Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ya devredildiği, eldeki davada ise taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı adına kayıtlı iken, nitelik yitirme nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle iptal edilip Hazine adına tescil edilen 1038 ada 112 parsel sayılı taşınmazın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusu olup olmadığına ilişkin olduğu, sözleşmenin düzenlendiği tarihte, 1038 ada 112 parsel numarasıyla tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin, Medeni Kanunun 705. maddesi uyarınca tescilden önce mahkeme kararı ile Hazineye geçtiği, ancak başkasına ait taşınmazlara ilişkin olarak da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılabileceği, geçersiz bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığı, ancak vaat borçlusunun tasarruf yetkisinden yoksun oluşu nedeniyle öznel imkansızlık halinin mevcut olduğu, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, 1038 ada 112 parseli kapsayıp kapsamadığı ile öznel bir ifa imkansızlığı halinin bulunup bulunmadığı, davanın terditli olarak açılması ve taşınmazın 6292 sayılı Kanunun...

    Birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali aksi takdirde tazminat talebine ilişkindir. Birleşen davacı ... ve birleşen davalı ... arasında......evmiye nolu vekaletname ile karşı davacı ...’ün karşı davalı ...’.....ada beş ve altı parsellere ilişkin olarak satış, satış vaadi sözleşmesi düzenleme, ahzu kabz, davalar ve resmi kurumlarda işlemleri takip etme, tevkil yetkilerini içerir vekaletname verdiği, karşı davalı ...’in de bu vekaletnameye dayanarak.... 05.06.2012 tarih ....... 11508 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazları oğlu davacı karşı davalı ...’e satış vaadinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri uyarınca geçerli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğu açıktır. Bunun aksini iddia ve ispat aynı nitelikteki resmi belge ile mümkün olacaktır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi, borçlu olunmadığının tespiti ve düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı yapılan ödemelerin iadesi ile davalı bankadan kullanılan konut kredisi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen kredi bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın HMK'nın 12. maddesi uyarınca kesin yetki yönünden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      Arazi Geliştirme İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında akdedilen "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi" başlıklı 25/08/2017 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi Fesih ve Devir Protokolü” başlıklı 23/03/2018 tarihli devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine,200.000,00 TL'nin muacceliyet tarihi olan 16/07/2018 'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ./.. ......

        Taraflarca tanzim edilen yazılı araç satış vaadi sözleşmesi araç satış sözleşmesinin ön sözleşmesi olması nedeniyle TBK 29. maddesi uyarınca ileride kurulacak araç satış sözleşmesinin şekline bağlı olup bu durumda satış vaadi sözleşmesinin Noterde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Cezai şart; asıl borca ilişkin fer'i bir hak olup, geçersiz sözleşmelerde yer alan cezai şartlar da geçersizdir. Adi yazılı araç satış vaadi sözleşmesine dayanak taraflar birbirlerinden cezai şart isteyemezler....

          Noterliği'nin 19/04/2002 tarih ve 2984 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi, davalı T3 ise Çatalca 1....

          Dava, taraflar arasındaki harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödediği bedelin iadesi ve sözleşmedeki belirtilen sürede teslim edilmediğinden dolayı kira alacağına ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlıdır (MK md. 706). Resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup, taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları yoktur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşmedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanır ( BK md. 29, Noterlik K. md. 60/3, md.89). Sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup, noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

          Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 08.03.2012 gün ve 691-144 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi isteminden kaynaklandığından, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını da ayrıntılı şekilde tekrarla, davalı tarafın yargılamanın bütününde davaya konu sözleşmenin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğunu ve resmi şekilde düzenlenmemiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz bir sözleşme olmasından dolayı taraflar arasındaki sözleşmeye bağlı edimlerin de geçersiz olduğunu savunduğunu, nitekim yerel mahkemece de yanılgıya düşülerek aynı gerekçelerle davayı reddettiğini, oysaki taraflar arasındaki sözleşmenin bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olmayıp ön satış vaadi sözleşmesi olduğunu, her iki sözleşme arasındaki doğrudan olaya özgü farkın ise; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçerli şekilde yapılmış olması halinde sözleşmenin taraflarına taşınmazın aynına ilişkin talep ve dava hakkı vermekteyken ön satış vaadi sözleşmesi taşınmazın aynına ilişkin değil de sözleşmede belirtilen maddi yükümlülükler anlamında taraflara talep ve dava hakkı vermek olduğunu, görülmekte olan davadaki...

            Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını da ayrıntılı şekilde tekrarla, davalı tarafın yargılamanın bütününde davaya konu sözleşmenin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğunu ve resmi şekilde düzenlenmemiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz bir sözleşme olmasından dolayı taraflar arasındaki sözleşmeye bağlı edimlerin de geçersiz olduğunu savunduğunu, nitekim yerel mahkemece de yanılgıya düşülerek aynı gerekçelerle davayı reddettiğini, oysaki taraflar arasındaki sözleşmenin bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olmayıp ön satış vaadi sözleşmesi olduğunu, her iki sözleşme arasındaki doğrudan olaya özgü farkın ise; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçerli şekilde yapılmış olması halinde sözleşmenin taraflarına taşınmazın aynına ilişkin talep ve dava hakkı vermekteyken ön satış vaadi sözleşmesi taşınmazın aynına ilişkin değil de sözleşmede belirtilen maddi yükümlülükler anlamında taraflara talep ve dava hakkı vermek olduğunu, görülmekte olan davadaki...

            UYAP Entegrasyonu