Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sonra öğrenmiş olmalarının hayatın doğal akışına aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 145 inci ve devamı maddeleri uyarınca davanın kabulü ile evliliğin akıl hastalığı nedeniyle batıl olduğundan mutlak butlanla iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı davacı vekili tarafından asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, kusura, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarına, aleyhe tazminata hükmedilmesine, evliliğin iptaline dair hüküm kurulmamasına yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası birleşen dava ise evliliğin iptali olmadığı takdirde şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine dairdir....

    Davalı birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, davacı-davalının evliliğin iptali istemiyle dava açtığını, yapılan yargılama sırasında müvekkilinin akıl sağlığında herhangi problem olmadığını, tam tersine davacı-davalının kısıtlanmasına karar verildiğini, müvekkilinin ailesinin nişandan önce müvekkilinin epilepsi hastası olduğunu, ilaç tedavisinin devam ettiğini, tedavisi aksatılmadıkça hastalığının nüksetmeyeceği konusunda davacı-davalının ailesini bilgilendirdiğini, davacı-davalı tarafın müvekkilinin ilaç düzenini değiştirdiğini, balayına davacı-davalının ailesinden on kişilik bir grupla gidildiğini, yüzme bilmeyen müvekkiline yüzmesi konusunda baskı yapıldığını, davacı-davalının cinsel ilişkiye giremediğini, müvekkilinin davacı-davalı ve ailesi tarafından evden kovulduğunu, saatlerce dışarıda bırakıldığını belirterek tarafların evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptalini istemiştir....

    Açıklananlar ışığında ilk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre " davacı-davalı erkeğin aile fertlerini bir araya çağırarak boşanacağını beyan ettiği, evliliğin bitmesi ihtimalini hatırlatarak davalının tayininde koz olarak kullanmaya çalıştığı, evliliğin henüz başındayken mahkemeye hitaplı boşanma dilekçesi yazarak birliğin temelini yaraladığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu; davalı-davacı kadının ise sorun yaratacak şekilde alkol aldığı, gerçekleşen durum karşısında, davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

      Türk Medeni Kanununun 194. maddesi evliliğin genel hükümleri kapsamında yer almakta olup, evlilik devam ettiği sürece uygulanabilecek bir hükümdür. Evliliğin sona ermesiyle birlikte konut da aile konutu olma özelliğini kaybettiğinden; bu hükmün uygulanma imkanı kalmaz. Evliliğin devamı sırasında, hak sahibi eş tarafından aile konutunun devri veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanması işlemleri diğer eşin açık rızasına bağlanmıştır. Rızası gereken eş, yapılan devir işleminin geçersizliğini de ancak evlilik birliği devam ettiği takdirde ileri sürebilir. Evlilik birliğinin sona ermesinden itibaren sağ kalan eş bu sebebe dayanarak iptal davası açma hakkını kaybeder. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin ret kararı sonucu itibariyle doğru bulunduğundan; davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        Mahkemece, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi ve evliliğin butlanı davasında yargılamanın iadesi olduğu, evliliğin butlanı davasında yargılamanın iadesine bakmakla aile mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile dava tefrik edilmiş, eldeki dava yeni bir esasa kaydedilerek, aile mahkemesi sıfatı ile yargılamanın iadesi olarak bakılıp, yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere, dava dilekçesi içeriğine göre, nüfus kaydında dedesi üzerine tescil edilmiş olan davacının bu kaydın iptali ile gerçek babası üzerine tescili istenmiştir. Dava dilekçesinde evliliğin iptaline ilişkin yargılamanın yenilenmesine yönelik bir talep bulunmadığı halde tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılıp ret kararı verilmesi doğru değildir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

          Tanınması istenilen yabancı mahkeme kararında, davacı erkeğin vatandaşlık kazanabilmek için, davalı kadının ise para karşılığında bu evliliği yaptığı, bu nedenle yapılan evliliğin gerçek bir evlilik olmaması gerekçesiyle evliliğin hükümsüz olduğuna karar verilmiştir. Mahkeme Türk Medeni Kanunu'nun 145. maddesinde evliliğin butlanı sebeplerinin sayıldığı, bunlar arasında vatandaşlık elde etmek amacıyla yapılan evliliklerin olmadığı bu nedenle kararın kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ya da tenfizine karar verilebilmesi için hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerekmektedir (5718 S.K m.54/1-c). Tanıma ve tenfizde; yabancı mahkeme kararının doğruluğu, uygulanmış olan usul hükümleri, maddi ve hukuki tespitler inceleme dışında tutulmalıdır....

            O halde, evliliğin iptali nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı birleşen davanın davacısı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Davalı birleşen davanın davacısı ... da,evliliğin iptali davasının kabul edilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalı birleşen davanın davacısı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı birleşen davanın davalısı erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin Butlanı-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı, evlenmeleri sırasında eşinin evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olduğunu ileri sürerek, evliliğin bu sebeple butlanına karar verilmesini istemiş, mahkemece istek kabul edilmiş, hükmü davalı-karşı davacı temyiz etmiştir. Taraflar 04.04.2014 tarihinde evlenmişlerdir. ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan 12.03.2015 tarihli sağlık kurulu raporunda; davalı-karşı davacı kadın hakkında “bipolar afektif bozukluk, remisyonda” tanısı konulduğu vasi tayininin uygun olmadığı belirtilmiştir. ......

                Mahkemece ilk hükümde evliliğin mutlak butlanla iptaline karar verilmiş, hükmün davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.09.2014 tarih 2014/9334 esas ve 2014/17133 karar sayılı ilamı ile” kamu adına mutlak butlan davası açan ve evliliğin iptalini isteyen Cumhuriyet Savcısının duruşmaya katılımı sağlanmadan yargılamaya devam edildiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, Cumhuriyet Savcısına duruşma gününü bildirir tebligat çıkarılmış ise de mahalli Cumhuriyet Savcısına duruşma gününün tebliği için yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanununun 43. maddesinde gösterilen usule uyulmadan yapılmış, Cumhuriyet Savcısının katılımı olmadan dava görülmüştür. Yargıtay bozmasına uyma kararı veren mahkemenin, bozmaya uygun işlem ve karar tesis etmesi gerekir. Bu nedenle, Cumhuriyet Savcısının duruşmalara katılımı sağlanmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması da doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu