Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki davada da nispi butlan sebepleri nedeniyle öncelikle evliliğin iptali, bunun mümkün olmaması hâlinde boşanma isteminde bulunulmuştur. 16. Evlenme, Türk Medeni Kanunu açısından karşı cinsten iki insanın evlendirmeye yetkili memur önünde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarını açıklaması ile oluşur (TMK m.142). Hukuken geçerli bir evliliğin kurulması için kanunda düzenlenen koşullara uygun davranılması gerekir. Bu koşullardan birinin veya birkaçının eksik olması hâlinde evlilik hukuken geçersiz sayılacaktır. 17. Evliliğin kurucu unsurları olarak sayılan "evlenmenin ayrı cinsten kişiler arasında yapılmış olması", "evlendirme memuru önünde yapılması", "tarafların karşılıklı ve sözlü iradelerini açıklamaları" hususlarından birinin gerçekleşmemesi hâlinde evlilik hiç gerçekleşmemiş gibi sonuç doğuracaktır. Başka bir anlatımla evlenmenin yokluğu söz konusu olacaktır....

    Maddesine aykırı olarak evlendikleri iddiasına dayalı olarak , Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile; evliliğin mutlak butlanla batıl olduğuna karar verilmesi istenmiştir. Bu durumda, dava nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olmayıp, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 145/4. maddesi gereğince mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkindir. Görev kamu düzenine ilişkin olup,4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Malatya 1. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle evliliğin iptali için açılan davanın sonucunun beklenmesi, evliliğin iptal edilmesi halinde davanın reddine karar verilmesi, reddedilmemesi halinde ise miras bırakan tarafından düzenlenen vasiyetnamenin mutlak olarak tenkise tabi bir ölüme bağlı kazandırma olması nedeniyle tarafların tüm delillerinin toplanarak sonucuna göre bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 23.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki boşanma davası ile reddedilen evliliğin iptali davası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminat ve nafaka miktarları ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalı erkeğin, reddedilen evliliğin iptali davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı erkeğin her iki boşanma davasına yönelik temyiz itirazları ile davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda, davacı-davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek erkeğin boşanma davasının reddine, kadının davasının kabulüyle...

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde nispi butlan sebebi ile evliliğin iptaline (TMK m. 149-150) karar verilmesini talep etmiş, 13.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası (TMK m. 166/1) olarak ıslah etmiştir. Davacı vekili, 24.03.2015 tarihli celsede ıslahtan vazgeçtiklerini, evliliğin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ıslahtan vazgeçilmiş olduğu gerekçesi ile davanın nispi butlan sebebi ile evliliğin iptali davası olduğu kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 13.11.2014 tarihli celsedeki beyanı, davanın hukuki sebebinin ıslahı niteliğindedir. Bir davada ıslah yoluna ancak bir kez başvurulabilir. Bu sebeple bu celsedeki beyan artık hukuki sonuç doğurmaz....

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mutlak butlan nedeniyle evliliğin iptali ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, manevi tazminat istemi yönünden dava tefrik edilmiş ve "manevi tazminat isteminin, haksız fiilden kaynaklandığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, "TMK'nın 158/ 2. maddesi gereğince evliliğin butlanına karar verildiğinde, tazminat hakkındaki talep yönünden de karar verilmesi gerekeceği ve davaya bakma görevinin aile mahkemesine ait bulunduğu" belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davacının, evliliğin iptali istemi yönünden ileri sürdüğü sebepler ile manevi tazminat istemi için dayandığı sebepler aynıdır....

              nin önceki eşinden boşandığına güvenerek kendisiyle evlendiğini, bu nedenle ikinci eşin iyi niyetinin korunması gerektiğini, böylece ilk evliliğin yok, ikinci evliliğin ise sahih kabul edilmesi gerektiğini, davalılardan ..., ... ve ... ...’ün ...’ın mirasçısı olmadığı halde anneleri ...’nin yasal mirasçısı sıfatıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı ilamı ile ...'ın mirasçısı olduklarına dair veraset belgesi aldıklarını, veraset belgesi düzenlenirken ...'nin ...'ın ölümünden önce onunla olan evliliğinin sona erdiğinin gözardı edildiğini, bu nedenle bir kısım davalıların murisi ... ile ... arasında nüfus kaydında görünen evliliğin mutlak butlanı ile kendisine ait nüfus kaydının düzeltilerek tek bir kayıt altına alınmasını ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/380 Esas, 2010/970 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

                ın kadını evlenmek için oyaladığını, daha sonra resmi nikahını yapacağını söylediğini ancak resmi nikah yapılmadan öldüğünü, davacı kadının ve çocuğun mağdur edildiğini belirterek, evliliğin varlığının tespiti ve tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılardan ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kardeşi olan ...'in aralarında ki geçimsizlik sebebi ile davacı ile resmi olarak evlenmeyi düşünmediğini kardeşlerine söylediğini, kardeşlerinin bunun doğru olmadığını söylediğini, davacının 24.07.2014 tarihinde açtığı babalık davasını tüm davalıların kabul ettiğini, çocuğun baba üzerine kaydedildiğini, ortada evliliğin bulunmadığını, şekle bağlı bir akit olan evliliğin evlendirme akdine dayanmadan dava yoluyla geçerli bir akit haline getirilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

                  Davacı ile muris sigortalı ... ...’ın yapmış oldukları evliliğin butlanı davası 14.06.2002 tarihinde açılmış olup, 21.08.2006 tarihinde kesinleşen karar ile evliliğin mutlak butlan ile batıl olduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı TMK’nun 156.maddesi “Batıl bir evlilik ancak hakimin kararıyla sona erer. Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur” hükmüne amir olup, butlan kararının, kesinleşmeden ileriye doğru etkili olacağı, diğer bir deyişle, kesinleşmeye kadar geçerli bir evliliğin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı belirgindir....

                    Hukuk Dairesinin 29.06.2020 tarih, 2020/2414 Esas, 2020/3389 Karar sayılı ilamıyla " Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 145/2. maddesiyle düzenlenen evliliğin iptali davası olup, davacı, davalılardan Ahmet Hamdi Karakaş ile Ayşe Karakaş arasında gerçekleşen 18.04.2012 tarihli evliliğin, davalı Ahmet Hamdi Karakaş’ın evlilik tarihinde sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun bulunduğunu ileri sürerek evliliğin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı Ayşe Karakaş tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, evliliğin ölüm ile sona erdiğinden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, evliliğin iptali ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kadının kötü niyeti kanıtlanmadığından sağ kalan eşin evlenme ile kazandığı kişisel durumun korunmasına karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu