Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, davacı kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayanılarak açmış olduğu her iki davanın kabulü yerine, yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.05.2019 (Pzt.)...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, TMK m. 161 zina hukuki sebebine dayalı davanın kabulü, davacı kadının TMK m. 166/1 evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının reddi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm verilmiş olması, tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine...

      Aile Mahkemesinin 08/03/2016 tarih, 2015/333 Esas ve 2016/164 Karar sayılı kararı ile davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının "davacının kendi kusuruna dayanarak boşanma davası açma hakkı olmadığı" gerekçesi ile reddine karar verildiği, kararın 28/05/2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki dosyadaki dava dilekçesi ile bu davadan sonra tarafların ortak hayatı kurmak amacıyla biraraya gelmediklerinin beyan edildiği, mahkemece davanın TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca açıldığı kabul edilerek değerlendirme yapıldığı ancak bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava dilekçesi içeriğinde ve sonradan sunulan beyan dilekçesinde yer alan anlatımlardan davanın Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesinde düzenlenen eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmaktadır....

      Kanunda yer alan özel boşanma sebeplerinden biriyle açılmış bir boşanma davasında, bu özel sebebin yanında davacının da boşanmayı gerektirecek ağırlıkta bir kusuru ispatlanmış olsa bile; bu husus, karşı tarafça dava konusu yapılmamış ise artık özel sebebe dayalı boşanma kararı verilmesinde ve sonuçlarında dikkate alınamaz. Somut olayda davalının eyleminin Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde yer alan boşanma sebebini oluşturduğunda duraksama yoktur. Özel boşanma sebebi ispatlanmıştır. Bu bakımdan, artık davalının dayanılan boşanma sebebini çürütmek amacıyla değil de, “Davacının da kusurlu olduğunu" ispat etmeye yönelik gösterdiği deliller ve davacının kusuru dikkate alınmaz. Diğer bir ifade ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz....

        Dava, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m.162) ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine (TMK m.166/1,2) dayalı olarak açılmış boşanma davası ve fer'ilerine; karşı dava ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki (TMK m.166/1,2) sebebiyle açılmış boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Her ne kadar, davalı-karşı davacı vekili istinaf talebinin duruşmalı incelenmesini talep etmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 356. maddesinde istinaf incelemesinin aynı Yasanın 353. maddesinde belirtilen haller dışında duruşmalı yapılacağı düzenlenmiştir. İncelemeye konu dosyada, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi kapsamında değerlendirilip, sonuca bağlandığından, davalı-karşı davacının duruşmalı inceleme talebinin reddi cihetine gidilmiştir. Davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasına karşı istinaf yoluna başvurulmadığından taraflar arasındaki boşanma hükmü kesinleşmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davalı erkek; ... 12....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m. 297/2). Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise aynı hukuki sebebe dayalı (TMK m. 166/1) olarak karşı dava açmıştır. Bu halde, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK m.297/2). Davacı-karşı davalı erkek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m.166/1) boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise, 29.12.2015 tarihinde adli yardım talebinde bulunarak aynı hukuki sebebe dayalı (TMK m.166/1) olarak karşı dava açmıştır. Bu halde, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

              Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 3, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....

                Bu durumda boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı kadın yararına, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları ile kusur dereceleri dikkate alınarak uygun miktarda maddi (TMK m.174/1) ve manevi (TMK m.174/2) tazminat takdiri gerekirken davalı kadının bu isteklerinin "mahkeme huzurunda usulüne uygun şekilde maddi ve manevi tazminat istenmediği" gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3....

                  UYAP Entegrasyonu