Gerçekten davacı taşınmazının nisbi geçit ihtiyacı içinde bulunduğu açıktır. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak geçit güzergahı belirlenirken komşuluk hukukunun fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi hiçbir zaman gözden kaçırılmamalıdır. Denilebilir ki, geçit kurulmasına ilişkin davalarda davacının tam bir tasarruf hakkı yoktur. O yüzden, uygun geçit güzergahı saptanırken davacının subjektif isteğine bakılmamalı, geçit az yukarıda sözü edilen fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gözetilerek objektif ölçülere uygun belirlenmelidir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı vekili, müvekkiline ait 629 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 588 ve 630 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir....
Davacıya ait 248 parsel sayılı taşınmazdan genel yola ulaşım sağlanabilmesi için geçithakkı kurulması zorunlu ise de fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük parsellerin tercih edilmesi gerekir. Aleyhine geçit hakkı tesis edilen 1699 parsel sayılı taşınmazın eni geçit hakkı tesisi ile tamamen daralmakta ekonomik olarak kullanım bütünlüğü bozulmaktadır. Bu durumda anılan taşınmaza komşuluk ilkelerine aykırı olarak daha fazla külfet yüklenmemelidir. O halde mahkemece, 26.07.2012 tarihli harita mühendisi bilirkişi raporunda altıncı seçenek olarak belirtilen güzergahta öncelikle tamamı kuzeydeki 9.628 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki 253 ve daha sonra 252 parsel sayılı taşınmazlardan genel yola ulaşacak şekilde geçit hakkı kurulup kurulamayacağının araştırılması gerekir....
Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın ... bir değer tespiti yapılmalıdır. Somut olayda, davacının paydaş bulunduğu 802 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Mahkemece, 802 parsel yararına 818, 819 ve 825 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmuştur. Yararına geçit hakkı kurulması istenen davacının da paydaş olduğu 802 parselde, 1805 parselin tam pay maliki ... da paydaştır. Açılan ve kesinleşen başka bir dava ile 1805 sayılı parsel yararına 831 ile 833 parsel sayılı taşınmazlar yükümlendirilmek suretiyle geçit kurulduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 04.08.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 58 ve 41 parsel sayılı taşınmazlarının genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılardan ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar yanıt vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, 41 parsel sayılı taşınmaz yararına 64 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, 27 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılara ait 448, 449, 450, 464, 465, 491 ve 492 parsel sayılı taşınmazlardan ya da mahkemece uygun görülecek yerlerden geçit hakkı kurulmasını talep etmiş, mahkemece ... bilirkişisi ... Başsoy'un 20.05.2006 günlü raporuna ekli krokiye ve kısa karara göre 645 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise, kısa kararla çelişki yaratacak şekilde 492 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulmasına karar verilmiş, hükmü 645 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu söyleyen (dosyada 645 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı yer almamaktadır. ) ... ... temyiz etmiştir. Somut olayda; ... bilirkişisi tarafından düzenlenen 20.05.2006 günlü rapora ekli krokiye göre , davacının maliki bulunduğu ve geçit hakkı talep ettiği 27 parselin mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Dava, davacıya ait 109 parselin yola ihtiyacı olduğundan, 9, 10 ve 12 parsel malikleri ile 103 sayılı mera parseli için Hazine davalı gösterilmek suretiyle geçit hakkı istemine ilişkindir. Davalı Hazine vekili davanın reddini istemiş, mahkemece, davacının 103 sayılı mera parselinden geçit kurulması için ısrar ettiği, meralardan geçit hakkı verilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dilekçesinde 103 sayılı mera parseli ile birlikte, diğer şahıs parselleri içinde dava açılmış, en uygun yerden geçit kurulması istenmiş, ancak geçit için en uygun yerin 103 parsel olduğuna dikkat çekilmiş, gerek dava dilekçesinde gerekse yargılama sırasında ve temyiz dilekçesinde mutlaka 103 sayılı mera parseli üzerinden geçit kurulması, aksi halde başka yerden geçit istemeyeceği hususunda ısrar edilmemiştir. Aksine en uygun yerden geçit kurulması tekrarlanmıştır....
Somut olaya gelince; öncelikle 71 ve 76 parsel sayılı taşınmaz malikleri birlikte taşınmazları yararına geçit hakkı kurulmasını istediklerine göre, 71 parsel sayılı taşınmaz için 76 parsel sayılı taşınmaz ile akdi irtifak kurulmak üzere davacılara süre verilmeli, olmadığı takdirde 71 parsel sayılı taşınmaz yararına 76 parsel sayılı taşınmazdan hükmen geçit hakkı kurulması yoluna gidilmelidir. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olsa da özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak da geçit güzergahı saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Bu özelliğinden dolayı komşular arasında fedakarlığın dağıtılması ve denkleştirilmesi kuralı duraksamasız bir şekilde uygulanmalıdır. Bu davalarda hiçbir zaman davacının subjektif arzusunun önemi yoktur. Geçit, objektif esaslara göre davayı çözecek hakim tarafından belirlenir....
Somut olaya gelince; mahkemece, davacıya ait (eski 138) 105 ada 130 parsel sayılı taşınmaz lehine (eski 135 parsel) 105 ada 7 parsel ve (eski 184 parsel) 105 ada 129 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurularak; daha önce 136 parsel lehine 133 ve 134 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesis edilmiş olan alana bağlandığı, lehine geçit hakkı kurulan taşınmazın kesintisiz olarak genel yola ulaşacak şekilde geçit tesis edilmediği, kesintisizlik ilkesinin gözetilmediği anlaşılmaktadır....
Ayrıca aleyhine geçit hakkı tesis edilen 257 ada 12 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 5215,91 metrekare olduğu, bu taşınmazın güney doğusunda bulunan 13 parsel sayılı taşınmazın 10.628,01 metrekare, 14 parsel sayılı taşınmazın ise 9.186,42 metrekare olduğu görülmüştür. Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, 13 ve 14 numaralı parsel sayılı taşınmazların malikleri usulüne uygun olarak davaya dahil edilmeli, mahallinde uzman bilirkişiler refakatiyle yeniden keşif yapılmalı, 257 ada 10 parsel sayılı taşınmaz lehine 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlardan geçit alternatifleri araştırılmalı, geçit hakkının hangi yola bağlandığı krokide işaretlenmeli, keşif tarihine göre geçit hakkı tesis edilecek yerin değeri belirlenmeli, en uygun alternatiften geçit hakkı tesis edilmelidir. Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ......