"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/06/2015 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava dışı ... ile müvekkili arasında düzenlenen 27.11.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2019 NUMARASI : 2017/289 2019/209 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
NOTER SATIŞ VAADI SÖZLEŞMESINE DAYALI TAPU IPTALI VE TESCIL HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE KADASTRO KANUNU (3402) Madde 12 "İçtihat Metni"Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen 09.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Tapulama sırasında 3335 m2 yüzölçümündeki 39 parselin 1/2payı davalılar miras bırakanı T..... Y.... adına tespit görmüştür....
nün murisi ... ile ... arasında düzenlenen 04.09.1975 tarihli noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre davalı ..., murisi...'dan kendisine intikali lazım gelen tapunun 1950 tarih, 27 cilt ve 46 sahife No'sunda kayıtlı taşınmazı ...'ye 6.000,00TL karşılığı satmayı vaad ve taahhüt etmiştir. Tapulu taşınmazın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satımı geçerli olup öncelikle davada taraf olan kişi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının tespiti gerekir. Davada taraf olan davalı ..., ... ve ... kızı olduğu halde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan ... ... ve ... kızı olup tapu kaydında hissedar olarak ... kızı ... yer almaktadır. Tapu kaydında anne adı belirtilmediğinden sözleşmenin tarafı olan satıcı ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığı tespit edilemediği gibi davanın tarafı olan ...'ın da sözleşmede ve tapu kaydında hissedar olarak görünen kişi olup olmadığı hususunda çelişki doğmaktadır....
Davalı vekili, davacının yurt dışında yaşadığını, dava konusu yerin teslim edilmediğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde belirlenen yerin ifrazdan sonra verilememesi durumunda aynı parselden aynı yüzölçümünde başka bir yerin verileceğinin taahhüt edilmesinin de yerin teslim edilmediğinin açık bir göstergesi olduğunu, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 05.10.2015 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarihli kararı ile ilamda yazılı nedenlerle hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece "davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 26.01.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya taşınmazın bir bölümünün satışı vaat edilmiştir....
Öte yandan, Dairemizin 09/02/2022 tarihli ara kararıyla da davacıdan, anılan taşınmazının tapu kaydındaki gayrimenkul satış vaadi şerhinin kaldırılması istemiyle davalı idareye veya ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurusunun bulunup bulunmadığı, varsa bu başvuruya ilişkin dilekçenin ve başvuruya istinaden tesis edilen işlemlere ilişkin tüm bilgi ve belgelerin aslı veya onaylı birer suretlerinin gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği; davacı vekili tarafından ara kararına cevaben verilen 28/04/2022 tarihli dilekçede, davalı idareye veya Tapu Sicil Müdürlüğü'ne tapu kaydındaki gayrimenkul satış vaadi şerhinin kaldırılması istemiyle herhangi bir başvuruda bulunulmadığı belirtilmiştir....
Arasındaki 12/06/2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 17/06/2008 tarihinde Muğla İli, Bodrum İlçesi, Türkbükü Mahallesi, 231 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerh edildiği, bu sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/194 Esas 2015/25 Karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, kararın 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği, anılan taşınmazdaki 1/3 hisseye 04/03/2009 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle haciz konulan hissenin takip borçlusu adına tapuya kayıtlı olduğu, davacı adına tescil işleminin 5 yıllık yasal süre içinde tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tapuya şerh edilmiş dahi olsa, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan bu şahsi hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerekir....
KARAR Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, .... Köyü, 579 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²'lik hisseyi davalı ...’un ... Noterliği’nin 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, davalı ...’ın bu yeri fiilen teslim alıp tel çit ile çevirdiğini ve meyve ağaçları dikmek suretiyle kullandığını, davalı ...’in ... Noterliği’nin 22.11.2002 tarih ve 32748 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile bu yeri davalı ...'ya satmayı vaat ettiğini, davalı ... ise malik sıfatıyla zilyedi bulunduğu ve kullandığı yeri davacı ...'a ......
KARAR Davacı, 22.11.1996 tarihli noterden düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile davalının kaba inşaat halindeki daireyi satmayı taahhüt ettiğini, davalıya 675,00 TL ödeme yaptığını, sözleşmede 01.04.1997 tarihinde tapuda ferağ verilmesinin kararlaştırılmasına rağmen yerine getirilmediğini, satış sözleşmesinin ifasınında imkansız hale geldiğini ileri sürerek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali ile davalıya ödenen 675,00 TL.'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle günümüz şartlarına uyarlanarak tespiti ve davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, edimlerin yerine getirilmesinin imar yasası gereği mümkün olmadığından arsa malikleri ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, bedelin iadesi talebinin zamanaşımına uğradını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....
ü aynı şekilde vekil tayin ettikleri ve vekilin 23/07/2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini birleşen dava davalısı-kardeşi ... ile akdettiği dosya içerisinde bulunan belgelerden anlaşılmıştır. Dava konusu 23/07/2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin de asıl dava davalılarının murisi ...'ten intikal edecek hisseleri satmayı vaat ettiği ancak 28.03.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle muris ...'e vekaleten ...'nün dava konusu bir kısım taşınmazları ...'...