Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkin davada, davacı taraf 4721 sayılı TMK'nın 32. maddesi gereğince hakları bu ölüme bağlı olanlardır. Bu kişilerin başvurusu üzerine sözkonusu maddede belirtilen haller nedeni ile gaipliğe karar verilmesi talep edilmekte olup bu tür davalarda davacılar ile her hangi bir kişi ya da kurum arasında bir uyuşmazlık olmaması nedeni ile hasım yer almamaktadır. Bu değerlendirmelere göre, 6100 sayılı HMK'nın 382/II-a-4. maddesinde gaiplik kararı verilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargıya ilişkin olduğu düzenlenmiş aynı Kanun’un 383. maddesinde de çekişmesiz yargıda aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın İskenderun 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İskenderun 1....

    Bu durumlardan herhangi birinin varlığı gaiplik kararı için ilk şarttır. Bu hallerden birinin gerçekleşmesi tek başına gaipliğe karar vermek için yeterli değildir. Ayrıca TMK' nın 33/1. maddesine göre, " Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırılması gerekmektedir....

    Bu durumlardan herhangi birinin varlığı gaiplik kararı için ilk şarttır. Bu hallerden birinin gerçekleşmesi tek başına gaipliğe karar vermek için yeterli değildir. Ayrıca TMK' nın 33/1. maddesine göre, " Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırılması gerekmektedir....

    Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen T3 hakkında ise Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ve suçundan arama kararı bulunduğu ve adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

    Yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve ilkeler kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2010/11290 Esas-15137 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TMK'nun 32. maddesi uyarınca ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinde uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa gaiplik kararı verilebileceği ve bir kimsenin sadece bulunduğu yerin bilinemiyor ya da bulunamıyor oluşunun gaiplik kararı verilmesini gerektirmediği, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen Mehmet Toz'un hakkında ise Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan arama kararı bulunduğu ve adı geçenlerin ölümü hakkında kuvvetli olasılığın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

    Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....

    Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; dava gaiplik kararı verilmesi isteğine ilişkin olup gaiplik kararı, ölüme bağlı hakların, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılmasını sağlar. Hukuki yarar, dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hakları ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine şartları varsa gaiplik kararı verilebileceğinden, dosya kapsamından taşınmaz maliklerinden "......"nın gaipliğine karar verilmesi halinde davacı .....'in kullanabileceği ölüme bağlı bir hakkın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının "...." hakkında gaiplik kararı istemesinde korunmaya değer ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu da mahkemece tespit edilmemiştir. Bu durumda, davacının "aktif dava/husumet ehliyeti" bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, uygun bulunmayan gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....

    Mahkemece 5737 Sayılı Vakıflar Yasasının 17. maddesi hükmü gözetilerek davacı ... idaresinin davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki, davalı durumunda bulunan kayyım 3561 Sayılı Yasa hükümleri gereğince kanuni hasım durumunda olup, yargılama giderleri ile 1957 tarih 4/16 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık parasından sorumlu tutulamayacağının göz ardı edilmesi, ayrıca bu tür davalar hasımsız olarak açılabileceğinden davada Hazinenin pasif husumet ehliyeti de olmadığından Hazine hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesinin de doğru olmadığı ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı Hazineye karşı açılan davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve devamı maddelerinde düzenlenen gaiplik kararı verilmesi istemine ilişkindir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece, davanın gaiplik kararı verilerek gaibe ait mirasın Hazine adına tesciline karar verilmesi talebinden ibaret oluduğu, gaiplik kararı verilmesi görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi görevi dahilinde olması hususu göz önüne alınarak Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN TARAF: Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu