Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesine açılan ve ret ile sonuçlanan boşanma davasının kesinleştiği tarihten bu yana üç yıl geçmesine rağmen tarafların, evlilik birliğini sürdürmek amacıyla bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ispatlanamadığı, retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma sebebi yaratan, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, birlik görevlerini yerine getirmeyen davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuklar Melike ve Emre'nin velayetinin davalı anneye verilmesine, çocuklar ile davacı baba arasında kişisel ilişki tesisine, davalı lehine aylık 400 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300'er TL tedbir-iştirak nafakası ile 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir...

Mahkemece; davacı erkeğin eşine ayrı bir ev tahsis etmediği, kadını baba evine bıraktığı, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, daha önce davacı tarafından açılıp reddine karar verilen boşanma davasının 02/02/2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren tarafların 3 yıl içerisinde bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların TMK.nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası, taraflardan davacı erkek tarafından şiddetli geçimsizliğe dayalı olarak açılmış ve dava; tek başına fiilen ayrı yaşamanın boşanma nedeni sayılamayacağı gerekçesi ile reddedilmiş, karar taraflarca temyiz edilmediğinden 02/02/2012 tarihinde kesinleşmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle fiili ayrılık,boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve retle sonuçlanmış bir davaya dayanmadıkça tek başına birliği temelinden sarsıcı bir olgu olarak kabul edilemeyeceğine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.12.2011 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kocanın boşanma davasının Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinden kaynaklanan "fiili ayrılık" nedenine dayalı olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.06.2013(Salı)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davası Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı kadın tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davalı erkeğin kusuru ve taraflar arasındaki geçimsizlik ispatlanamadığından bahisle reddedilmiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-davalı erkeğin, ilk boşanma davası açıldıktan sonraki fiili ayrılık döneminde, Eda isimli kişi ile birlikte aynı hanede yaşamaya başladığı sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında başka bir kadınla karı-koca gibi fiili birlikteliği olan erkeğin zina eyleminin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Öyleyse, kadının zinaya dayalı boşanma davasının, erkeğin sübut bulan zinası sebebiyle (TMK m. 161) kabulü gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Mahkemenin 2015/25 Esas ve 2015/217 Karar sayılı dosyası üzerinden görülmüş olan boşanma davasının ret ile sonuçlanmasından ve kesinleştiği 09.09.2015 tarihinden sonra tekrar bir araya gelmediğini, kanun koyucunun aradığı fiili ayrılık şartlarının gerçekleştiğini, 3 yıllık yasal sürenin geçmesine rağmen evlilik birliğinin yeniden kurulamadığını, erkeğin evi terk, fiili ayrılık, sadakat yükümüne aykırı davranışları ve evlilik birliğinin eşlere yüklediği temel ekonomik ve sosyal sorumluluklardan kaçınma şeklindeki boşanmaya yol açan davranışları yüzünden birlik görevlerini ihmal ederek bu olaylarda tam ve ağır kusurunun olduğu, kadının ise kusurunun olmadığı belirterek tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanında kabulü ile tarafların...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, erkeğin boşanma davası kabul edilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/07/2019 NUMARASI : 2018/441 ESAS 2019/429 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Fiili Ayrılık Nedenine Dayalı Boşanma)|Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

              Davacı kadın tarafından açılan ve retle sonuçlanan ilk boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık döneminde davalı erkeğe yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamamıştır. O halde, retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte yaşamaktan kaçınan ve boşanma sebebi yaratan davacı kadın, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinin kabulü doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu