I) davası açıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı verildiği, hükmün boşanma davasının reddi gerektiği yönünde davalı koca tarafından temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Öncelikle değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) koşullarının oluştuğu yönündeki görüşüne katılmıyorum. Nitekim yerel mahkeme hakimi de aynı görüşte olduğu için evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I) kararı vermiştir. Ortada bir anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı da bulunmamaktadır. Kaldı ki anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) kararı verilebilmesi için her hususta anlaşma sağlanmalıdır.(Y2HD, 3.10.2005, 10592-133369, Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2) Değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2021/445 ESAS - 2022/538 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2000 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek iki çocuklarının olduğunu, müvekkilinin Trabzon Aile Mahkemesinin 2017/753 Esas sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açtığını, davayı ailelerin bir araya girmesi, kayın validesinin üzülmesi ve hasta olması nedenleri ile takip etmediklerini, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine karar verildiğini, davalının işlediği bir çok suç nedeniyle Trabzon Bahçecik Cezaevinde tutuklu olduğunu, kız kardeşi T4 vasi tayin edildiğini, davalının evlilik birliğinin devamını...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davalının fiil ehliyetinin tam olduğu, dosya kapsamında mevcut sağlık raporları ve ATK raporundan davalıya tedavi gördüğü dönemlerde şizoaffektif bozukluk, Atipik Psikoz ve Obsesif Kompülsif rahatsızlık tanılarının konulduğu ve davalı kadının halen ilaç kullandığı, hastalığının ve kullandığı ilaçların evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmesine engel olduğu sabit olmakla anlatılan şekilde normal dışı davranışlarda bulunması ve evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu sayılması gerektiği, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, akıl hastalığına dayalı butlan ve boşanma davasının reddine, velayetin babaya tevdiine karar verilmiştir....
Dava; şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, TMK'nın 166/1- 2. maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve ferileri istemine ilişkindir HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." Dosya incelendiğinde; tarafların 11/01/2018 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları için ilgili kolluğa yazı azılmış olup, verilen cevabi yazıda; davacı kadının ev hanımı olduğu, kirada oturduğu, kira bedelinin 350,00.-TL olduğu, davalı erkeğin ise işçi olup, SGK dan emekli olduğu, aylık emekli maaşının 1,600,00.-TL olduğu, kirada olup, kira bedelinin 600,00.-TL olduğunun tespit edilerek bildirildiği görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle, birleşen dava zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve ziynet alacağı talebine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). (1) Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2)....
emeğinin bir güvencisi olarak aile konutu satın aldığını, müvekkilinin evlilik birliğini bitirmek istemesinin önemli sebeplerinden birinin ise evlilik süresince davalı-davacının fiziksel şiddetine maruz kalmasının olduğunu, ayrıca davalı-davacının müşterek çocuklara da şiddet uyguladığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı-davacının kusurlu tutum ve davranışları nedeni ile temelinden sarsıldığını belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir....
Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak ilk derece mahkemesi tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında daha ağır kusurlu olmayan ve boşanmayla yoksulluğa düşecek kadın için 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı-k. davacının bu yöndeki istinaf talebinin reddine, Kişisel ilişki tesis edilmesine yönelik kararlar kesin hüküm oluşturmaz.Velayet kendisine bırakılmayan tarafça kişisel ilişkinin kurulması ya da değiştirilmesi her zaman talep olunabilir (TMK'nın 183. maddesi). Müşterek çocuklar Abdurrahman, Mehmet Can ve Özgür'ün velayetinin babaya, Semanur ve Zilan'ın velayetinin ise anneye verildiği, velayet yönünden kararın taraflarca istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmaktadır....