WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı-k.davacı kadının eşiyle barışma girişiminde bulunması nedeniyle önceki dava döneminde yaşanan olayları hoşgörüyle karşılayıp atfettiği gerekçesi ile kusurlu olmadığı yönündeki gerekçesi yerinde olmayıp, kadının önceki dava ve fiili ayrılık döneminde barışma isteği evlilik birliğini sürdürme konusunda bir iyiniyet göstergesi olup, tek başına eşinin kusurlu davranışlarını af anlamına gelmez. Ferizli Asliye Hukuk (aile) Mahkemesi'nin 2017/187 E.-2017/229 K.sayılı dosyasında erkeğin açtığı boşanma davası sırasında müşterek konutun yanmasından sonra erkeğin eşyalarını alarak evi terk ettiği, kadının kendi ailesi yanında kaldığı, fiili ayrılık döneminde erkeğin yeni konut temini ve barışma, fiili birlikteliğin tekrar temini yönünden bir girişimde bulunmadığı anlaşılmıştır. Olayların akışına göre kadına fiili birlikteliğin tekrar temin edilememesi sebebiyle kusur yüklenemez....

(TMK. m. 174/2) Koca tarafından açılan boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine, kadının birleştirilen boşanma davasının ise, aynı Yasanın 166/1. maddesine dayandığı, her iki davanın da kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği, “boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta kocanın tam kusurlu” kabul edildiği görülmektedir. Tarafların fiili ayrılığının, evlenmelerinden sonra, kocanın çalıştığı ülkeye eşini götürmemesinin sebep olduğu, yaklaşık on yıldır fiilen ayrı yaşadıkları yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerek redle sonuçlanan önceki boşanma davasında, gerekse fiili ayrılık süresi zarfında, kocanın, eşinin kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bir eylemi ispatlanamamıştır. Bu duruma göre, manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. Salt boşanmış olmak da, manevi tazminatı gerektirmez....

    Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı kadın tarafından TMK.nun 166/1- 2 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava; kadının iddialarını ispatlayamaması gerekçesi ile reddedilmiş, verilen karar Yargıtay 2.Hukuk Dairesince onanarak 21/05/2015 tarihinde kesinleşmiştir. İlk davayı açarak fiili ayrılığa zemin hazırlayan davacı kadın bu sebeple kusurlu olduğu gibi davanın reddi nedeniyle erkeğe bir kusur yüklenemeyecektir. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispat edilememiştir. Böylece, TMK.nun 166/4 maddesine dayanak teşkil eden ve red ile sonuçlanan ilk davayı açan ve fiili ayrılığa sebep olan davacı kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi oluşturmaz. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Fiili ayrılık başlı başına bir boşanma sebebi değildir. *Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

          Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece; davalı-davacı kadının fiili ayrılık döneminde eşi ile bir araya gelmek için defalarca barışma girişiminde bulunması nedeniyle, davacı-davalı erkek eşinin gerek fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasından önceki, gerekse de fiili ayrılık süresi içerisinde ki kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle, davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) isteklerinin reddine karar verilmiş ise...

            a karşı Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı olarak 29.06.2011 tarihinde açtığı boşanma davası İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesinin 03.04.2014 tarih 2011/668 esas, 2014/294 karar sayılı kararıyla tarafların iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve hüküm 26.05.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Reddedilen bu dava ile davacı kadının 29.06.2011 tarihinden önceki olayları yeniden boşanma nedeni yapması imkanı ortadan kalkmıştır. Reddedilen davanın açılmasından sonra, taraflarca dosyaya bildirilen ve toplanan delillerle her iki taraf bakımından yeni bir olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Fiili ayrılık başlı başına boşanma sebebi değildir. Bu itibarla boşanma davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Davacı kadın dava dilekçesinde, kayınvalidesinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı eşinin de buna sessiz kaldığına ilişkin vakıaya dayanmadığından, bu vakıanın boşanma hükmüne esas alınamayacağı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı erkekten kaynaklanan ve boşanmayı gerektiren başkaca kusurlu bir davranışın varlığı da ispat edilememiştir. Gerçekleşen duruma göre, kadının boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; boşanma yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın ortak hayat kurulamadığından fiili ayrılık hukuki sebebine (TMK m.166/son) dayanarak boşanma davası açmış, dava dilekçesinde ziynet alacağı ve eşya alacağı talebinde de bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı kadının ev eşyalarına ve ziynet eşyalarına yönelik davaları hakkında hüküm kurulmasına rağmen boşanma davası hakkında bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemece davacı kadın tarafından açılan boşanma davası hakkında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmayıp, usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu