Sayılı dosyası ile açmış olduğu davanın reddedilmiş olduğunu, aradan üç yıllık sürenin geçtiğini, bu nedenle boşanma koşullarının ortaya çıktığını beyan ederek boşanma talep etmiş, bununla birlikte davacı taraf nafaka ve tazminat talebinde bulunmuş, davalı taraf süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, verdiği cevap ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Açılan davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olduğu belirlenmiştir....
Dava, TMK’nun 166/4. maddesi gereğince fiili ayrılığa dayalı boşanma ve fer'ileri ve eşya alacağına ilişkindir. 1- Davacının eşya alacağı dışındaki istinaf itirazlarının incelenmesinde; Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacı erkek tarafından, fiili ayrılık nedeni ile açılan davada dayanak olarak gösterilen, Darende Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin, 2017/168 E. no’su ile açtığı boşanma davasından feragat ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından 2018/26 K. ve 22.01.2018 tarihli kararı ile davacının davasının feragat nedeni ile reddine karar verildiği, kararın da 04.04.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Terk hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü için öncelikle ortak konutu haklı bir neden bulunmadan terk ettiği ileri sürülen eşin; usulüne uygun olarak ortak konuta davet edildiğinin kanıtlanması gerekir. Usulüne uygun bir davetin tebliğ edildiği davacı tarafça kanıtlanamadığına göre, davacı ,terk sebebine dayalı olarak dava açmakta haklı değildir. Gösterilen sebeplerle,davacı kadının istinaf itirazlarının kabulüne, konusuz kalan boşanmaya ilişkin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadın tarafından açılan asıl dava ayrılık davası olup, davalı-davacı erkek tarafından ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı birleşen boşanma davası açılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda asıl dava reddedilerek birleşen boşanma davası kabul edilmiş ve boşanma ve boşanmanın ferilerilerine hükmedilmiştir....
Tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Gerek mahkemece reddine karar verilen önceki davada, gerekse fiili ayrılık süresi içinde davacının, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusuru ispatlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174-2. maddesi şartları olayda gerçekleşmemiştir. Bu husus nazara alınmadan, isteğin reddi yerine yetersiz gerekçe ile davalı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Davacının açmış olduğu boşanma davası kabul edildiği halde kendisini yargılamada bir vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafakanın Artırılması-Müşterek Edinilen Evin Taraflar arasındaki "boşanma" davasıyla davalı tarafından açılan "nafakanın artırılmasına" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (...) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmakta olup, mahkemece de bu sebeple boşanma kararı verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı(nın) aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 21.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2018 NUMARASI : 2016/783 ESAS - 2018/388 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından açılan Ankara 6. Aile Mahkemesinin 2011/862 esas sırasında görülen boşanma davasının red ile sonuçlandığını, kesinleştiğini, dört yıla yakın bir süre geçmesine rağmen tarafların bir araya gelmediklerini, bu süreçte davalı tarafından açılan dava sonucunda Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/388 esas, 2014/371 karar sayılı ilamı ile müvekkilinin toplam 700 TL nafaka ödemeye mahkum edildiğini belirterek tarafların fiili ayrılık sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....
Davacı vekili tarafından açılan dava TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, Mahkememizin 2012/320 E- 2014/509 K sayılı kararında davacının boşanma davası açtığı ve davanın reddine karar verildiği, kararın 04/02/2016 tarihinde kesinleştiği, bu kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süre geçtiği ve taraflar arasında ortak hayatın kurulamadığı dosya kapsamından ve tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla TMK'nun 166/4 maddesinde yer alan boşanma koşullarının gerçekleştiği ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmayıp, terk hukuki sebebine dayalı bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Bu halde davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2017(Pzt.)...
Boşanma davası eylemli ayrılık nedenine (TMK.166/son) dayalıdır. Bu davaya dayanak oluşturan 2002/141 esas sayılı boşanma davası retle sonuçlanarak 4.2.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, ilgili dava dosyasına yönelik olarak daha önce de aynı hukuki nedene (TMK.m.166/son) dayalı davasını 6.2.2006 tarihinde açtığı halde 11.4.2006 tarihinde davasından feragat etmiştir. Feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı 2002/141 esas sayılı davaya dayanarak açtığı 2006/29 esas sayılı davasından feragat ettiğinden; artık aynı dava dosyasına (2002/141 esas) dayanarak aynı hukuki sebeple dava açamaz. Boşanma davasının bu nedenle reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır....