Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in ise 02.07.1997 doğumlu ve babaannesinin vefat tarihinde 17 yaşında olduğu, öğrenim gördüğü okula ait herhangi bir kayıt ve belge sunulmadığı, buna karşın SGK sigortalı çalışma kaydının bulunduğu, bu çalışmasının da babaannesinin ölümünden 3 yıl sonra 12.05.2017 tarihinde sona erdiği, her iki davacının da çalışmalarına ve kendi kişisel bakımlarına engel teşkil edecek herhangi bir sağlık sorununun bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, destekten yoksun kalmış sayılabilmek için kişinin desteğin bakma niteliğindeki yardımına muhtaç olması gerektiği, maddi bir yardımına ihtiyacı olmayan kimseye yapılan yardımlar ne kadar sürekli, düzenli ve karşılıksız olursa olsun bu yardıma bakma niteliği kazandırmayacağı, davacı ...'...

    Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile, doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır. Karı koca olan müştekilerin birlikte Pazarda dolaştıkları sırada, sanık ...'un yaklaşıp, "nasılsın amca" diyerek müşteki ...'...

      in yanına gelerek kendisinin boyacı olduğunu, bir doktorun evini boyadığını, doktorun, eski eşyaları fakir birine vermesini istediğini, fakir bir tanıdığı olup olmadığını sorduğu, mağdurun da komşusu olduğunu söyleyerek sanığı katılanın evine getirdiği, sanığın, katılana, eşyaları kendisine bedeva vereceğini, sadece hamal ücreti olarak 100 TL ve aracın yakıt bedeli olarak da 30 TL istediğini söylediği, katılanın teklifi kabul ederek parayı sanığa verdiği, sanığın, mağdurla birlikte eşyaları almak üzere yola çıktıkları, bir yere geldiklerinde, sanığın, deponun anahtarını alıp geleceğini söyleyerek mağdurdan biraz beklemesini istediği, giden sanığın bir daha geri dönmeyerek ortadan kaybolduğu, böylece sanığın hileli hareketlerle haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve mağdur beyanları, teşhis tutanakları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, Türk Medeni Kanunu kapsamında kısıtlama istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 406.maddesinde ise; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır....

        için 14.01.2013 tarihinde müvekkili Kuruma müracaatı üzerine sevkinin 14.01.2013 tarihinde yapıldığını, gelen raporların Kurum Sağlık Kurulunca değerlendirildiğini, Kurum Sağlık Kurulu'nun 01.03.2013 tarih, 1934 sayılı kararıyla takip ve tedavinin yapıldığı Onkoloji Kliniğine sevk edilerek son durumunun, nüks veya metastaz olup olmadığının varsa destekleyen tetkikleri, tam remisyonda olup olmadığı hususlarını ve tedavi alıyorsa tedavi protokolünü içerir ayrıntılı usulüne uygun 3 uzman hekim imzalı baş hekim onaylı resmi sağlık kurulu raporu teminine karar verildiğini, gerekli işlemlerin yapıldığını ve müvekkili Kurumun Sağlık Kurulunca 26.04.2013 tarihli ve 3370 sayılı kararıyla maluliyetinin kaldırılmasına karar verildiğini, durumun davacı sigortalının dilekçesi üzerine Yüksek Sağlık Kurulunca da incelendiğini ve Yüksek Sağlık Kurulu'nca da malul sayılmadığına karar verildiğini, daha sonraki malullük müracaatlarında da gerekli işlemlerin yapıldığını, Kurum Sağlık Kurulu ve Yüksek...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405 ve 406. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, savurganlık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle, ergin bir kişi, işlerini göremediği veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerektiği ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye soktuğu takdirde, kısıtlanır (TMK mad.405/I)....

        Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 406.maddesinde ise; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır. Somut davada, kısıtlanması istenen hakkında ruh sağlığı ve hastalıkları ile nöroloji uzmanlarının da katılımıyla düzenlenen sağlık kurulu raporunda, akli dengesinin akıllıca yaşam sürmeye yeterli olduğu, kendi işlerini görecek güce sahip olduğu, sürekli yardıma muhtaç olmadığından TMK'nın 405. maddesi uyarınca kısıtlanması gerekmemektedir....

        Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı gözetilerek hakkaniyet indirimi yapılması isabetli olmuş ise de % 40'ı geçmemek üzere hakkaniyet indirimi yapılması ve bu indirim nedeniyle reddedilen kısma ilişkin davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken hakkaniyet indiriminin fazla uygulanması ve bu sebeple reddedilen kısma ilişkin davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

          TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] "İçtihat Metni" Taraftar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sohunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HUMK. mel. 76). Davalı, cevap dilekçesinde "...fakir bir aile çocuğu olduğunu, köydeki annesinin yanına sığındığını, uzun süredir ihtiyaçlarının ailesi tarafından karşılandığını, tahsil durumu ve bedeni durumu müsait olmadığından çalışıp para kazanma ve kendisini idare etme imkanı bulunmadığını, bu durum muvacehesinde davacıdan 20 milyar lira nakten tazminat talep ettiğini..." bildirmiştir. Bu açıklamalardan tazminat isteğinin Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamına girdiği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : CMK-223/2-e maddesi uyarınca beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın PTT kurye dağıtım görevlisi olduğu, alıcılarına dağıtılmak üzere kendisine teslim olunan bir kısım kurye gönderisinden 9 adetini yırtmak ve çöpe atmak suretiyle imha ettiği, imha ettiği kurye gönderilerine ait teslim kayıtlarını alıcıların bizzat kendilerine veya bunları almaya yetkili kişilerin imzasına teslim etmiş gibi sahte imzalarla kapatıp düşüm işlemini gerçekleştirdiği, bu suretle üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda, tanıklar ... ve ...'...

              UYAP Entegrasyonu