Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamına göre de kısıtlanması istenenlerin savurganlığını gösterir somut bir delil bulunmadığı, kişinin ihtiyacı sebebi ile kredi kullanmasının, ipotek vermesinin, aldığı krediler nedeni ile eline geçen meblağdan çocuklarını faydalandırmamasının hayatın olağan akışına aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde de değinildiği üzere kısıtlanması istenenlerin malvarlıkları üzerinde mülkiyet hakkından kaynaklanan en geniş şekli ile tasarruf hakları mevcut olup, çocuklarına miras bırakmak yükümlülüğü altında değillerdir. Sonuç olarak, kısıtlanması talep edilenlerin TMK'nun 406. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir savurganlıkları ispat edilemediğinden ve mahkemece resen yapılan araştırmalarda da bu yönde bir delile rastlanmadığından talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

KARŞI OY YAZISI Aile konutunun maliki olmayan eş açısından, evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile malik eşin ölümü sebebiyle sona ermesinin hukuki sonuçları farklıdır. Çünkü, aile konutunun maliki olan eşin ölümü halinde, sağ kalan eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca, Türk Medeni Kanunu'nun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan hakları bulunmaktadır.Taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, taşınmazın maliki olan eşin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı, sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, malik eşin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi durumunda, sağ kalan eş açısından aile konutuna sağlanan korumanın, sona erdiğinden veya bu haklarla ilgili açılmış bir davanın konusuz kaldığından söz edilemez....

    İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması halinde veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi İcra ve İflas Kanununun 110. maddesi uyarınca da borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple haczin kalkması halinde de şerhin terkini mümkündür....

      Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır. Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.   ...

        Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır. Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, Medeni Kanunun 199.maddesinde ifadesini bulan tasarruf hakkının kısıtlanması ve tedbir nafakası niteliğinde bulunmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Malik olmayan davacı erkek eş yargılama devam ederken 17.01.2021 tarihinde ölmüştür. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin rızası gereken eşe sağladığı hak, şahsa bağlı olup, bu eşin ölümü halinde mirasçılarına intikali mümkün değildir. Aile konutuyla ilgili işleme rızası gereken eşin ölümüyle davanın esası konusuz kalır. Bu husus gözetilerek davanın esası hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek ve dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama giderleri ile vekalet ücretini tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, manevi tazminat miktarı ile reddedilen maddi tazminat talebi yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise, tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hükmü temyiz eden davalı-davacı kadın vekili 08.08.2017 havale tarihli dilekçeyle temyizden feragat ettiklerini bildirdiğinden, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hüküm altına alınan manevi tazminatın davacı-davalı erkek yararına hükmolunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı...

                DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ailesinin ekonomisini bozacak davranışlarda bulunduğunu, ailenin gelirini içki, kumar ve ... ortamında yediğini, tarafların evlilikleri sürecinde bir ev aldıklarını, bunun davalı tarafından satıldığını, davalının bankalardan kredi çekerek aileyi borçlandırdığını, davalının borçları yüzünden aileye birden fazla kez icra takibi başlatıldığını, davacının ve tarafların müşterek çocuklarının mallarının haczedildiğini belirterek, davalının tasarruf yetkisinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanunu) 199 uncu maddesi uyarınca sınırlanarak Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan tüm bankalardan her türlü işlem yapma yetkisinin kısıtlanmasına, davalının almış olduğu emekli maaşının müvekkiline ödenmesi hususunda SGK ve maaş ödemesi yapan kuruma/bankaya emir verilmesine, aksi halde davalının 4721 sayılı Kanun'un 196 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğine aylık 2.000,00 TL katkı yapmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Türk Medeni Kanunu'nun 199'ncu maddesinde düzenlenen "Eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması", evlilik birliğinin korunması önlemlerinden olup, evlilik birliği devam ediyorsa uygulanabilir. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Bu durumda davacı kadının tasarruf yetkisinin sınırlanması davasının esası konusuz hale gelmiştir. Bu husus gözetilerek bir karar vermek ve yargılama giderleri ile bu kapsamdaki vekalet ücretinin, tarafların dava tarihindeki haklılık durumu dikkate alınarak karara bağlanmak üzere (HMK m.331/1) hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2019(Prş.)...

                    UYAP Entegrasyonu