Mahkemece; "Açılan dava çekişmeli boşanma, ziynet eşyalarının ve ev eşyalarının iadesi davasıdır. Kusur yönünden yapılan değerlendirmede; Dosya kapsamında toplanan tüm deliller ve tanık beyanları incelendiğinde; davalı erkeğin Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 21/12/2020 tarihli yazısı ile sabit olduğu üzere eşiyle cinsel birliktelik kurmadığı, tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere bu sorunla ilgili tedaviden kaçındığı, eşine akrabasının düğününe gitmek için izin vermediği sabit görülerek kusurlu olduğu davacı kadının ise dosya kapsamına göre kusursuz olduğu anlaşılmıştır. Boşanma talebi yönünden yapılan değerlendirmede; TMK'nun 166/1- 2 maddesine göre evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ispatlanmış kusur olmadığı halde, kadının davasının kabulü, velayet ve tazminat miktarları yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; boşanma ve ferilerine ilişkin verilen hüküm ve ziynet ve ev eşyasının iadesine yönelik kararın tümü yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki talepler ile ziynet ve eşya iadesi istemine ilişkindir....
Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir Davacı-karşı davalı vekili 18/11/2020 tarihli dilekçesi ile tarafların Alanya 3. Aile Mahkemesi'nin 2020/147 esas ve 2020/426 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle dosya hakkında yargılamanın konusuz kaldığını belirtmiştir. UYAP üzerinden gönderilen Alanya 3....
Hukuk Dairesi'nin 05/03/2019 tarihli 2017/2658 Esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. Küfür olarak söylenen sözlerin ne olduğunun belirlenememesi halinde boşanma nedeni olamaz (yer, ortam, tarih) HGK 1994/2- 300 Esas-1994/378 Karar sayılı ilamı....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile; davacıdan kaynaklı olaylar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanmaya ilişkin kararın yerinde olduğunu, davacı kadın lehine tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, ayrıca hükmedilen miktarların fahiş olduğunu, tazminat kararının kaldırılmasını, aksi kanaat olması halinde makul bir miktara indirilmesini talep etmiştir. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; boşanma kararını istinaf etmediklerini, kararın boşanma yönüyle kesinleştirilmesini, ziynet alacağı yönünden sundukları deliller ile iddialarını ispatladıklarını, ret kararının yerinde olmadığını, nafaka ve ziynet alacağı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava,TMK 166/1 maddesi gereğince evlilik birliğinin sarsılması ile hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle açılan TMK 162. maddesi gereğince boşanma ve ziynet alacağı istemine ilişkindir....
hakaret ettiğini, davalının Merzifon İlçesine döndüğünde üzerine yürüdüğünü, tehdit ve hakaret ettiğini, olaylın savcılığa intikal ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesini, 1.000,00 TL kendisi için yoksulluk nafakası, 500,00 'er TL'de her bir çocuk için iştirak nafakası ile 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tanık beyanlarından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı olgusunun sabit olduğu, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından davalı kocanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamamış olması sebebi ile davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir. Müşterek çocuğun velayeti yönünden; velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Velayet düzenlenmesinde, çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2). Somut olayda; davacı tarafça evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemli dava dilekçesinde, taralar arasında sosyal ve kültürel farklılıkların ortaya çıktığı, davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, bir araya geldiklerinde sıkça kavga ettikleri ve tarafların ayrı yaşamaya başladıkları vakıalarına dayanmıştır....
DAVA ... kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. III....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/317 KARAR NO : 2023/515 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2022 NUMARASI : 2021/187 ESAS - 2022/440 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2007 yılından bu yana evli olup evliliklerinden 3 adet müşterek çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliğinin ilk zamanlarından itibaren tesis edilemediğini, davalının ailesinin devamlı evliliklerine müdahalede bulunduklarını, bu nedenle Trabzon'a yerleştiğini, davalı tarafından birçok hakarete ve aşağılamayla birlikte psikolojik ve duygusal şiddete maruz kaldığını, annesine ve...