Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TÜRÜ :Evliliğin İptali-Boşanma-Maddi-Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Cumhuriyet Savcısı tarafından "davaname" ile açılan evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali davası ile... tarafndan açılan vasisi tarafından yürütülen evliliğin iptali, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin dava birleştirilerek görülmüştür. Mahkeme kararının Cumhuriyet Savcılığına tebliğine ilişkin dosyada bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Karar Cumhuriyet Savcılığına tebliğ edildi ise belgesinin dosyaya alınması, edilmedi ise Tebligat Kanununun 43. maddesinde gösterilen usule göre tebliğ edilmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADE EDİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi.21.11.2006 (Salı)...

    Nüfus Hizmetleri Kanunun’nun yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili başlıklı 27/a maddesinde “(1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye...

      Yukarıda belirttiğim dairemin içtihadında Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan evliliğin iptali davalarının, takip edilmemesi sebebiyle işlemden kaldırılamayacağı kabul edilmiştir. Taraflarca takip edilmeyen ve işlemden kaldırılamayacak olan evliliğin iptali davalarının Cumhuriyet Savcısı tarafından yetkili mahkemeye re'sen gönderilmesinin mümkün olduğu görüşündeyim. Bu nedenle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

        Evliliğin yapıldığı 1949 tarihinde, evlenen erkeğin Afgan, kadının ise Suudi uyruklu olduğu, bu evlenmenin, yapıldığı ülke hukukuna uygun ve geçerli biçimde oluştuğu; ancak bu evliliğin tespitine ilişkin o ülke mahkemesince verilen kararın Türkiye’de tanınmış olması halinde kabul edilebilir. (5718 s. MÖHUK. m.58) Cidde Yüksek Mahkemesi’nin “Abdülkadir’in Suudi uyruklu Saime Buhari ile evli olduğunu tespit eden” bu kararı Türkiye’de tanınmamıştır. Yabancı mahkeme kararları Türkiye’de tanınmadıkça hukuki sonuç doğurmaz ve kesin hüküm ve kesin delil yönünden hüküm ifade etmez Hukuki sonuç doğurmayınca, ortada, ikinci evlenme tarihinde geçerli bir evliliğin var olduğundan söz edilemez. O halde, evlilik bağını tespit eden yabancı mahkeme kararının tenfiz (tanıma) şartlarını taşıyıp taşımadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün, açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesindeyim....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin Tespiti ve Tescili Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 07/11/2017 gün ve 2016/12205-2017/12289 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

            Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. Mutlak butlan davasının sonucu beklenmeksizin, kadının açtığı boşanma davasının esasının incelenmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının sonucu beklenildikten ve boşanma davasının konusunun kalıp kalmadığının da mutlak butlan davasının sonucuna bağlı olduğu gözetildikten sonra, kadının boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              , evliliğin ölümle son bulduğu, davacının evliliğin mutlak butlanla iptaline yönelik talebi konusuz kaldığından “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Gaipliğe ve gaiplik nedeniyle evliliğin feshine karar verilmesi istemine ilişkin davada Adıyaman Sulh Hukuk ve (Aile) Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gaipliğe ve gaiplik nedeniyle evliliğin feshine karar verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, 6100 sayılı HMK.nun 382/1, 382/2-a.4 ve 383. maddeleri gereğince uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, gaipliğe karar verilmesi ve gaiplik nedeniyle evliliğin feshine karar verilmesi davasının Aile Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                  Davacı, miras bırakan Lütfi'nin evlatlığı ve tek mirasçı kendisi olduğu halde, miras bırakanın davalı ile evli görüldüğünü ve mirasçılık belgesinde pay verildiğini, oysa miras bırakan Lütfi'nin davalının annesi Zöhre île evli iken anlaşmalı biçimde 13.06.2003 tarihinde boşandığını, boşanmadan altı gün sonra davalı ile evlendiğini, evlilik tarihinden on gün sonra da öldüğünü, Türk Medeni Kanunu'nun 129/2. maddesine göre, miras bırakan ile davalının evliliğinin mutlak butlan sebebine dayalı iptal davası açtıkları ve evliliğin iptaline karar verildiğini belirterek önceki günlü mirasçılık belgesinin iptalini İstemiştir. Davalı, miras bırakanın kendisi ile evlendikten sonra öldüğünü TMK 156. maddesine göre, batıl bir evliliğin ancak hakimin kararıyla sona ereceğini ve hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğuracağını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin iptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; 27.03.2015 tarihinde ölen babası ... ile davalı ... arasında 12.02.2015 tarihinde yapılan evlenme aktinin mutlak butlanla sakat olduğunu belirterek Türk Medeni Kanununun 129/2, 145/4 ve 146/2. maddeleri gereğince evliliğin mutlak butlan ile batıl olduğunun karar altına alınması ile evliliğin iptalini istemiştir. Sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet Savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir (TMK m.147). Dava sadece davalı ...’ya karşı açılmıştır. Bu davanın sağ iseler her iki eşe, eşler ölmüşse onların mirasçısına karşı açılması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu