DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının görücü usulü olarak 1991 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocukları bulunmadığı, tarafların kültür farkından kaynaklanan ciddi anlaşmazlıkların olduğu, tartışmalar yaşandığı, evlilik birliği içerisinde karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve fedakarlık temellerinin sarsıldığı, evlilik iki taraf için çekilmez hale geldiği, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle: Açılan davayı kabul etmediği, davacı ile evlendikten 7 ay sonra kendisini terkettiği, kazandığı nafakalarını da ödemediği, o günden beri ailesinin yanında kaldığı, davacının yurtdışında gününü gün ettiği bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir....
DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalının görücü usulü olarak 1991 yılında evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocukları bulunmadığı, tarafların kültür farkından kaynaklanan ciddi anlaşmazlıkların olduğu, tartışmalar yaşandığı, evlilik birliği içerisinde karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve fedakarlık temellerinin sarsıldığı, evlilik iki taraf için çekilmez hale geldiği, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. SAVUNMA:Davalı cevap dilekçesinde özetle: Açılan davayı kabul etmediği, davacı ile evlendikten 7 ay sonra kendisini terkettiği, kazandığı nafakalarını da ödemediği, o günden beri ailesinin yanında kaldığı, davacının yurtdışında gününü gün ettiği bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı-davacı erkeğin eşiyle barışma girişiminde bulunması nedeniyle davacı-davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmemek için ortak konuttan ayrılmasına ilişkin davranışını hoşgörüyle karşılayıp affettiği ve bu olaya dayalı olarak boşanma kararı verilemeyeceği belirtilerek erkeğin davasının reddine karar verilmiş ise de; erkeğin fiili ayrılık döneminde barışma girişiminde bulunması evlilik birliğini sürdürme konusunda bir iyi niyet göstergesi olup, tek başına eşinin kusurlu davranışlarını af anlamına gelmez....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2021 NUMARASI : 2021/118 E 2021/499 K DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, davacı erkek tarafından TMK.'nun 166/4 maddesi uyarınca açılan fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasına ilişkindir. TMK.'...
Öyleyse, sözü edilen reddedilen boşanma davasından önceki olaylardan dolayı, artık kadın kusurlu sayılamaz. Ret kararının kesinleşmesinden sonra geçen fiili ayrılık süresi zarfında kadına atfedilebilecek bir kusur ortaya konulamamıştır. Fiili ayrılık süresi zarfında 11.02.2008 tarihinde kadın tarafından “nafakanın artırılması” davası açılmış, kadının ayrı yaşamaktaki haklılık durumunun devam ettiği kabul edilerek, nafakanın artırılmasına karar verilmiş, bu karar da Yargıtay denetiminden geçerek 13.10.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Kocanın, 04.02.2010 tarihinde açtığı “nafakanın kaldırılması” davası ise, “nafaka bağlanmasını gerektiren koşullarda bir değişiklik olmadığı” gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar da kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum ve kesinleşen kararlar karşısında boşanma sebebini oluşturan fiili ayrılıkta kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Sözü edilen kesinleşmiş hükümlere aykırı tanık beyanlarına üstünlük tanınamaz....
İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili, 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre boşanmaya karar verilebilmesi için davanın usuli bir nedenle reddine değil, esasa ilişkin bir nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, 30.01.2014 tarihli ek kararın feragate dayalı bir davanın reddi kararı olduğunu, reddedilen önceki boşanma davasında müvekkilinin avukatının vekâletnamesinde boşanma davasına özel bir davadan feragat yetkisinin olmadığını, önceki davanın boşanma davasından ziyade mal varlığı hukukuna ilişkin olduğunu, 3 yıllık fiili ayrılık süresinin geçtiğinin kanıtlanmadığını, tanık Necmiye`nin boşanma davasından feragatten sonra davacı erkeğin ... adlı kadınla ilişkisinin devam ettiğini söylediğini, davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunu, tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, davacı erkeğin ekonomik ve sosyal durumunun iyi olduğunun ispatlandığını, nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir...
Davalı-davacı vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; ilk derece mahkemesince dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, erkeğin fiili ayrılık döneminde evin kirasını dahi ödemediği, çocukların ihtiyaçları ile maddi-manevi olarak ilgilenmediği, hatta fiili ayrılık döneminde ortak çocuğun ihtiyaçları için olan nafakayı dahi kadının icra yoluyla alabildiği, evlilik birliği içinde ve fiili ayrılık döneminde erkeğin çocuklarla ve kadınla maddi ve manevi olarak ilgilenmeyerek onlara ekonomik şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık; davalı-davacı kadının ekonomik sebeplerden dolayı yaşanan son tartışmada davacı-davalı kocasını evden kovduğu, boşanmaya yol açan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek kusur belirlemesi yapılmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/1756 ESAS 2020/832 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların otuz yıllık evli olduklarını, tarafların on yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Alanya'da davalının Konya'da ikamet ettiğini, müvekkilinin açtığı boşanma davasının reddedildiğini, 2012 yılında o kararın kesinleştiğini, bu davadan önce ayrı yaşayan tarafların hiç biraraya gelmediklerini, evliliğin fiilen bittiğini belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/1756 ESAS 2020/832 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların otuz yıllık evli olduklarını, tarafların on yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Alanya'da davalının Konya'da ikamet ettiğini, müvekkilinin açtığı boşanma davasının reddedildiğini, 2012 yılında o kararın kesinleştiğini, bu davadan önce ayrı yaşayan tarafların hiç biraraya gelmediklerini, evliliğin fiilen bittiğini belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı koca, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davası açmış, mahkemece, davacı (koca)'nın davasının kabulüne, taraflar eşit kusurlu bulunduklarından, davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve koca tarafından açılıp kadının kusursuz bulunması sebebiyle reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemez. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı kocanın, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....