Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; dava dışı arsa maliki ile davalı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalı yüklenici tarafından alacağın temliki hükümleri uyarınca davacıya devri taahhüt edilen taşınmaz nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 15. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 22/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Somut olayda; davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici ... arasında 04.01.1999 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığı, Türkiye Finans Katılım Bankasının 16.05.2011 tarihli dekontu ile davacı tarafından davalının hesabına " A Blok Daire 30 satış bedeli" açıklaması ile 30.000TL ödendiği, ayrıca banka yazısına göre, davalı hesabına 16/05/2011 tarihinde davacının da aralarında bulunduğu on ayrı kişi tarafından 30.000TL den toplam 300.000TL'nin ödendiği, 17/05/2011 tarihli olan ve davalı ve dava dışı yüklenici arasında yapılan protokolün 6. maddesinde; "...arsa sahiplerince ... tarafından tapuda verilecek 50 kişilik isim listesine göre arsa 1000 pay kabul edilip her bir şahsa 10/1000 pay devri ve satışı yapılacaktır....

      Netice itibariyle ödenilmeyen borçlar sizin dönemin keyfi ve muvazaalı işlemlerine ve satış protokolünde ödemeyi taahhüt edip ödemediğiniz hisseleriniz nedeniyle ödenilemediğini ihtaren beyan ederim” şeklindeki beyandan çeklerin teslim edilmediği ve bakiye hisse devir bedelinin devir tarihinde davalı tarafından davacıya ödenmediğinin kabulü gerekirken, mahkemece hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi davacı ile davalı ... arasındaki hisse devir sözleşme bedelinin bakiye çekler bakımından ihtarnamedeki bu beyan ve çek bedelinin hisse devri anında peşin ödendiğine dair ibare de bulunmadığı nazara alınarak her dosyanın ayrı değerlendirilmesi gerekirken emsal karar nazara alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

        Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen T6 Batman 2. Sulh Ceza Hakimliği'nin 2015/729 karar nolu yakalama emri ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan arandığı, adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

        (TMK.md.35/2) Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davanın, TMK'nın 32. ve devamı maddeleri kapsamında gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Hakkında gaiplik kararı istenen 1995 doğumlu T3 ile ilgili herhangi bir soruşturma dosyası bulunup bulunmadığı hususunda bilgi verilmesi istenilmiş olup yazı cevabında gaipliği istenen hakkında Van 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin 2021/3130 sayılı dosyasında yakalama kararının olduğunun ifade edildiği ve toplanan delillerden ilgilinin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gaipliği istenen adı geçenin dava tarihi itibariyle 100 yaşını da aşmadığı kayden sabittir. Bu durumda, Yargıtay 2....

        (TMK.md.35/2) Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davanın, TMK'nın 32. ve devamı maddeleri kapsamında gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Hakkında gaiplik kararı istenen 1995 doğumlu T3 ile ilgili herhangi bir soruşturma dosyası bulunup bulunmadığı hususunda bilgi verilmesi istenilmiş olup yazı cevabında gaipliği istenen hakkında Van 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin 2021/3130 sayılı dosyasında yakalama kararının olduğunun ifade edildiği ve toplanan delillerden ilgilinin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gaipliği istenen adı geçenin dava tarihi itibariyle 100 yaşını da aşmadığı kayden sabittir. Bu durumda, Yargıtay 2....

        Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 02.04.2014 tarihli 2013/10392 Esas ve 2014/10039 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, bu kez davalı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dava,davacıların murisi ile davalı vekil arasındaki vekalet ilişkisi kapsamında dava konusu taşınmazın satılması nedeniyle doğan satış bedeli alacağının tahsili istemine illişkindir. Davacılar taşınmazın davalı tarafından satıldığı halde bedelinin ödenmediğini iddia etmiş,davalı ise savunmasında taşınmazın ücret karşılığı satılmadığını,taşınmazın maliki olan davacıların murisinin isteği üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak 3. kişiye devredildiğini beyan etmiş olup,davalı, taşınmazın 3. kişiye devri nedeniyle kendisi tarafından bir satış bedelinin alınmadığını,taşınmazın devri karşılığında davacıların murisine daire verildiğini savunmuştur....

          Eldeki dava yönünden öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın, davacılar vekilinin iddia ettiği üzere 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32 ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik istemine mi ilişkin olduğu yoksa mahkemenin nitelemesi gereği aynı Kanunun 588.maddesi kapsamında kalan gaiplik istemine mi ilişkin olduğudur....

            Ltd Şti arasında 04.04.2006 tarihli sözleşme kapsamındaki “Rgs” tipi 15 adet vagonla ilgili Ankara 9.Noterliği’nin 21.11.2013 tarihli vagon satış ve devir sözleşmesi akdedildiğini, zilyetliğin devri olmadan satışın mümkün olmadığını, davalıların TCDD nezdinde muaraza çıkardıklarını ileri sürerek, 04.04.2006 tarihli satış sözleşmesi ile müvekkili şirkete satılan ve satış bedeli ödenen 15 adet vagonun mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespitine, dava konusu vagonların mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olması nedeniyle ve ayrıca "muvazaa" hukuksal nedenine bağlı olarak davalılar arasında akdedilen vagon satış ve devir sözleşmesini geçersiz olduğunun tespitine veya iptaline, bu şekilde TCDD nezdinde çıkarılan muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Otom.Haz.Bet. İml.Taş.İşl. Ltd Şti vekili, dava konusu vagonların mülkiyetinin davalı ......

              Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olduğuna göre orada değinilen hususların eksiksiz yerine getirilmesi ve bozma ilamı dışına çıkılmaması gerekir. Bu sebeple mahkemece sadece davacının murisi .... hakkında verilen gaiplik kararının iptaline karar verilmesi gerekirken Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma kararına göre hüküm kurulması gerekirken bozma kapsamı dışına çıkılarak Pazar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03.10.1977 tarih, 1970/418 Esas, 1977/1218 Karar sayılı gaiplik kararının tamamının iptaline karar verilmesi, 2-Gaiplik kararı verilen ....'un paydaşı olduğu taşınmazdaki hissesi birinci derecede mirasçı bırakmaksızın ölmüş gibi işleme tabi tutularak kız kardeşleri ... ve Bakiye'nin mirasçılarına intikal ettirilmiş olduğuna göre, ....'un gaiplik kararının iptali yönünde verilecek hüküm, kız kardeşleri ... ve ...'nin mirasçılarının haklarına etkili olacaktır. Bu bakımdan davada ... ve ....'...

                UYAP Entegrasyonu