Noterliğince düzenlenen 14.11.2006 tarih 46890 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile, davacılardan Ender'in de dava konusu taşınmazlardaki hak ve hisselerinin tümünü davalılardan Mehmet Yüksel'e tamamı 8.000,00 TL, bedel mukabilinde satmayı vaad ve taahhüt ettiği ve satış bedelinin tamamını nakden ve tamamen aldığı, taşınmazların zilyetliğini teslim ettiği, Karşıyaka 2. Noterliğince düzenlenen 14,11.2006 tarih 46890 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden davacının vermiş olduğu vekaletname ile de, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde satışı vaad edilen ve tüm bedelleri nakden ve peşin olarak alınan taşınmazlar, davalılar T7 ve T5 Sanayi T5 Şti.'...
Satış vaadi sözleşmesinden doğan hak ayni değil, kişisel haklardandır. Bunun sonucu olarak da satış vaadi sözleşmesinin tarafları, bu sözleşmeden doğan haklarını yalnız birbirlerine veya haleflerine karşı ileri sürebilirler. Satış vaadi sözleşmesi şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğu için, böyle bir sözleşme ile alacaklı sözleşmesinden doğan bu şahsi hakkını, borçlunun rızasını aramaksızın ancak üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temellük edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. Bir kişi malik olmadığı bir taşınmazı birden fazla sözleşme ile farklı kişilere satış vaadinde bulunabiliyorken, malik olmadığı taşınmazın mülkiyetini bir başkasına devredemeyecektir. İşte az yukarıda açıklanan nedenlerle davacıdan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile taşınmazı satın alan ...’a satış vaadi sözleşmesi ayni değil, kişisel nitelikte bir hak verir....
Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında düzenlenmiş ve dava dayanağı olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi 21.06.2004 tarihlidir. Eldeki dava 23.06.2014 tarihinde açılmıştır. 10 yıllık zamanaşımı süresi olan 21.06.2014 tarihi Cumartesi gününe denk gelmektedir....
a ...Noterliğinin 11.01.1996 tarih ve 1118 yevmiye sayılı vekaletname ile satış vaadi yetkisini içeren vekalet verdiğini, bu vekalete istinaden ... ile müvekkili arasında aktedilen 04.11.2008 tarih ve 36383 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile, davalının 3840 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını satmayı vaadettiğini, bedelinin tamamının peşin ödendiğini, bu nedenlerle dava konusu taşınmazdaki davalının payının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımının dolduğunu, 11.01.1996 tarih 1118 yevmiye sayılı vekaletname ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmak üzere ... ve onun karısı davacı ... Orhan Önür'ün vekil tayin edildiğini, alıcı ve satıcı sıfatının birleşemeyeceğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz ve muvazaalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın satış bedelinin 18.000.000 TL. (18,00 YTL). olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları ile benzer nitelikteki tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda; dava konusu ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Tavşanlı Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmesindeki satış bedeli miktarının Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; taşınmazların dava tarihi itibarı ile değerinin esas alınacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, dava dayanağı 09.11.1959 gün ve 2874 sayılı Tavşanlı Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmaz hissesinin satış bedelinin toplam 1.000,000 TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır....
K A R A R Davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu 14 nolu bağımsız bölümün satın alınması konusunda ... ile haricen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sonrasında bu sözleşmenin sonlandırıldığı, dairenin diğer davalı ... tarafından kullanıldığının tespit edildiği, davalıların taşınmazda işgalci sıfatıyla daireyi kullandıklarının tespitiyle taşınmaza davalıların elatmalarının ivedilikle önlenmesine karar verilmesini istemiştir Davalı vekili, tüketiciler ile yükleniciler arasında gerçekleşen harici satış vaadi sözleşmelerinde sözleşmenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesinde alıcı sıfatıyla taraf olan davalı ...'...
satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, taşınmazların davacının kullanımında olduğunu, bedelin murise ödendiğini gerekçe olarak belirtip davanın kabulüne yönelik karar verilmiştir....
arasında yapılmış kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve pay devrine ilişkin satış vaadi sözleşmesinin onaylı bir örneği (davacı vekilinden alınacak bilgi doğrultusunda ilgili noterlikten) getirtilip dosya içerisine konulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
zorunda kalan müvekkiline davalı yanın yalnızca senetleri ve 15.154,48- TL’yi iade ettiğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekle tabi sözleşmelerden olduğunu, TMK.mad.706 ve Noterlik Kanunu mad.60/3’ün bu hususa ilişkin hükümler içerdiğini, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bu kapsamda geçersiz olduğunu, Yargıtay 13.HD!...