WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinin içeriği davacı vekili tarafından verilen 14.02.2007 tarihli açıklayıcı beyanlarını içeren dilekçesi ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi davacı taraf, hem davalı ile aralarında yaptıkları 05.12.1994 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle davalıya murislerinden intikal eden taşınmazların davacılar adına tapuda intikal ettirilmemesinden doğan paylar yönünden oluşan alacak, hem de bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden sonra davacılar tarafından diğer hissedarlardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle alınan payların inanç sözleşmesi iddiasına dayalı olarak ve ayrıca vekaletname ile davalı adına tescil ettirmelerinden dolayı da alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemenin, sadece taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu değerlendirilerek hüküm tesisi yerinde değildir....

    Davalı borçlu T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı Eray Kömürcü'ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Sinpaş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2008/3678 sayılı icra dosyasında davalı yüklenici ile yaptığı temlik sözleşmesi (satış vaadi) gereğince ödenen bedelin iadesi için ilamsız icra takibi yapılıp kesinleşmiştir. Davacı ile davalı yüklenici şirket arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. maddesinde, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi veya gecikme halinde, alacaklının hakkını nasıl kullanacağı düzenlenmiştir. Özellikle BK'nın 106/II. maddesinde borcun yerine getirilmesinde direnilmesi halinde alacaklıya, üç seçimlik hak verilmiştir: bunlar 1-Her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme; 2- Sözleşmenin yerine getirilmesinden vazgeçilerek olumlu (müsbet) zararını isteme; 3- Sözleşmeden dönme (fesih) ve olumsuz (menfi) zararı isteme olarak açıklanmıştır....

      Değerlendirme : Dava; davacı ile davalı inşaat şirketi arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödenen bedellerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Konut satış ve kredi sözleşmesi tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) Bağlı Krediler başlıklı 35. maddesinde; "(1) Bağlı kredi sözleşmesi; konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu sözleşmedir. (2) Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur....

      Davacı vekili; müvekkilinin talebinin bankaya ödemesi tamamlanmayan bedelin kendisine ödenmesi olmadığını, müvekkilinin bugüne kadar fiilen ödediği tutarları ve taşınmazın emsal araştırmasına göre keşif tarihi itibarıyla satış bedeli ile sözleşmedeki satış bedeli arasındaki farkı talep ettiğini, müvekkili tarafından kredi geri ödemesi kapsamında ödemesi gerçekleşmeyen bir tutarın iadesi talep edilmediğinden sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını, banka tarafından sağlanan konut finansmanı bağlı kredi niteliğinde olduğundan, Mahkeme kararı ile satış vaadi sözleşmesi hükümsüz kabul edilmişken, bağlı kredi niteliğinde olan konut finansmanı sözleşmesinin geçerli bir şekilde devam ettiğinin kabulü ve bakiye ödemelerin yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı Bankanın sorumluluk süresinin sona ermediğini, 2 yıllık olağanüstü hal süresi, inşaatın yıllardır durmuş halde beklemesi ve ortada teslimi söz konusu olan bir gayrimenkul bulunmadığı hususları dikkate alındığında; Bankanın...

        Noterliğinin 24.02.2005 tarihli ve 03570 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayandığı, ancak bu sözleşmenin konusunu oluşturan taşınmazın ...'a mülkiyetini geçirecek olan temeldeki kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmelerinin İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davalı ... ve ...'ın mülkiyet iddiasında bulunamayacaklarını, taşınmaz hakkında satış vaadi sözleşmesi de yapamayacaklarını, bu nedenle hem birbirleri arasında yaptıkları hem de davacı ile yaptıkları satış vaadi sözleşmesinin mülkiyeti geçirme borcuna yönelik işlem temelinin çöktüğü belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstanbul 20....

          Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı şirket ile davacı T1 arasında imzalanan 04.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça davalıya ödenen 377.250,00- TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, davacı tarafça sözleşme gereği davalıya verilmiş olan ve henüz ödenmeyen 30.06.2018 tarihli 56.000,00- TL bedelli ve 30.12.2018 tarihli 52.962,00- TL bedelli senetlerin ödemesinin durdurulmasını, senetlerin icra takibine konulmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı tarafın davalıya yapmış olduğu ödemelerin ödeme tarihi itibariyle işleyecek faiziyle beraber tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

          Bornova Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" başlığı ile düzenlenen adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, davalı şirketin 430.000,00-TL karşılığı yapımını üstlendiği İzmir ili, Bornova ilçesi, Kazım Dirik Mahallesi, ... nolu parselde kayıtlı ... numaralı 2+1 odalı bağımsız bölüm taşınmazı davacıya satış ve davacı adına tescilini vaad ettiği görülmüştür. Tarafların dosyaya celbini talep ettiği bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, dava konusu taşınmazlar üzerinde keşif yapılmak sureti ile dava dosyasının konusunda uzman gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi ... ve inşaat mühendisi ...'...

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davada, sözleşmenin feshi ile eksik işlerin giderilme bedeli ve yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için gerekli masrafların tahsili istenmiş, mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 25.07.2006 günlü düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı ve kapsamı çekişme konusu değildir. Davacı, arsa sahibi; davalı ise yüklenicidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi -KARAR- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 6545 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 14/2-a bendinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme de gözetilerek temyizin kapsamının esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; şekle aykırı düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 3. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu