Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesi ekinde sunulmuş belgelerden davacı T2 Domaniç Noterliğinin 03/10/1983 tarih ve 1759 yevmiye nolu zilyetliğin devri sözleşmesi ile, diğer davacı T1 de Domaniç Noterliğinin 03/10/1983 tarih ve 1760 yevmiye nolu zilyetliğin devri sözleşmesi ile Kütahya ili, Domaniç ilçesi, Koyun damı mevkiinde kain 44 ada, 89 parselde kayıtlı 2427,00 m2 lik davalıların murisi olan T10 adına kayıt ve tescil gören taşınmazdan, T2 350,00m2, T1 de 500,00m2 lik kısmını satın aldıkları iddia edilerek öncelikle bu kısımlara ilişkin tapu kayıtlarının adına tescillerini, bunun mümkün olmaması halinde bu yerlerin rayiç bedelinin iadesini talep ve dava edilmiştir....

a proje hazırlayan, ihaleye teklif sunan ve ihaleyi kazandıran kişinin de müvekkili olduğunu, müvekkilinin, davalı tarafa 100.000,00 TL rehin sözleşmesine istinaden, 510.000 TL de pay devri satış vaadi sözleşmesine istinaden nakten ve peşin olarak ödeme yaptığını ve aynı zamanda da davaya konu payların bulunduğu ... şirketi içerisinde birçok defa bu şekilde emek harcadığını, müvekkiline ödemiş olduğu 610.000,00 tl nakit ve halihazırdaki çalışmaları ve şirket bünyesine kazandırmış olduğu paylarla ilişkili olarak pay devri vaadinde bulunulduğunu, buna ilişkin olarak tanıklarının mevcut olduğunu, davalı tarafça müvekkili lehine pay devir satış vaadi ve rehin hakkı tesis edildiğini, ... 10. Noterliği, ... tarihli, ... yevmiye nolu düzenleme şeklinde limited şirket pay devri satış vaadi sözleşmesi ve devamen aynı noterlikçe ... tarihli ... yevmiye nolu limited şirket payının rehni sözleşmesi düzenlendiğini ve muhatap davalı ...’e ait ... Ltd....

    Bu bakımdan gaiplik kararının verilmesinden sonra gaibin hayatta olduğuna dair bilgi sahibi olunması halinde, gaiplik kararın bir hükmünün kalmadığı ve ilgililerince iptalinin istenebileceği tüm dosya kapsamında anlaşılmış olmakla davanın kabulü ile İskenderun 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/189 Esas ve 2002/724 Karar sayılı ilamı ile davacı Mehmet ve Asye oğlu T1 yönünden verilen gaiplik kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmış, davalıların yasal hasım olması nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilerek; Davanın Kabulü ile, İskenderun 3. Asliye Hukuk Mah.'nin 2002/189 Es. ve 2002/724 Karar sayılı ilamı ile davacı Mehmet ve Asye oğlu T1 yönünden verilen gaiplik kararının Kaldırılmasına, yönelik karar verilmiştir....

    Bu bakımdan gaiplik kararının verilmesinden sonra gaibin hayatta olduğuna dair bilgi sahibi olunması halinde, gaiplik kararın bir hükmünün kalmadığı ve ilgililerince iptalinin istenebileceği tüm dosya kapsamında anlaşılmış olmakla davanın kabulü ile İskenderun 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/189 Esas ve 2002/724 Karar sayılı ilamı ile davacı Mehmet ve Asye oğlu T1 yönünden verilen gaiplik kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmış, davalıların yasal hasım olması nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilerek; Davanın Kabulü ile, İskenderun 3. Asliye Hukuk Mah.'nin 2002/189 Es. ve 2002/724 Karar sayılı ilamı ile davacı Mehmet ve Asye oğlu T1 yönünden verilen gaiplik kararının Kaldırılmasına, yönelik karar verilmiştir....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 2.264,48 TL nin davalı tahsiline, dava tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen harici taşınmaz satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, tapusuz taşınmazın harici senetle davacıya satıldığını ve zilyetliğinin davacıya verildiğini savunmuştur, davacı ise zilyetliğin verilmesine rağmen tapusunun kendisine verilmediğini beyan ederek satış bedelinin iadesi istemiyle dava açmıştır....

      Şirketi'nin %2'lik hissesini davalıya 368.000,00 TL üzerinden satışı konusunda anlaştıklarını, satış bedelinin 8.000,00 TL'sinin ödendiğini, bakiye kalan 360.000,00 TL için ise takip dayanağı senedin düzenlendiğini, ödeme tarihi geldiğinde bedelinin ödenmediğini, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca hisse devrinin senet bedeli ödendikten sonra yapılacağını, devirden vazgeçme gibi bir durumun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Taraflar arasında yapılan sözlü hisse devri vaadi sözleşmesi ile davalı ...'in, ... Şirketi'nin %2'lik hissesini davacı ...'e 368.000,00 TL üzerinden satışı konusunda anlaştıkları, davacı tarafından 25.04.2022 tarihinde 8.000,00 TL tutarında ön ödeme yapıldığı, bakiye 360.000,00 TL için ise davacı ... tarafından davalı ... lehine 25/04/2022 düzenlenme, 15/06/2022 vadeli ve 360.000,00 TL tutarlı bir adet senet düzenlendiği görülmüştür....

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava konusu taşınmazda paydaş olan müteveffa T17 miras payını satın aldığını ve satış bedelinin tamamını ödediğini, paydaş T17 vefatı üzerine geriye davalılardan T23 kaldığını, müteveffa T17 mirasçılarının miras payının devri sözleşmesi kapsamında paylarını davacıya devretmediklerini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlarda muris T17 paylarının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazların rayiç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Tapu devri esnasında, daha az alım satım harcı ödemek isteyen davalılar, satış bedelini düşük göstermek istemişlerse de, davacı-müvekkil, tapu-satış bedelini ödemeyecekleri korkusuyla, kendisine ödenecek para üzerinden satış yapacağını başka türlü imza atmayacağını söylemesi üzerine, davalılar, satış bedelini gerçek satış değeri üzerinden beyan etmek zorunda kalmışlardır. Davalılar, cevap dilekçelerinin 3.sahifesinin 1- 2- 3. Paragraflarında, davacıya satış bedeli olarak 100.000,00 TL ödediklerini kabul ve ikrar etmektedirler. Halbuki, Tapu Memuru önünde tanzim edilen Resmi Senette, satış bedeli olarak 220.000,00 TL gösterilmektedir. Bu ikrar karşısında satış bedelinin 120.000,00 TL’sının ödenmediği ispatlanmış bulunmaktadır. Resmi Memur tarafından düzenlenen Resmi senet , taraflar arasındaki adi yazılı belgeyi geçersiz kılmaktadır. Davada delillerimiz tam olarak toplanmamıştır....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/25 Esas sayılı satış dosyasında taşınmazın satışının gerçekleştiğini, Mustafa Erol'un payına düşen hissenin 21.011,00 TL dosyasında taşınmazın satış bedelinin bankada bloke edildiğini, kayyumlukla temsil edilen taşınmazın maliki adına T-bank Konya Şube Müdürlüğünde açılan vadeli kişi hesabına 31/12/2020 tarihi itibari ile satış bedeli ve faiz toplamı 50.330,93 TL bulunduğunu, bu nedenle taşınmazda adı geçen hisse maliki Mehmet oğlu Mustafa Erol'un gaipliğine ve taşınmazın satış bedelinden gaibin hissesine düşen bedelin faiziyle birlikte hazine hesabına aktarılmasını talep etmiştir. CEVAP: Davalı kayyım Konya Defterdarlığı vekili duruşmadaki beyanında davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; MK 588 maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....

        -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu