WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2001 gününde verilen dilekçe ile katkı payından kaynaklanan alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.4.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 19.9.2006 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ve vekili Av. ... ve karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespit ve Vakıf Katılma Payından Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.09.2017 tarihli ve 2017/2776 Esas, 2017/10873 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 300,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ...'...

      Yapılan kazan sebebiyle kiraya verenin mal varlığında artış meydana gelmiştir ve ondan yararlanmaktadır. Esasen kiralananın maksadına uygun şekilde kiraya verilmesi için kiralayan tarafından yapılması zorunlu bir masraf olduğu da açıktır. Kiralananın tesliminden sonra kiralayan tarafından 30.10.2007 tarihinde mahkeme kanalı ile yaptırılan tesbit sonucu belirlenen hasar bedeli icra kanalı ile davacı kiracıdan tahsil edilmiştir. Davalının zamanaşımı savunması on günlük cevap süresi geçtikten sonra yapıldığı gibi sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı süresi on yıl olduğundan zamanaşımı savunması da yerinde değildir. Mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi ile keşif yapılarak kazanın yapıldığı tarihteki masrafların, kiralanana yapmış olduğu katkı değerinin saptanarak bu miktara hükmedilmesi için hükmün bu kısmına münhasır olarak bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan değerli çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddi görüşüne katılmıyorum. 19.12.2013...

        Sözleşme ile aylık kira bedeli 4.500 TL olarak belirlenmiş, ikinci yıl %10 dan aşağı olmamak kaydı ile ÜFE oranında artış yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davacı dava dilekçesinde 1.1.2011 yılından itibaren sözleşmedeki artış şartına göre eksik ödenen toplam 15.312 TL kira alacağının tahsilini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde artış yapılmaması hususunda sözlü olarak anlaştıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile kiralananın tahliyesine, 5.400 TL kira alacağının tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2011 tarihinde başlayan ikinci yıl kira bedelinin %10 artış ile 4.950 TL olduğu, davalı tarafça aylık 4.500 TL ödendiği, 2011 yılından 12 aylık eksik ödemenin 5.400 TL olduğu, artış şartının diğer yıllar için geçerli olmadığı gerekçesiyle 5.400 TL eksik ödeme olduğu belirtilmiştir....

          Ne var ki, 5/8/2017 tarihli ve 30145 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına; “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere” ibaresi eklenerek; kira ilişkisinden doğan alacak davaları, malvarlığı davaları gibi telakki edilmiş ve istinaf kanun yolunda kesinleşme yahut temyiz kanun yoluna başvurabilme konusunda, alacağın miktar veya değerinin esas alınması ilkesi benimsenmiştir....

            Mahkemece davacıların murisi ile davalıya ait müşterek hesapta bulunan paranın aslında davalıya ait olduğundan davacının talebinin haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Ne var ki Müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip ispatlanmadıkça birbirine eşit kabul edilir ve mülkiyetin yarıyarıya olduğunun kabulü gerekir.Hesabın teselsüllü müşterek hesap olması ise tarafların herbirinin bu hesaptan istediği kadar para çekebilmesi ve bankanın bu nedenle sorumluluğunun doğmaması ile ilgilidir.Sonradan müşterek hesaba dönüştürülmüş olsa da taraflardan herbiri,hesaptan para çekerken payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibine göre borçlu durumuna düşer.Müşterek hesap sahibi mudiler arasındaki ilişki esas itibarıyla vekalet ilişkisidir.Bu açıklamalar ışığında davalının kendi payını aşar şekilde hesaptan para çektiği sabit olduğuna göre,davalı payını aşan kısım...

              Davacı vekili, elektrik çarpması sonunucu zarar gören kişinin açtığı dava sonucunda müvekkilinin payından fazla ödediği tazminatın zincirleme kusuru bulunan davalılardan rücu yoluyla alınmasını istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; rücuya esas dosyadaki kusur oranı hükme esas alınmış ve 23/07/2010 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Adı geçen raporda bilirkişi, davacı tarafça ödenen (ödenmesi gereken miktar) 320.360,05 TL nin, kusur oranına göre paylaştırıldığında davalı ... Belediyesinin 2/8 kusuruna isabet eden kısmın 80.090,01 TL, davacı ...'ın 2/8 kusuruna isabet eden kısmın 80.090,01 TL, bina maliki ...'ın 3/8 kusuruna isabet eden kısmın 120.135,02 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişinin yaptığı bu hesaba göre davacı ... payından fazlasını ödemek durumundadır....

                Giderlerin dahil edileceğinin düzenlendiğini, 25.2 maddesinde de 25.1 maddesine atıfta bulunularak bu maddede yer alan gider kalemlerinde artış olması durumunda teklif edilen fiyatın bu tür artışı karşılayacağını kabul edileceğini ve yüklenicinin bu artış ve farkları ileri sürerek herhangi bir hak talebinde bulunamayacağının düzenlendiği, 45.1.1 maddesinin c bendinde fiyat farkı ödemesi ile ilgili olarak ücret, vergi ve sigorta artışlarından fiyat farkı ödenmesinde bulunulmaz hükmüne yer verildiğini, ayrıca davacı ile imzalanan sözleşmenin 7.1.1 maddesinde taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin vergi, resim harç vb. Giderlerin sözleşme bedeli içerisinde değerlendirileceği ve yine sözleşmenin 14.1.c maddesinde de vergi artışlarından dolayı fiyat farklı ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktardan diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer . Davalı ... mirasbırakanın ölümünde ortak hesaptaki paranın payına düşen miktarından fazlasını çekmiş ise, payından fazla çektiği miktarda diğer mirasçılara karşı sorumludur. O halde mahkemece öncelikle muris ile davalının tüm ortak hesaplarına ait hesap ekstrelerini murisin ölüm tarihi olan 14.12.2009 tarihinde geriye doğru olacak şekilde temin edilerek yukarıda belirtilen ilkeler ışığında bilirkişilere yeniden inceleme yaptırmak suretiyle davalının müşterek hesaptaki payından fazla parayı çekmiş olup olmadığının tespit edilerek payından fazla çekildiğinin belirlenmesi halinde davacıların miras payına düşen kısmının hesaplanarak bu miktar oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....

                    Müteselsil sorumlulardan kendi payından fazlasını alacaklıya ödeyen borçlunun alacaklarının haklarına halef olacağı kuşkusuzdur.Ancak kendi payından fazlasını ödeyen borçlunun iç ilişkide diğer müteselsil borçlulara payları oranında rücu edebilmesi için ödemiş olduğu borcun mevcut olması gerekmektedir.Dava dışı esas alacaklının başvurusu sonucunda -----tarafından verilen kararın Yargıtayın temyiz incelemesi sonucunda kaldırılarak başvurunun reddi sonrasında davacı sigortanın haklarına halef olduğu dava dışı alacaklının alacaklı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.Davacı sigortanın takip başlatmakta kötü niyetli olmadığı görülerek kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.Nitekim davanın müteselsil borçluların ödemiş olduğu kendi payından fazlasına ilişkin bedelin ,ödemiş olduğu bedel miktarınca alacaklının haklarına halef olarak açmış olduğu rücuen tazminat davası olduğu gözetilerek---- 13/4.maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu