Gerçekleşen bu durum karşısında reddedilen ilk davayı açmakla fiili ayrılığa sebebiyet veren ve boşanma nedeni yaratan davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ve davacı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesi gereğince maddi tazminata hükmedilmesi doğru ise de, davalı erkeğin, reddedilen davayı açarak, fiili ayrılığa sebebiyet vermesi tek başına kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. O halde, Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi şartlarının kadın lehine oluşmadığının kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan, kadının manevi tazminat isteğinin reddi yerine, davacı kadın yararına manevi tazminata hükmolunması bozmayı gerektirmiştir....
boşanma davası bulunduğunu, her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirterek, birleştirme kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Erzurum 3 Aile Mahkemesinin 11/05/2022 tarih ve 2022/88 Esas sayılı yazısından; Mahkememizin 2022/39 Esas sayılı dava dosyası ile Mahkemelerinin 2022/88 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine muvafakatlerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla her iki dava dosyasının tarafları aynı olduğu, davalar arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu, yargılamanın aynı dosya üzerinden yürütülmesinin usul ekonomisi yönünden vede davaların neticelendirilmeleri bakımından daha faydalı olacağı kanaatine varılarak Mahkememizin yargılamaya konu dava dosyasının Erzurum 3 Aile Mahkemesinin 2022/88 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine..."gerekçesi ile; "1- HMK.'...
nedeni ile önceki sebeplere dayalı boşanma kararı istenemeyeceğinden davacının boşanma ve ferilerine yönelik taleplerinin reddine “şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; Davacı - birleşen dosya davalısı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, gayri reşit müşterek çocukların velayet haklarının anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, müşterek çocuklar için aylık 300'er TL tedbir, 650'şer TL iştirak nafakası ile tarafların eşit kusurlu olmaları nedeni ile tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, davalı - birleşen dosya davacısı erkek tarafından açılan boşanma davasının ispatlanamadığından reddine karar verildiği görülmüştür....
ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ... oyları ve oyçokluğuyla, 28/09/2022 gününde karar verildi. KARŞI OY GEREKÇESİ Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 1999 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babadan bağlanan yetim aylığı yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır....
ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oy çokluğuyla, 29/09/2022 gününde karar verildi. KARŞI OY GEREKÇESİ Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 1997 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşanma kararı verildikten sonra ölen babadan bağlanan yetim aylığı yapılan denetim sonrası fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca ödenen aylıkların yersiz ödendiği gerekçesi ile borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır....
Maddesi ile değişik geçici 1. Maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir. Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır....
Davalı kadına boşandıktan sonra 1992 yılında ölen kocasından dolayı dul aylığı bağlanmış ve kurum denetim raporu ile 2008-2012 yılları ödenen aylıklar için fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca borç çıkarılmıştır. Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. Maddesi ile değişik geçici 1. Maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Fiili ayrılık, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesindeki diğer koşullarla birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası bakımından; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
-TL maddi tazminat ile 50.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının taleplerinin doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. Asıl dava, TMK 166/son maddesinde düzenlenen 3 yıllık fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma, karşı dava ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki, nafaka, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, verilen cevabi tutanakta davacı-karşı davalı kocanın esnaf olarak çalıştığını, aylık ortalama gelirinin 4.000,00....