Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmekle birlikte, faize faiz talebine yönelik itirazların mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Takip talebi ve icra emri incelendiğinde; alacaklının asıl alacak ve işlemiş faizlerle birlikte toplam alacağın tahsilini talep ettiği, alacaklının içerisinde faiz de bulunan toplam alacağa ayrıca faiz talebinde bulunmadığı, diğer bir deyişle takipte faize faiz ya da bu anlama gelebilecek istemin mevcut olmadığı, ilk derece mahkemesince takip öncesi işlemiş faize ilişkin yapılan hesaplamanın ilama uygun ve doğru olduğu görülmüştür. O halde ilk derece mahkemesince davacının yerinde olmayan şikayetinin reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Mahkeme kararının, fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasına gelince: 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunda yer alan düzenlemeler uyarınca, tahsil edilen tutarın, başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesi gerektiğinden, kararın faize ilişkin hüküm fıkrasının, idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faize hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık; faizin başlangıcı ve türü ile ilgili fazlaya ilişkin kısmında ise hukuka uyarlık bulunmamıştır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1....

    Mahkemece, davalının iflas ödeme emrine karşı hem şikayet hem de itirazda bulunduğu, şikayet nedenlerinin incelenmesi sonucunda, icra takibinde işlemiş faiz ile alacağa takip tarihinden sonra yeniden faiz yürütülmesinin talep edildiği, takibe konu faizin kapital faiz olmadığı, faiz alacağına yeniden faiz yürütülmesine neden olacak şekilde düzenlenen iflas ödeme emrinin iptaline, bu nedenle de iflas davasının reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Takip talebinde ve ödeme emrinde faize faiz yürütülmesi, iflâs ödeme emrinin iptalini gerektirmez. Bu nedenle mahkemece, işin esası incelenip davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı tespit edilerek ve gerektiğinde BK’nın 104,II hükmü uygulanarak depo kararına esas alacak meblağı belirlendikten sonra, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

      -TL'nin avukatlık ücreti, icra giderleri ve faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, bu haliyle takip talebi ve ödeme emrinde her bir alacak için faizin başlangıç tarihinin ve oranının gösterilmediği, ayrıca faize faiz yürütülecek şekilde talepte bulunulduğu anlaşılmakla icra emrindeki faize ilişkin kısımların 2.000,00 TL asıl alacak kalemine takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi, vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin alacak kalemine takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülecek şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından Yargıtay uygulamalarına göre, faiz şeklinin belirtilmemesi halinde, faizin yasal faiz olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Somut olayda takip dayanağı ilamda asıl alacak için hükmedilen faizin türü belirtilmemiştir....

        İİK 17.maddesinde "Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur yahut düzeltilir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, Mahkemece, şikayetin kısmen kabulüne denildikten sonra hüküm "Davacı tarafın faize itirazının kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2005/7308 Esas sayılı dosyasında icra emrine dayanak ... . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/05/2005 tarih 2004/305 Esas, 2005/306 Karar sayılı ilamında hükmedilen asıl alacağa, karar tarihi 17/05/2014 ile kesinleşme tarihi olan 13/03/2012 arasında 3095 sayılı Yasanın 1. maddesindeki yasal faiz oranının kesinleşme tarihi olan 13/03/2012 tarihinden sonra Anayasanın 46. maddesinde düzenlenen faiz oranlarının uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine '' şeklinde kurulmuştur. Mahkemece yapılcak iş faize ilişkin itiraz incelenerek denetlendikten sonra, şikayet olunan muhtıradaki miktarın düzeltilmesi şeklinde olması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek takip işlemiş faize ve takip sonrası faiz oranına ilişkin itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ekinde çek suretlerinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebliğ edilen ödeme emrinde “Hemen Öderseniz” şeklinde yeni bir hesaplama yapıldığını, Kanun ve yönetmelikte yer almayan hususun ödeme emrinde yer almasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, takipte talep edilen faize, faiz oranındaki muğlaklığa itiraz ettiklerini, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesinin talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek Faize, faiz oranına ve faiz miktarına itiraz nedeniyle ödeme emrinin iptaline, İİK. Ve yönetmeliğinde yer almayan hususların ödeme emrinde yer alması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, takip dayanağı belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "......

          Mahkemece, icra emrinde talep edilen faiz oranına itiraz edilmediğinden kesinleşen bu oran üzerinden alacaklının faiz talep edebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 24.12.2013 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Takip dayanağı Sayıştay ilamında yasal faize hükmedilmiştir. İlamda faiz başlangıcı ve niteliği belirtilmemiştir. Bu durumda karar tarihinden itibaren ve kademeli olarak yasal faiz talep edilebilir. İlama göre fazla tahsil edilen paranın iadesi için gönderilen muhtıraya karşı alacaklı başvurusu ilama aykırılık incelemesine tabi tutulacağından süreye bağlı değildir. Alacaklının şikayetinin süresiz olarak incelenerek faize yönelik hesaplamanın ve muhtıranın denetlenmesi mümkün olup icra emrinde istenen faiz oranının kesinleştiğine ilişkin İcra Mahkemesi gerekçesi yerinde değildir....

            ŞİKAYET Şikayetçi borçlular şikayet dilekçelerinde; alacaklı tarafından aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, takibe konu çekte ciranta olduklarını ve çek tazminatından sorumlu olmadıklarını, alacaklı tarafından talep edilen faiz miktarının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek takibe kısmi itirazın kabulüne, takibin çek tazminatı ve faiz oranına ilişkin kısmının iptaline, haksız ve kötüniyetli alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. II....

              Faiz miktarını hesaplarken reeskont faiz adı altında 20/05/2014 tarihini esas alarak hesaplama ile bakiye borcu 62.794.82 TL olarak belirtmiştir. İtirazı 39.240,00 TL üzerinden kaldıran mahkeme faize hükmetmemiştir. O halde 08/10/2018 tarihinde dosya borç hesabı yapılırken reeskont avans faizi değil, yasal faize göre hesaplama yapılmalıdır. Her ne kadar Ankara 25 Asliye Hukuk Mahkemesinin kararında faize yer verilmemişse de; ilamsız olarak başlatılan takipte faiz talebi bulunduğundan faiz başlangıcı 20/05/2014 olarak alınmıştır....

              UYAP Entegrasyonu