Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükme karşı davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 24/05/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, ziynet alacağına ilişkin davanın ispat edilmesine rağmen mahkemece red kararının doğru olmadığını bu nedenlerle red edilen nafaka, maddi- manevi tazminatına ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak, yoksulluk nafakası maddi manevi tazminat ve ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma, karşı dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'ileri ve ziynet eşya alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir". Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

Dolayısıyla uzun süreli fiilî ayrılıkları evlilik birliğinin sarsılması nedeni (TMK m. 166/1) saymak, terk hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m. 164) davalarını etkilemez ve bu çözüm yolu terk hukukî sebebine dayalı boşanma davalarının seçeneği (alternatifi) gibi yorumlanamaz. Öte yandan, TMK'nın 166/son maddesinde belirlenen üç yıllık fiilî ayrılık süre koşulu da göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle burada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü için, en az üç yıl ve daha uzun süreli ayrılıkları, çok uzun süreli fiilî ayrılık olarak kabul etmek gerekir. Somut olayda, davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) boşanma davası açtığı, ilk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin işlettiği markette çalıştırdığı elemanı ile sadakatsizlik boyutunda eylemde bulunduğu, davacı kadının tanıklarının beyanları, erkeğin ikrarı, üçüncü kişi konumundaki sadakatsizlik eyleminin gerçekleştiren çalışanın Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/3888 Soruşturma dosyasındaki ikrar niteliğindeki beyanları ile sabit olduğundan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmakla tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir- iştirak nafakası, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat ve 60.000,00 TL manevî tazminata, verilen kesin süre içerisinde ziynetlerin bedellerine ilişkin açıklama yapılmadığından ziynet alacağı talepli davanın açılmamış sayılmasına...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükme karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuşolup Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen dava hakkında hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğu, asıl davanın kabulüyle boşanmaya karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davası ve ziynet alacağı davası, birleşen davanın ise, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davaları olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Bahsedilen olayların ise evlilik birliği içinde vuku bulduğu kabul edilse dahi, sonrasında tarafların bir arada yaşama iradeleri karşısında affa uğramış olduğu aşikardır. Yargıtay 2.HD'sinin yerleşmiş içtihatlarında da görüleceği üzere, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında olayları hoşgörü ile karşılama sayılan davranışlardan olan, birlikte olmak, aynı evde birlikte olmayı da kapsamaktadır. Davacı tanıklarının bahsettiği olaylardan sonra tarafların aynı evde hoşgörüye yönelik olarak birlikte oturmaları, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında olayları hoşgörü ile karşılama sayılan davranıştır. Boşanmaya neden olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğinin makul süre sürdürülmesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında af niteliğinde davranışlardan olduğundan, böyle bir durum gerçekleşmişse, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasının (TMK 166/I-II) reddi gerekir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2018 NUMARASI : 2017/1222 ESAS-2018/1809 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okundu. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma, karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma, maddi-manevi tazminat, nafaka, ev ve ziynet alacağı talebine ilişkindir....

      DAVA Davacı-davalı erkek dava ve vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet eşyalarının iadesine hükmedilmesini talep etmiştir. III....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/50 (ARA KARAR) DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinde inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili Av. T2 17/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı T3 aleyhine Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davası açtıklarını, Ziraat Bankası Samsun Şubesi'ndeki davalı adına kayıtlı altın hesabına HMK'nın 389.maddesi gereğince tedbir konulmasına, hesapta bulunan 250 gram altının yarısı olan 125 gram altının TL karşılığının müvekkile ödenmesine, davalı adına kayıtlı Ziraat Bankası Samsun Şubesindeki altın hesabı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....

        Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12/04/2021 tarih, 2021/1575 Esas, 2021/2927 Karar sayılı ilamıyla; "...Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi (TMK m. 174/1- 2) tazminat takdiri gerekir....

        UYAP Entegrasyonu