Erkeğin, fiili ayrılığa neden olan olaylar karşısında, barışmak istemediğini ifade etmesinin kendisine kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Erkeğin annesinin müdahalelerine sessiz kaldığı vakıası da dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamamıştır. Bu itibarla, davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır” gerekçesiyle bozulmuştur. Dairemizce, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373. maddesi uyarınca, duruşma açılarak, oy çokluğuyla bozma ilamına uyulmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın 09.08.2010 tarihinde açmış olduğu boşanma davasında tanık göstermemesi nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı kanıtlanamamıştır. O halde reddedilen ilk davayı açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma nedeni yaratan davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık boşanma hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Davacı erkek, dava dilekçesinde daha önce açtığı ve retle sonuçlanan ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/432 esas, 2012/45 karar sayılı boşanma davasını dayanak göstererek evlilik birliğinin yeniden tesis edilemediğini belirterek boşanmayı talep etmiştir. Mahkemece,erkeğin dava dilekçesinde delil olarak dayanmadığı ... 5.Aile Mahkemesinin 2013/162 esas sayılı dosyası gerekçeye esas alınarak fiili ayrılığa dayalı boşanmaya karar verilmiştir. Mahkemece dayanılmayan delilin hükme esas alınması doğru değildir. O halde davacı tarafından dayanılan ......
Aile Mahkemesinde 2015/606 Esas sayılı bir boşanma davası açılmış ve ilgili boşanma davası reddedildiğini ve ilgili boşanma davasına ilişkin red kararı 16.03.2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir boşanma davasının reddedilmesi ve üzerinden 3 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bir araya gelmediklerini, bu nedenlerle TMK m.166/son fıkrası gereğince haklı davamızın kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanma, tedbir nafakası, reddedilen tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir. Mahkemece fiili beraberliğin kurulmamasında yurt dışına gitme koşullarını sağlayamadığı gerekçesiyle davalı kadının kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de davalının kendi iradesine tabi olmayan bir konuda kusurlu sayılmasına yasal imkan yoktur. Kaldı ki davalı kadının yurt dışına gidebilmek için Almanca dil kursuna gittiği, kurs bitirme belgesi aldığı, bu belgenin yeterli kabul edilmemesi sebebiyle Ankara'da da dil kursuna gittiği anlaşılmaktadır....
Bu kez, davacı koca, eldeki bu davayı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık" nedeni ile açmıştır. Mahkeme, ilk davanın reddinden sonra tarafların üç yıl süreyle biraraya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı vermiş ve tarafları da boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta eşit kusurlu olarak kabul etmiş ise de; retle sonuçlanan ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen kocanın ilk boşanma davasında, kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışı kanıtlanamadığına göre, bu tarihten önceki olaylar artık kadına kusur olarak yüklenemeyecektir. Söz konusu davanın reddi ve bu ret kararının kesinleşmesiyle kadın kusursuz hale gelmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacı kocanın eşine şiddet uyguladığı sabittir. Bu durumda, kadının kusursuz, kocanın ise tam kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş ve hükme karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, davalı erkeğin kişisel ilişki dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmiştir....
Davalı-davacı erkeğin dava dilekçesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK.md.166/1) yanında, fiili ayrılık (TMK.md.166/son) sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir. O halde, mahkemece, davalı-davacı erkeğin fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma talebi konusunda da olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep ile ilgili bir hüküm kurulmaması hukuki dinlenilme hakkının (HMK.md.27) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yeniden hüküm kurulması gerekli olan karşılıklı olarak açılan boşanma davalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 3.815 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına (TMK m.169) yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının, erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede; Davacı-karşı davalı erkek tarafından; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan boşanma davası reddedilip 29.1.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar bu tarihten sonra bir araya gelmedikleri gibi, fiili ayrılık süresi zarfında davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamamıştır....
CEVAP Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; erkek tarafından kadın aleyhine 2012 yılında boşanma davası açıldığını, boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine karar verildiğini, ret kararının kesinleştiğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 900,00 TL yoksulluk nafakası, 120.000,00 TL maddî tazminat, 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....