Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; fiili ayrılığa esas ilk boşanma davasının, taraflardan davacı-karşı davalı erkek tarafından, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açıldığı, kadının boşanmayı gerektirebilecek nitelikte bir kusurunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedildiği, ret hükmünün 15.12.2011 tarihinde kesinleştiği, tarafların bu tarihten sonra evlilik birliğini sürdürmek amacıyla bir araya gelmedikleri ve kadın tarafından Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılığa dayanılarak açılan eldeki boşanma davasının yasada aranan 3 yıllık süre gerçekleştikten sonra 28.01.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı-karşı davacı kadının davasında Türk Medeni Kanununun 166/4 koşulları oluşmuş olup, davasının kabulüne karar vermek gerekirken, gerekçe belirtilmeksizin ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli ve 2019/104 Esas, 2021/632 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanlarının bir kısmının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, maddî hadiselere isnat etmediği gibi, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan, zamandan ari ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, tarafların birbirlerinin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurunu kanıtlayamadığı, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi olmadığı, dosyadaki delil durumu itibariyle boşanma davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirilmediği ve ziynet eşyalarına ve mehir alacağına ilişkin davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile; her iki boşanma davasının ve kadının ziynet ve mehir alacağı davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına nafakaların ve manevî tazminatın hükmedilme şartları oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında Karaman 2.Aile Mahkemesinin 2018/196 Esas sayılı boşanma dava dosyasının derdest olduğu, tarafların Hollanda Ülkesi'nden Türkiye'ye döndükten sonra fiili ayrılık gerçekleşinceye kadar dava konusu taşınmazda birlikte yaşadıkları, boşanma davası açılması sebebiyle eşin evden ayrılmak zorunda kalması veya evden uzaklaştırılmasının o konutun aile konutu olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla; davanın kabulü yerinde bulunarak davalının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında Karaman 2.Aile Mahkemesinin 2018/196 Esas sayılı boşanma dava dosyasının derdest olduğu, tarafların Hollanda Ülkesi'nden Türkiye'ye döndükten sonra fiili ayrılık gerçekleşinceye kadar dava konusu taşınmazda birlikte yaşadıkları, boşanma davası açılması sebebiyle eşin evden ayrılmak zorunda kalması veya evden uzaklaştırılmasının o konutun aile konutu olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı anlaşılmakla; davanın kabulü yerinde bulunarak davalının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Retle sonuçlanan boşanma davası 13.9.2002 tarihinde kesinleşmiş fiili ayrılık sebebine dayalı bu dava 25.7.2005 tarihinde açılmıştır.3 yıllık fiili ayrılık süresi dolmadan Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince boşanmaya karar verilmesi doğru değilsede; bu husus temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir. 2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince açılan fiili ayrılık hukuki sebebine bağlı boşanma davasıdır. Mahkemece, ilk davanın erkeğin kusurlu olması nedeniyle reddedildiği ve kararın kesinleştiği, dinlenen tanık beyanlarından tarafların fiili ayrılık döneminde zaman zaman biraraya geldikleri ve böylece üç yıl ayrı kalma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların evlilik birliğini devam ettirme amaçlı olarak biraraya geldiği ispatlanamamıştır. Davada Türk Medeni Kanunu m.166/son şartları oluşmuştur. Açıklanan nedenle erkeğin açtığı davanın kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır....
2- Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin reddine, maddi tazminat ve ziynet eşyalarına yönelik taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 19.12.2017 tarih, 2017/4123 esas ve 2017/14896 karar sayılı ilamıyla, davalı erkeğin daha önce açtığı ve reddedilip kesinleşen boşanma davasından sonra yeni bir olayın varlığının kanıtlanmadığı, fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, davacının davasının reddi gerektiği ancak boşanma hükmü temyize gelmediğinden tenkiti ile bu sebeple de davalı erkeğin kusurlu bir davranışı ispat edilemediğinden davacı kadın yararına maddi tazminat takdirinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın kabulü ile boşanma, velayet, maddi ve manevi tazminat miktarı, reddedilen nafaka talepleri, kabul edilen tazminatlar sebebiyle vekalet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dava; fiili ayrılık hukuksal sebebine ( TMK 166/son ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....
Dava, boşanma talebine ilişkindir. Davacı vekilinin tedbir nafakası talebinin ilk derece mahkemesince kabulüne dair 09/01/2023 tarihli ara karara itirazı üzerine ilk derece mahkemesinin 18/04/2023 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından bu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bilindiği üzere; ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir (HMK md. 341/1). Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir....