fakat bu hakkın davalının isale hattı yapması şartına bağlandığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle davacının kullanımına bırakılan su isale hattından davalıya yararlanma hakkı tanınmamıştır. Mahkemece sözleşmenin bu hükmü gözetilmeden davalının su isale hattından da yararlanma hakkı varmış gibi kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Tüm bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; davacının kendisine ait isale hattına bağlantı yaparak su kullanıldığı iddiasını ispat için imkan tanımak üzere keşif yapmak, davalının sözleşmeye aykırı bir kullanımı tespit edildiği takdirde elatmanın önlenmesine karar vermek, aksi halde davanın reddine karar vermek olmalıdır. Davacının ikinci kademedeki tazminat istemi ise belirtilen bu inceleme sonucuna göre değerlendirilerek hükme bağlanmalıdır....

            da bu isale hattına katılacağı) hususunun düzenlendiği görülmektedir....

            Davacı vekili, davacı belediyenin kadim kullanım hakkı olan Okçu suyuna davalı köyün müdahale ettiği belirtilerek, davalının ... ve ... kaynağından davacı belediyeye su taşıyan isale hattına vaki elatmasının önlenmesini, Balıkçıl kaynağından köye su götürülmesi amacıyla davalı tarafından yapılan ...uların kal'ini talep etmiştir. Davalı vekili, davalı ve davacının içme suyu kaynaklarının farklı olduğunu, davacıya ait isale hattına davalının bir müdahalesinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla tensip tutanağı, ön inceleme duruşması ve 1. celse yapılmış, 2. celsede dosyanın 3533 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi ve hakem sıfatıyla bakılmasına dair ara karar kurulmuş, hakem sıfatıyla yapılan yargılama sonucunda da ... İli, ......

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/170 ESAS DAVA KONUSU : Geçit Hakkı KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, dava dışı üçüncü kişi T7 ve davalı T3 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilli şirketin kullanımında olan yolun davalı Rahmi tarafından kapatılarak su isale hattına zarar verildiğinin ileri sürülerek geçit hakkı tesisine yönelik karar verilmesi ve geçit hakkına ve su isale hattına yönelik tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında 29/06/2021 tarihli tensip zaptının 14 numaralı ara kararında özetle; Mersin 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/06/2021 tarih, 2021/13 D....

              Bahsi geçen kararın altıncı paragrafında "...Belediye Başkanlığı ile yapılan görüşmede suyun yeni yapılacak tevzi deposuna pompalanması için gerekli trafo pompa isale hattı ve diğer tüm donanımların belediye imkanları ile yapılacağı" belirtilmiştir. Bu düzenleme, sözleşmenin tümü ile birlikte yorumlandığında davalı belediyeye, ...'e özgülenen suyun bir kısmının kullanım hakkının bırakıldığı fakat bu hakkın davalının isale hattı yapması şartına bağlandığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle davacının kullanımına bırakılan su isale hattından davalıya yararlanma hakkı tanınmamıştır. Mahkemece kararın bu hükmü gözetilmeden davalının su isale hattından da yararlanma hakkı varmış gibi kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu