Noterliğinin 14/08/2011 tarihli 14943 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Temlik Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca davalı T4 sözleşmeye konu gayrimenkule dair satış vaadi alacağını 100.000,00TL bedelle davacıya temlik ettiğini, davacı tarafından bu bedel bir tamam olarak davalıya ödendiğini, davalılar arasında salihli 2. Noterliğinin 21/02/20008 tarih ve 01888 yevmiye numaralı düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, davalılardan T4 dayanak sözleşmenin satış vaadi alacaklısı olduğunu, davacının davalılara karşı satış vaadinden kaynaklı edimini yerine getirmesine rağmen, davalılar davaya ve satış vaadine konu gayrimenkulü davacıya devretmediğini, davalıların söz konusu taşınmazı 19/06/2015 tarihinde dava dışı üçüncü kişi ASM Telekomüniskasyan Hizmetleri Ltd....
Hukuk Hakimliğince verilen 07.03.2013 gün ve 2011/254-2013/79 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptâl tescil veya alacak istemiyle açılmış, mahkemece davalı ... girişim aleyhine bedele hükmedilmiş, karar davalı ... girişim vekilince temyiz edilmiştir. Davadaki talep, mahkemenin kabulü dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında, tapunun devredilememesi nedeniyle tazminat isteminden kaynaklanmış olmakla, kararın temyiz incelemesi yapma görevi ... .... Hukuk Dairesi’ne aittir. Ne var ki; aynı Dairece de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Dairenin belirlenmesi için ... Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir....
e ait … ada, … sayılı parselin …m²lik kısmını gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 30.12.1964 tarihinde satın aldıklarından bahisle dava konusu uygulama sırasında bu durumun dikkate alınmadığı iddiasına dayanarak bakılmakta olan davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Olayda, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın davacılar tarafından 30.12.1964 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığı iddia edildiğine göre, bu kısmın adli yargı yerinde tapuda adlarına tescili sağlandıktan sonra davalı idareden yeniden düzenleme yapılması istenebileceği gibi parselasyon işlemi de dava konusu edilebilecekdir....
ise satışa onay verildiği,. onay sonrası satış işlemleri için gayrimenkul alıcısına kalan bakiyenin ödenmesi için haber verildiği, satış bedelinin ödenmemesi halinde yatırılan teminatın sözleşmenin 6....
Noterliğinin 17/06/1988 tarih ve 16830 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 166, 486, 488, 489 ve 490 parsel sayılı taşınmazlardaki muris babaları ...'dan ve muris anneleri ...'dan irsen ve teselsülen intikal sonucu adlarına isabet edecek hisselerinin tamamını müvekkili davacı ...'na satmayı vaat ettiğini ve satış bedelinin tamamını ödediklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazların davalılar üzerindeki tapularının iptaline ve müvekkil davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ... vekili, 2007/305 Esas sayılı birleştirilen dosyada; davalılar ...'nin murisleri ...'ın ... 6. Noterliğinin 12/12/1988 tarih ve 33852 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 486, 121 ve 163 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisseleri ile bilumum murislerinden irsen ve teselsülen intikal sonucu adına isabet edecek hisselerinin tamamını müvekkili davacı ...'...
Dava, geçersiz sözleşme sonucu verilen bakiye kaparo bedelinin iadesi talebine ilişkindir....
Somut olayda taraflar arasında akdedilen adi yazılı satış vaadi sözleşmesi kanunun aradığı resmi şekilde yapılmadığı ve satış bedelinin belirlenmediği anlaşıldığından geçersiz olduğundan, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre taraflar verdiklerini geri isteyebilirler. Sözleşme geçersiz olduğunda davacı cezai şart talebinde bulunamaz. Bu nedenlerle,taraflar arasında resmi nitelikli olmayan el yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümleri uyarınca davalıya kapora olarak verilen miktar belirli ve likit olduğundan, davacının ödediği 30.000 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davalının istinaf başvurusunun usulden reddine, davacının istinaf başvurusunun HMK m. 353/1- b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
un dava konusu taşınmazı noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...'a sattığı, Tahsin Solgun'un da bu taşınmazı yine noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya sattığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacıya gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu daireyi satan davalı ...'un, arsa sahibi, emlakçı veya müteahhit olmadığı, ticari ve mesleki anlamda satıcı tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Anlaşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmediğinden, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21. ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 05/07/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davacı ve davalı arasında yapılmış, 6098 sayılı TBK.nun 2.KISMINDA 207- 281.m.leri arasında düzenlenen menkul ve gayrimenkul satış sözleşmesi ile diğer satış sözleşmesinin söz konusu olmadığı, 282- 284.m.leri arasında düzenlenen mal değişim sözleşmesi bulunmadığı, 285- 298. m.leri arasında düzenlenen bağışlama sözleşmesi bulunmadığı, 379- 392.m.leri arasında düzenlenen ödünç sözleşmesi bulunmadığı, 393- 447.m.leri arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesinin bulunmadığı, 448- 460.m.leri arasında düzenlenen pazarlamacılık sözleşmesi bulunmadığı, 461- 469.m.leri arasında düzenlenen evde hizmet sözleşmesi bulunmadığı, 502- 514.m.leri arasında düzenlenen vekalet sözleşmesinin bulunmadığı, 526- 531.m.leri arasında düzenlenen vekaletsiz iş görmenin söz konusu olmadığı, 555- 560.m.leri arasında düzenlenen bir havale ilişkisinin bulunmadığı, 581- 603.m.leri arasında düzenlenen kefalet sözleşmesi bulunmadığı, 607- 619.m.leri arasında düzenlenen ömür boyu gelir...
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, hukuki niteliği bakımından bir ön akit olup bu sözleşme ile; taşınmaz mal mülkiyetinin başkasına geçirilmesi ve başkası adına tescili değil, sadece o taşınmaz malın ileride satışına ilişkin bir sözleşme yapılması borçlanılmaktadır. Bu nedenle, satış vaadine konu taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği sırada vaad edenin mülkiyetinde bulunmaması sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aynen yerine getirilmesi mümkündür ancak, satış vaadinde bulunan, geçerli bir satış vaadi sözleşmesine rağmen akdi yerine getirmez ise, vaad edilen; vaad olunan satış aktinin yerine getirilmesi hususunda dava açabilir. Zira, satış vaadi sözleşmesi, satış sözleşmesinin yapılmasına tarafları icbar eder. Mahkemenin hükmü de bu satış aktinin yapılmasına ilişkindir. Bir başka deyişle mahkeme hükmü satış aktinin yerini tutar ve Türk Medeni Kanunu'nun 716....