Davacı vekili 11/04/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiklerini davaya ödenen bedellerin iadesi yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir. Davacı vekilinin 02/10/2018 tarihli, 04/09/2019 tarihli beyan dilekçeleri ile 11/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde dava, davacı ile davalı yüklenici arasında arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı vekili tapu iptali ve tescile yönelik talebinden vazgeçerek bu talep yönünden feragat etmiştir. Bu haliyle davacının tapu iptali ve tescil istemi bulunmamaktadır....
Mahallesinde kain tapunun 511 ada, 52 parsel numarasında kayıtlı taşınmazda bulunan A Blok, 1 Nolu apart otelin 1/2 hissesi muhasebecisinin eşi ...' a ait olmak üzere tapudan satın aldığını, akabinde 27.9.2004 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...' ın hissesini de satın aldığını, 19.10.2004 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın %70 hissesini davalıya 50.000TL bedel ile satmayı vaad ettiğini, murisin bu işlemi çocuklarını miras haklarından yoksun bırakmak ve terekeden mal kaçırmak gayesi ile gerçekteki bağış iradesini gizlemek amacıyla herhangi bir bedel almaksızın yaptığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmakta makul bir nedeninin bulunmadığını ileri sürerek, 19.10.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile iptaline, bunun mümkün olmaması halinde kendilerinin miras payları oranında tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıdığını, bu sözleşmenin 3194 sayılı İmar Yasasının 18. md nin son fıkrasına aykırı olduğunu, imar planı olmayan yerlerle her türlü yapılaşma amacı ile arsa ve parselleri ayıracak özel parselasyon planlarına yönelik satış vaadi sözleşmelerinin yapılamayacağını, bu sözleşmenin tapuya tescilinin mümkün olmadığını belirterek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Yargılama sırasında davacı davasından feragat etniştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde dava konusu taşınmazın satış bedelinin 50.000.000 TL. (50,00 YTL). olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar ile davacının murisi ... arasında yapılan ... 1. Noterliğinin 07.02.1991 tarih 1942 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... İli ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin açılmış olup, mülkiyet aktarımı istemi yargılama aşamasında konusuz kalmıştır. Tarafların temyizi davada ikinci kademedeki istek tazminat istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, davacı tarafça tapu iptali ve tescil istenilmeyip, vekil tarafından yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine lişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K A R Ş I OY Dava, satış vaadi sözleşmesi gereğince tapu iptali tescil ve tapu kaydındaki şerhin terkini, birleştirilen davada ise dava konusu taşınmazlar üzerine konulan haciz şerhlerinin kaldırılması istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 19.04.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazların davacıya satışı vaat edilmiş, satış vaadi sözleşmesi de 18.01.2005 tarihinde tapuya şerh edilmiştir. Birleştirilen dosyada davacı vekili dava konusu taşınmazlardaki davalı ...' ın hisseleri üzerine davalılar lehine konulmuş olan hacizlerin müvekkili lehine yapılmış bulunan satış vaadi sözleşmesinden ve ihtiyati tedbir kararından sonra tapuya işlendiğini hacizlerin müvekkilini bağlamayacağını, dava konusu taşınmazların söz konusu hacizlerden arındırılmış olarak müvekkili lehine tescilini istemiştir....
Dosya kapsamından, dava dayanağı 28.05.1970 gün ve 7273 sayılı Kütahya Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 8.000- TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde dava konusu dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 10.000,00 YTL’nin tahsili istemine ilişkindir. İstem tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğundan görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da taşınmazın dava tarihindeki değerinin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda; dava konusu Kaşıkara Köyü 261 numaralı parselin dava tarihindeki değeri 28.01.2009 günlü bilirkişi ek raporuna göre, 11.341,68 YTL olup, sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....
Dava dilekçesinin içeriği davacı vekili tarafından verilen 14.02.2007 tarihli açıklayıcı beyanlarını içeren dilekçesi ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi davacı taraf, hem davalı ile aralarında yaptıkları 05.12.1994 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle davalıya murislerinden intikal eden taşınmazların davacılar adına tapuda intikal ettirilmemesinden doğan paylar yönünden oluşan alacak, hem de bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden sonra davacılar tarafından diğer hissedarlardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle alınan payların inanç sözleşmesi iddiasına dayalı olarak ve ayrıca vekaletname ile davalı adına tescil ettirmelerinden dolayı da alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemenin, sadece taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu değerlendirilerek hüküm tesisi yerinde değildir....