Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

./05/2017 tarih ve 2017/141-2017/465 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; yetkilisi bulunduğu ... Gaz Sanayi Malzemeleri Paz. ve Ticaret Ltd. Şti.'nin ... Grubu şirketleri olarak anılan ... ailesine ait bir şirket olup 1998 yılı Haziran ayında alacaklı olan bankaların ödeme günü gelmiş bir borç bulunmadığı halde haksız ve hukuka aykırı olarak bankalar tarafından hesabın kat edildiğini ve haciz işlemleri sonucunda gayri faal duruma düşürüldüğünü ve adli yardıma muhtaç durumda olduğunu, yetkilisi olduğu ... Gaz Sanayi Malzemeleri Paz. ve Tic. Ltd. Şti.'...

    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava 07.06.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 76 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının tazmini amacıyla açılan davada bakım giderinin hesaplanmadığından bahisle ek dava ile bakıcı giderinin tazmini istemine ilişkindir....

      ın, akli melekelerinin iyice zayıfladığını ve hatırlama güçlüğü çektigini, kendisinden 28 yaş küçük bir bayanla yaşamaya başladığını, kendisini ve ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesi içinde olduğunu ileri sürerek kısıtlanmasına ve davacının, uygun görülmezse mahkemenin takdir edeceği bir kişinin vasi olarak atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, dosyaya gelen rapordan kısıtlı adayının kısıtlanmayı gerektirir düzeyde rahatsızlığının bulunmadığı, akli dengesinin akıllıca hayat sürmesi için yeterli olduğu, iradesinin verdiği kararlar ve hareketleri üzerinde olumsuz etki yaratmadığı, sürekli yardıma muhtaç olmadığı, bankadaki para miktarı ile davacı tanığının kısıtlı adayının 16 ay önce 100.000-TL bankada parasının olduğuna ilişkin beyanı ve bankada toplam 150.000-TL parasının bu durumda olması ve malvarlığında azalma olmadığı, kısıtlı adayında savurganlık, kötü hayat tarzı tespit edilmediği, malvarlığını kötü yönetmediği, vasi tayini gerekmediği gerekçesiyle davanın reddine...

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/747 E sayılı dosyasına kaydedilen kısıtlı adayı ... (... kızı 1937 doğumlu) hakkındaki dosya,mahkemenin 2015/ K sayılı ilamı ile mahkemenin 2015/599 E sayılı dosya ile birleştirilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece kısıtlı adayı (... kızı 1937 doğumlu) ... hakkında ... Devlet Hastahanesinden rapor aldırılmış, buna rapora göre kısıtlı adayının akıl zayıflığı olup, akli dengesi yaşamını sürdürmesi yeterli olmadığı, sürekli yardıma muhtaç olup,vasi tayini gerekeceği bildirilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucu kısıtlı adayı ... kızı 1926 doğumlu ...’ın kısıtlanmasına ve kendisine ...’un vasi olarak atanmasına karar verilmiş,karar vasi ... ve vasi adayı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece ......

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/415-869 ve 06.05.2011 tarihli kararı ile Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmış, kendisine ... vasi atanmıştır. Bu sefer kısıtlının kızı olan davacı ... tarafından 15.09.2011 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ve aynı yasanın 405 ve 406. maddeleri uyarınca kısıtlanma talebine ilişkin dava, yetkisizlik kararı sonucu ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1753 E. 2012/54 K. sayılı kararı ile daha önce vasi atandığından talep vasi değişikliği olarak değerlendirilip dosya, 2011/415-869 sayılı vasi atanma dosyası ile birleştirildikten ve kısıtlının 405. madde uyarınca kısıtlanması nedeninin bulunmadığına ilişkin sağlık kurulu raporu alındıktan sonra mahkemece; kısıtlama kararının kaldırılmasına ve vasinin görevine son verilmesine karar verilmiştir....

            in de yardıma muhtaç olduğunu belirtmesiyle, Salihli ilçesine gittiği, burada da şüphe üzerine polis tarafından yakalandığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın hazırlık aşamasında yardım adı altında bu paraları topladığı pişman olduğu için bir kısmını iade ettiğini belirtmesine rağmen, kovuşturma aşamasında olayın gönül ilişkisinden kaynaklı olarak bu suçun isnat edildiğini belirterek çelişkili savunmalarda bulunması, katılanın istikrarlı beyanları, teşhis tutanağı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              Hukuk(Aile) Mahkemesinin 17.02.2009 tarihinde kesinleşen ...sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararına rağmen birlikte yaşamaya devam ettiklerini, davalı kocanın tayini çıktıktan sonra yaklaşık 1 yıldır fiilen ayrı olduklarını, davacı anne ve çocukların düzenli bir geliri olmadığını, boşanma davasında nafaka talebi olmasa da davacı ve çocukların yardıma muhtaç olduklarını belirterek; davacı kadın için 1.000 TL yoksulluk, çocuklar için ayrı ayrı 1.000 TL' den 2.000 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini istemiştir....

                Türk Medeni Kanununun 313. maddesinde; evlat edinilmesi istenilen kişi, bedensel veya zihinsel özrü sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlat edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmekte veya evlat edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş ise, veya diğer haklı sebepler mevcut ve evlat edinilen, en az beş yıldan beri evlat edinen ile aile halinde birlikte yaşamakta ise evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatiyle ergin veya kısıtlının, kişi evli ise ancak eşinin rızasıyla evlat edinilebileceği, bunlar dışında küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin hükümler kıyas yoluyla hükme bağlanmıştır....

                  Somut olayda; sanığın hastane bahçesinde yanına giderek tanıştığı katılana vergi dairesinde memur olduğu bu nedenle doktorları tanıdığını belirtip, doktorların katılanın yardıma muhtaç olduğu taktirde katılan ve torununu aynı gün muayene ettireceğini ancak kolundaki bilezikleri görürlerse doktorun özel muayene ücreti isteyebileceğini söyleyip abdest almak için lavaboya giden katılanın geçici olarak kendisine verdiği bileziklerini alıp ortadan kaybolması şeklinde gerçekleşen eylemde, suça konu bileziklerin zilyetliğinin sanığa devredilmemesi nedeniyle eylemin 5237 sayılı TCY’nın 141/1.maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturacağı düşünülmeden yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, Kabule göre de; TCK'nun 157/1.maddesine göre kurulan hükümde, hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhte temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesinde belirtilen belirli haklardan yoksun bırakma tedbirlerinin...

                    Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurundurumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu