ın karar tarihinde 91 yaşında olduğunu, delirium hastalığı sebebiyle temyiz gücünün, hukuki ehliyetinin bulunmadığını, ortaklar kurulu kararının hükümsüz, mutlak butlan ve yoklukla malul olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 06/06/2003 tarihinde 2003/4 sayılı A..... M...... M.....'a ait taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının hükümsüzlüğüne, mutlak butlanla malul ve yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, esas yönünden ise A...... M....M.....'ın temyiz kudretinden yoksun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının murisi ve işlem tarihi itibariyle davalı şirketin ortağı olan A..... M...... M.......'ın 06/06/2003 toplantı tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle katıldığı ortaklar kurulu toplantısının hükümsüz olduğu gerekçesiyle davalı K.... M.... Evleri Turizm. Tic....
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK'nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve katılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Somut olayda; davalı kooperatif 43 ortaklı olup, tasfiye edilmiş değildir....
dolayısıyla 11.01.2014 tarihinde anataşınmazın 2/3 kısmının fiili kullanıma uygun olduğu ve bu nedenle uyuşmazlığa bakmakla görevli oldukları tespit edilmiş olmakla, davacı vekili her ne kadar 2/3 fiili kullanım şartının sağlanmamış olmasının toplantının mutlak butlan ile hükümsüz sayılması sebebi olarak belirtmiş ise de bu şartın sağlanmamış olması uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının ve görevli mahkemenin belirlenmesi açısından önem arzedeceği, ayrıca iptali istenen toplantıda alınan kararlarda ayrıca mutlak butlan sebebi sayılacak başka bir hususa rastlanılmadığından, davanın KMK madde 33/1'de öngörülen bir aylık süre içerisinde (02.06.2014 tebliğ tarihinden bir ay sonra davanın açılmış olması nedeniyle) açılmadığı anlaşıldığından davanın süre yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Genel kurulda alınan kararlardan bazıları nisbi butlan, bazıları ise mutlak butlan olarak değerlendirilmektedir. Nisbi butlanla alınan kararlar, iptal edilinceye kadar hüküm ifade ettiği halde, mutlak butlan durumunda olan kararlar hiç alınmamış hükmündedir. Bu nedenle yok sayılan kararlar için iptal davası yerine yokluğun tespiti davası açılması daha uygun düşmektedir. Yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı kararlar ile konusu olanaksız olan genel kurul kararları, geçersiz kararlardır. Bu kararlar için bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılma zorunluluğu yoktur. Bu kararların diğer bir özelliği de iptal davası açabilmek için kooperatif ortağı olma koşulunun aranmamasıdır. Ayrıca bu tip kararların iptali için dava açmanın ön koşulu olan genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırma koşulu aranmamaktadır..." belirtmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/154 ESAS DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar arasında 18/03/2015 ve 31/12/2016 tarihleri arasında banka yolu ile gerçekleşen para transferi hile işlemlerinin muvazaa ve mutlak butlan nedeniyle yok sayılmasına, işlemin yapıldığı tarihte T3 fiil ehliyeti olup olmadığının tespiti, eğer işlem tarihinde fiil ehliyeti yok ise taraflar arasında yapılan para transferi işlemlerinin yok hükmünde sayılacağı, yapılan işlemlerin kısıtlı T3 lehine veya aleyhine olmasının hukuken bir fark yaratacağı hukuki bir gerçek olduğunu, ivazsız devri yapılan tüm bedelin iadesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL'nin işlem tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte...
-K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, genel kurullardan haberdar edilmediklerini, son olarak yapılan 29.06.2003 tarihli genel kurulda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek, 29.06.2003 tarihli genel kurulda alınan kararların butlan ile malül olduğunun belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davacılardan ...’ın kooperatifteki hissesini vekaleten diğer davalıya devrettiğini, diğer davacının ise hakkında ihraç kararı bulunmadığını, iptali istenen genel kurula davacı ...’ın usulüne uygun olarak çağrılmasına rağmen katılmadığını, davacı ...’ın ise sehven çağrılmadığını, ancak bu hususun sadece iptal isteme hakkı vereceğini, alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacılardan ...'...
Davacı iddiasında, davalı ... ile davalı ... arasında yapılan satış işlemi neticesinde işlemin dayanağını teşkil eden noterdeki satışın hukuki geçerliliğinin satıcı olarak görünenin gerçek malik olmaması, mülkiyet hakkının kendisinde bulunması nedeniyle satış işleminin mutlak butlan ile batıl olması esasına dayanmıştır. Dava, hukuki işlem neticesinde noterinde sorumluluğu sonucunda oluşan tazminat davası niteliğinde değildir. Bu dava araç mülkiyetinin tespitine ilişkin dava olup, kararı inceleme görevi dairemizin görevi dışındadır. Davanın niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın ... Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın ... Birinci Başkanlığına gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, araç satış sözleşmesinin mutlak butlan nedeniyle iptaline ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mutlak Butlan Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.28.06.2022 (Salı)...
Madde ile alınan karar, TTK md.421/3-c ve hükmüne göre gereken nisabın (%75) sağlanamaması nedeniyle ve TTK md.447 uyarınca mutlak butlan halinin söz konusu olması, kabul anlamına gelmemekle birlikte gerekli nisap sağlandığı kabul edildiğinde dahi alınan kararın Anayasa, kanun, esas sözleşme ve dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle TTK md. 445 ve devamı uyarınca iptali, yukarıda sayılan nedenlerle ileride telafisi güç sonuçların doğmaması amacıyla TTK md. 449 uyarınca kararın yürütülmesinin geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğini, telafisi güç zararların doğmasının engellenmesi amacıyla TTK md.449 uyarınca kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına, 01/03/2022 tarihli toplantıda alınan Genel Kurul 5 numaralı kararının TTK 421/3-c ve 447. maddesi uyarınca mutlak butlan ile malul olduğunun tespitine ve olmadığı takdirde yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı...