DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava evliliğin butlanı olmadığı takdirde TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası, kadının karşı davası ise şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davası ve feri istemlere ilişkindir. Dosya karşılıklı boşanma ve feri talepler yönünden ilk derece mahkemesince tefrik edilmiş, yargılamaya münhasıran evliliğin butlanı talebi üzerinden devam edilmiştir. İlk derece mahkemesince evliliğin iptaline karar verilmesi talebi reddedilmiş, karar davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı erkeğin, kendisinden gizlendiğini iddia ettiği kadının rahatsızlığına ilişkin şikayetler devamlılık arz eder mahiyettedir....
Bölge adliye mahkemesince, boşanma kararı kesinleşmeden önce eşlerden biri (davalı) ölmüş olduğundan; evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusunun kalmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin boşanma ve ferilerine yönelik kararının kaldırılmasına, Türk Medeni Kanunu 181/2 maddesi uyarınca mirasçıların davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen hükmün, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden istinaf etmiş olduğu nazara alındığında boşanmaya ilişkin hükmün istinaf edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (TMK m. 178). Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı Türkiye'de tanınmadıkça kesin hüküm etkisi doğmayacağına göre, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının kullanılabilmesi, yabana ilamın tanınmış olması halinde mümkündür. O halde Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi boşanmaya bağlı dava haklarının kullanılabilir hale geldiği tanıma kararının kesinleşmesi tarihinden başlar (2. HD'nin 15.07.2009 tarihli 2008/8466 esas 2009/14071 karar sayılı ilamı). Tanıma kararı 20.01.2009 tarihinde kesinleştiğine göre dava süresindedir. İşin esasının incelenmesi gerekirken yabana ülkedeki kesinleşme tarihinin esas alınıp davanın zamanaşımı sebebiyle reddi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 30.04.2012 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesi zorunludur (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu m.27, HMK m. 297/1-b). Mahkemece; hükümde davacı-davalının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralan yazılmamıştır....
Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen şiddet eylemine kadın tarafından dava dilekçesinde dayanılmadığı gibi, şiddet eyleminin üzerinden uzunca bir süre geçtiği ve bu sürede evliliğin davam ettiği, bu durumun af veya hoşgörü ile karşılandığı açıktır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu, bu sebeple verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile, hükmün boşanmanın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/son). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.07.06.2016(Salı)...
Aile Mahkemesi'nde taraflarınca açılmış ve derdest olan 2017/891 esas sayılı boşanma dosyasının mevcut olduğunu, 2017/891 esastaki dava dilekçesinin 15/11/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, karşı yanın talebi üzerine cevap dilekçesi süresinin 1 ay uzatıldığını, başvurma harcı yatırılarak usulüne uygun bir karşı dava açmayan davalı tarafın 2017/891 esastaki karşı davası hakkında, hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verileceğinin açık ve net olduğunu, karşı dava açma süresi içersin de usulüne uygun başvuru harcı yatırılarak karşı dava açmayan davalının fili ayrılık tarihi olan Mayıs 2017'den 16 ay geçtikten sonra butlan nedeniyle evliliğin iptaline, aksi takdir edilirse TMK 166 uyarınca boşanma talepli eldeki davayı açtığını, eldeki bu davanın yalnızca karşı dava süresini kaçıran davalının, asılsız bir sebeple yeni bir dava açması ve asıl boşanma davası ile birleştirmesini isteminden ibaret olduğunu, mahkemeyi sürüncemede bırakmaktan öte bir amacının bulunmadığını, haksız...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil KARAR Davacı ... vekili, vekil edeni adına tapuda kayıtlı dava konusu 4 adet taşınmazın evlendikten bir süre sonra ahlaka aykırı biçimde, vekil edeninin saflığı ve yaşlılığından da faydalanan davalı eşinin adına devir yapmasını istemesi üzerine, evliliğin mukaddes olduğuna ve devamlılık arzetttiğine inanan vekil edeni tarafından davalı eşine tapuda devir yapıldığını, davalının bedel ödemediğini, ancak bir süre sonra vekil edeni aleyhine boşanma davası açtığını açıklayarak davalıya ait tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istediğine, mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili bir talepte bulunmadığına, bu açıklamalara göre davada taraf muvazaası hukuksal sebebine dayanıldığına, mahkemece de somut olgu bu şekilde değerlendirildiğine göre 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz...
butlan sebebi ile evlenmenin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-karşı davalı kadına yüklenen "hastanede yattığı dönemde eşiyle ilgilenmediği" vakıasından sonra evliliğin devam ettiği, bu eylemin erkek tarafından affedildiği veya en azından hoşgörülmüş sayıldığı, bu nedenle bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı-karşı davalı kadına kusur olarak yüklenen "güven sarsıcı davranışlarda bulunma" vakıasının kanıtlanamadığı, mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğunun...