Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İncelemeye konu dosyada; davalı erkek tarafından davacı kadın aleyhine Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2020/86 Esas sayılı dosyasında 21/07/2020 tarihinde boşanma davası açıldığının anlaşılması üzerine, mahkemece, daha sonra 24/08/2020 tarihinde davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğin HMK'nun 166/2 maddesi uyarınca boşanma davasının daha önce kendisi tarafından Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davası ile birleştirme kararı verilmesi talebi uyarınca mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesine karar verildiği, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunup, mahkemece usulüne uygun yapılan birleştirme talebi uyarınca eldeki davanın ilk dava olan Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde derdest bulunan erkeğin açtığı boşanma davası ile birleşitrilmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi...

Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve erkek tarafından açılıp erkeğin feragati sebebiyle reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak, davalı kadına bir kusur yüklenemez. Toplanan delillerden, fiili ayrılık döneminde davalı kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamadığına göre, Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve bu dava sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....

    konu ederek" diğer davalı T5 devrettiğini, söz konusu taşınmazın davacı T1 ait olduğu, üzerindeki evde yaz ayları ikamet ettiği, çocuklarıyla birlikte gidip geldikleri, kısacası fiili kullanımının davacıda olduğu herkesçe bilinirken, davalıların hukuka aykırı bu eylemleri sebebiyle iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, dava konusu tarla ve eklentileri (bahçe ve küçük bir derme çatma ev) 1997 yılında tapuda kayıtlı olmadığını, 2012 veya 2013 yılları arasında kadastro çalışmaları sebebiyle kayıt altına alınıp alınmadığı, alındıysa kimin adına tescil edildiğinin taraflarınca bilinmediğini, davalı T9'ın tüm çabalarına ve fiili kullanıcı olmalarına rağmen bu konuda taraflarına yıllardır bilgi vermediğini, Tapu Müdürlüğü ise "gizlilik iddiasıyla" ve bir mahkeme kararı olmadan söz konusu taşınmazla alakalı bilgi ve işlem tesis etmediğini, muhtemel zararlara sebep olmamak adına taşınmazın iyiniyetli üçüncü (3.) kişilere devrinin tedbir yoluyla engellenmesini, davacı T9'ın tasarruf yetkisi...

    GEREKÇE : Dava, terk (TMK m.164) hukuksal sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'ilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı kadın tarafından tamamına yönelik olarak istinaf edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise, istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtarın da sonuçsuz kalması halinde terk edilen eşin, boşanma davası açabileceğini hükme bağlamıştır. Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir....

    Davalı vekili verilen kararı; kusur gerekçesi, boşanma hükmü, tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf etmiştir. Taraf vekilleri istinaf başvurusuna cevap vermemişlerdir. Dava; TMK'nın 166/son maddesi (fiili ayrılık hukuki sebebiyle) uyarınca boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak açılan davada boşanma kararı verilebilmesi için, ilk davada verilen ret kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren tarafların evlilik birliğini devam ettirmek üzere en az üç yıl süreyle bir araya gelmediklerinin kanıtlanması yeterlidir. Bu durumda, boşanma kararı için ayrıca kusur araştırması boşanmanın eki olan yoksulluk nafakası (TMK m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1,2) talep edilmesi halinde gereklidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, "taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu, tarafların sürekli tartıştıklarının sabit olduğu, barışma ve bir araya gelme ihtimallerinin olmadığı, her iki tarafın da boşanmayı istediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında hukuki ve fiili yarar kalmadığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren maddi bir vakıa da ispatlanmamıştır....

      Dava; fiili ayrılık sebebiyle (TMK166/ son) boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. HMK'nun 19/2 maddesinde; yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." HMK.nun 19/4.maddesinde de; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" düzenlemeleri mevcuttur. Somut olayda; davalı süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış, davaya talimat ya da segbis sistemi ile katılmak istediğini bildirmiş, ilk defa 24.03.2022 tarihli celsede, davanın son altı ay bir arada bulundukları yerde açılması gerektiğini beyan etmiş, açıkça yetkili mahkemeyi de göstermemiştir. O halde usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazından söz etmek mümkün değildir....

      Dava; fiili ayrılık sebebiyle (TMK166/ son) boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. HMK'nun 19/2 maddesinde; yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." HMK.nun 19/4.maddesinde de; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir" düzenlemeleri mevcuttur. Somut olayda; davalı süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış, davaya talimat ya da segbis sistemi ile katılmak istediğini bildirmiş, ilk defa 24.03.2022 tarihli celsede, davanın son altı ay bir arada bulundukları yerde açılması gerektiğini beyan etmiş, açıkça yetkili mahkemeyi de göstermemiştir. O halde usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazından söz etmek mümkün değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kocanın 1.8.2005 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açması üzerine davalı kadında 22.08.2005 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açmıştır. Davalı kadın haklı bir sebebe dayanarak ortak konuta dönmediğini kanıtlayamamıştır. Davalı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup terke dayalı boşanma davasını sonuçsuz bırakmaya yöneliktir....

        sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne "gerekçesi ile; "ASIL DAVADA; tarafların TMK 166/4 maddesi gereğince fiili ayrılık nedeniyle BOŞANMALARINA, BİRLEŞEN DAVADA; tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Samsun 1....

        UYAP Entegrasyonu