- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, takipte hem asıl borca hem de faize itiraz ettiğini, davacının sadece faize itiraz edilmiş gibi bu davayı açtığını, asıl alacağın 8.123.03 YTL olup, tüm borcun ise 11.656.58 YTL olduğunu, bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının 8.123.03 YTL’ si asıl alacak olmak üzere toplam 11.656.58 YTL için takip başlattığı, davalının da hem asıl borca hem de faize itiraz ettiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde yetkiye, borca ve faize itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece istemin kabulüne, yetki itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde, yetkiye itirazının yanında borca ve faize de itiraz ettiği görülmektedir....
İlk derece mahkeme kararında da belirtildiği üzere, mahkeme ilamının aynen infazının zorunlu olduğu, icra müdürlüğü 01.06.2021 tarihli şikayete konu kararında borçlu vekilinin 08/05/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi ile asıl alacak ve faize itiraz ettiği, Bakırköy 4....
Davalı vekili 26/10/2016 tarihli itiraz dilekçesinde; işlemiş faize yönelik itirazlarını sunmuştur. Davalı tarafın asıl alacak yönünden bir itirazı bulunmadığı, sadece faize itiraz ettiği anlaşılmakla, davalının itiraz etmediği asıl alacak miktarı yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 21/05/2015 tarihli 2014/20029 E. 2015/7538 K. sayılı kararında; ''...Davacı bankanın kredi kartı alacağı için başlattığı icra takibinde, davalı işlemiş faize ve faiz oranına itiraz etmiş, asıl alacak üzerinde itirazda bulunmamıştır. İtirazın kısmi yapılmış olması nedeniyle itiraza uğramayan asıl alacak yönünden icra takibi kesinleşmiştir. Asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki yararı yoktur....
istinaf dilekçesinde faize itiraz tekrarlandığı gibi temyiz dilekçesinde de bu husus bizzatihi getirilerek borca ve ferilerine itirazının değerlendirilmediğini belirttiği görülmektedir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, borca, faize, faiz oranına yönelik itirazlarını İİK’nun 168/5 maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçluya 19/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihten sonra beş günlük yasal süre içerisinde 24/03/2015 tarihinde işlemiş faize itiraz ettiği ancak faiz oranına yönelik itirazlarını ise beş günlük yasal süre geçtikten sonra itiraz hakkında ek beyanlarını içeren 18/06/2015 havale tarihli dilekçe ile bildirdiği, bu durumda işleyecek faiz oranına yapılan itirazın süresinde olmadığı faiz oranının kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda dosyanın incelenmesinde, icra emrinin 29/09/2015 tarihinde tebliğinden sonra, borçlunun 03/11/2015 tarihli dilekçeyle icra mahkemesine başvurarak, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte takipte talep edilen aylık 1,62 oranında ve değişen oranlarda işleyecek mevduat faizi talebinin yasal olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmekte olup, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte faize itiraz süreye tabi değildir. O halde, mahkemece, borçlunun faize yönelik itirazının esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu yöne ilişkin itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nın 62/4. maddesinde "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davalı borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde, borcun bir kısmının ödendiği gerekçesi ile kısmi itirazda bulunduğu, itiraz dilekçesinde itirazın cihet ve miktarını göstermediği görülmektedir. Buna göre, borçlu itiraz dilekçesinde itiraz ettiği asıl alacağın miktar ve cihetini belirtmediğinden borç aslına yönelik itiraz geçersizdir. Borca yönelik itiraz geçerli olmadığından itirazın kaldırılmasının istenmesi mümkün değil ise de, borçlunun işlemiş faize yönelik itirazında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde borçlunun işlemiş faize yönelik itirazlarının incelenmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru değildir....
İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca borcun ödendiğini, takibe geçerken gerekli hesap kat'ının yapılmadığını, mükerrer takip yapıldığını belirterek, borca, faiz oranına ve işlemiş faize itirazda bulundukları, bunun üzerine, alacaklının, borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazı, mükerrer takip yapıldığı itirazı ile işlemiş faize yönelik itiraz değerlendirilmeksizin sadece ödeme iddiası yönünden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir....
-TL borçlu olduğunun belirlendiği, ancak davalının icra takibindeki itiraz dilekçesinde faize açıkça itiraz etmediği, bu nedenle işlemiş faiz istemi yönünden talebin kabulü gerektiği gerekçesiyle davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin 2.968,14.-TL asıl alacak, 165,07.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.133,21.-TL üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece davalının icra takibinde faize açıkça itiraz etmediğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davalı icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğinden mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde değildir....