Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi doğru görülmemiştir....

    KARAR Dava dilekçesinde, boşanmakla velayeti davacı anneye verilen küçük "Nevzat"ın adının "Murat" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan ve boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMKnun 339/5. maddesine göre, çocuğun adını ana ve babası koyar....

      Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen 202 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetildiğinde, düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının eldeki dava bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, davanın esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen 874 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile getirilen hataların idari yoldan düzeltilmesini amaçlayan düzenlemenin dışında kaldığı gözetildiğinde; düzeltim için doğrudan dava açılabilceği kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, davanın esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir., Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ın adının "Mira" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'...

            Ne var ki, somut olayda; düzeltilmesi istenen tapu kaydının mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluştuğu, mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetildiğinde, düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının eldeki dava bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca, davanın esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, 492 Sayılı Harçlar Yasasının mükerrer 138.maddesinin sonuna eklenen fıkra ve 31.12.2009 günlü Resmi gazetede yayımlanan Harçlar Yasasının Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesi gereğince taşınmazın satış bedeli üzerinden karar tarihine göre (binde 9,9) nispi karar harcı, alınmasına karar verilmesi gerekirken %09 (binde 9) harç alınmasına karar verilmesi ve taşınmazın tapu kaydına göre paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve taraflar arasında elbirliği mülkiyetinin bulunmadığı görüldüğü halde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün harçla ilgili 3.bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "satışına karar verilen taşınmazın satış bedeli üzerinden %09,9 oranında tahakkuk edecek karar harcından peşin alınan 13.10 TL'nin mahsubu ile bakiye harcın tapu kaydındaki payları oranında taraflara aidiyetine” ibaresinin eklenmesine, hükmün...

                Özdarıca’nın maliki olduğu 1212 ada 8 ...... sayılı taşınmaza ait ... kaydında ... mirasbırakanın adının “ ... kızı ...(... karısı) ” olarak yazıldığını ileri sürerek, anılan kaydın ... kayıtlarına uygun şekilde “... kızı ... Özdarıca ” olarak düzeltilmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır. Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"Daire : VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Karar Yılı : 1994 Karar No : 131 Esas Yılı : 1993 Esas No : 105 Karar Tarihi : 25/02/994 İHRACATI TEŞVİK BELGESİNDEKİ İHRACAT TAAHHÜDÜNÜN YATIRIM TEŞVİK BELGESİ YÖNÜNDEN DE GEÇERLİ KABUL EDİLEMEYECEĞİ, İHRACAT TAAHHÜDÜNDE BULUNULMAYAN VE YATIRIMIN YARARLANACAĞI TEŞVİK TEDBİRLERİ ARASINDA VERGİ, RESİM VE HARÇ İSTİSNASI BULUNMAYAN KURUMUN 3505 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 2 NCİ MADDESİYLE GETİRİLEN DAMGA VERGİSİ İSTİSNASINDAN YARARLANAMAYACAĞI HK. Kurumun imalat-dokuma-giyim-pakumlu boyama alanındaki yatırım için aldığı Yatırım Teşvik Belgesinde, 2 milyar lira olan sermayesinin sadece bu yatırım için nakit olarak artırması öngörülmüştür. Sermayesini genel kurul toplantısında 8 milyar liraya yükselten Kurum bu değişikliği Ticaret Siciline tescil ettirmiştir....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 411,26 TL maddi, 650,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, "Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' yerine, "Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu