Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleşen dava ise yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir....
Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Davada 07.11.1988 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olan davalı Ummuhan diğer davalı ...’in annesidir. Dosyadaki bilgilerden satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kamulaştırmadan önce 1130 sayılı parsel olan taşınmazın 2956, 2957 ve 2958 sayılı parsellere ifraz edildiği, bunlardan 2956 ve 2958 sayılı parsellerin tapuda maliki olan davalı Ummuhan tarafından diğer davalı oğluna devredildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 3. maddesine göre vakıa ve karinelerden iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumda olan bir kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesi gerekmez. Dolayısıyla satış vaadi sözleşmesinin vaat borçlusu olan davalı Ummuhan’ın oğlu kayıt maliki Halil’in kural olarak kötü niyetli malik olduğunun kabulü gerekir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/11/2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, davalı ... ve davalı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptali, davalı ... lehine verilen satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, sonraki tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali, satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'...
Mahkemece; davacıların hile iddialarının ceza dosyasında kabul görmediği, noterde resmi şekilde düzenlenen vekalet ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin sahteliği kanıtlanmadıkça geçerli oldukları, soyut bilgi ve tecrübe eksikliğinin inandırıcı bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki yarım kalmış inşaat sebebiyle pek çok hukuki ilişkiye taraf olan davacıların vekalet ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin içeriğini bilmeden imzaladıkları yönündeki iddialarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı .Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir....
Taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin sahte olduğunun tespiti ile iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir....
Sözleşmenin 21. maddesinde tahkim şartı bulunmakta ise de, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noterde yapılması gerektiğinden ve somut olayda sözleşme noterde yapılmadığından geçersiz olup, geçersiz sözleşmedeki tahkim şartının da geçersiz olduğu gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sözleşmenin 21. maddesinde tahkim şartı bulunmakta ise de, tapuda kayıtlı bir taşınmazın satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için noterde yapılması gerektiğinden ve somut olayda sözleşme noterde yapılmadığından geçersiz olup, geçersiz sözleşmedeki tahkim şartının da geçersiz olduğu gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2020 NUMARASI : 2018/270 E - 2020/136 K DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 20.02.2017 tarihinde İstanbul ili, Maltepe ilçesi, Bağlarbaşı mahallesi, Beşevler mevkii, 30/1 pafta, 268 ada, 30 parselde kayıtlı 5 ve 7 nolu bağımsız bölümlere ilişkin gayrimenkul satış vaadi ön sözleşmesinin ve düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin imzalandığını, satış işlemlerinin tamamlanması için tapu müdürlüğüne gidildiğini ancak davalının gelmediğini, bu süreçte ne davalıya ne de vekaleten imzalayan kişiye ulaşılamadığını, sözleşme tarihinden hemen sonra "Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi"nin tapuya şerh verilmek istendiğini, ancak taşınmaz üzerindeki SGK haczinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Taraflar arasındaki uyuşmazlık, noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinde 26/10/2000 tarih ve ... yevmiye sayısı ile düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, sanık ...'in de imar izni olmayan, projesi ve ruhsatı bulunmadan yaptığı ve henüz tamamlanmamış bu inşaattan, katılanlara noterde yaptığı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ayrı ayrı daire satarak haksız menfaat temin ettiği, sanık ...'in bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanık savunması, katılan beyanları, tanık anlatımı ve tüm dosya kapsamından, sanık ile katılanlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hükümlerinin yerine getirilmemesine dayanan hukuki ihtilaf niteliğinde bir uyuşmazlık olduğu, bu nedenle sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....