Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı eş mahkememizce ağır kusurlu olarak görülmüş olup, davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ağır kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet vererek davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiği, davacı eşin maddi imkanlarından faydalanamayacağı dikkate alınarak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalının kusurunun ağırlığı dikkate alınarak davalı kadının maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Manevi tazminat açısından: TMK 174/2.maddesinde "boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" şeklinde belirtilmiştir. Davacı erkeğin davalı kadına "ruh hastası, beni çekemiyor, beni kıskanıyor" şeklinde hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakla; kadının kişilik hakkı saldırıya uğramıştır....
Tüm bu husular dikkate alındığında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları, tarafların evlilik birliğinin fiilen sona erdiği, birbirlerine olan sevgi ve saygılarını yitirdikleri, evlilik birliğinin devamında taraflar müşterek çocuklar ve toplum için korunması gereken bir faydanın kalmadığı kanaatine varılmakla tarafların davalarının karşılıklı olarak kabulü ile boşanmalarına, Maddi ve manevi tazminat yönünden; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları kanaatine varılmakla karşılıklı olarak maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, Müşterek çocuğun velayeti yönünden; tarafların müşterek çocuğu 2006 doğumlu Efecan'ın velayeti, çocuğun baba yanında kalması ve uzman eşliğinde alınan beyanında baba yanında kalmak istediğini, alınan uzman raporunda velayetin anneye verilmesinin uygun olacağının belirtilmesi nedeniyle müşterek çocuğun velayetinin davacı karşı davalı babaya verilmesine ve davalı karşı davacı anne ile müşterek...
davacı erkek ve davalı kadının eşit kusurlu oldukları kanaatine varılmıştır.Ayrıca davacı ile davalının uzun zamandır ayrı yaşadıkları dosya kapsamındaki bilgi, belge ve tanık beyanlarından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu bu halde taraflar arasında birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olmakla bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık mümkün görülmemesi ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamış olması sebebi ile davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
sürmeleri gayesi ile davalının çeyizi olmaması ve başkasından hamile olmasını sorun yapmadığını, tüm ev eşyalarını ve davalının kişisel eşyalarını alarak ihtiyaçlarını karşıladığını, davalının evlilik birliğinin devamı süresince, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri layığı ile yerine getirmediğini, davalının eşine göstermesi gereken sevgi ve ilgiyi göstermediğini, davalının günün büyük bir bölümünü 0 530 414 38 90 numaralı telefon ile meşgul olduğunu, davalıya kiminle konuştuğu sorulduğunda ise her seferinde başka isimler verdiğini, bunun da araştırılmasının elzem olduğunu, davalının devamlı telefon ile ilgilenip evi ve eşi ile vakit geçirmediğini, davalının 17.05.2018 günü davacı işteyken kendi eşyalarının yanında, düğünde takılan altınlar ile davacıya ait Samsung Galaxy j 730 Pro marka cep telefonunu da alarak evden gittiğini, ancak giderken davacıya ait giyim eşyaları ile ev eşyalarını keserek kullanılamaz hale getirdiğini, davalının kusurlu hareketleri sonucu tarafların...
tanıkların beyanlarında bizzat bilgi ve görgüye dayalı anlatımda bulunmadıkları, duyumlar üzerine anlatımda bulundukları, böylece davacı-birleşen davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair ileri sürmüş vakıaların gerçekleştiğini ispatlayamadığı, yukarıda bahsedilen ve sabit görülen vakıaların evlilik birliğini temelinden sarsacak vakıalar olduğu, bahsedilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı-birleşen davacı kadının ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan bir vakıaya sebep olmadığı anlaşıldığından kusursuz olarak kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve ortak hayatın çekilmez hale geldiği gerekçesi ile davacı-birleşen davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının ve fer'î taleplerinin reddine, davalı-birleşen davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların...
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında “davacı-davalı kadın da” dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, “davacı-davalı kadının davasının da kabulü ile boşanmaya (TMK.md. 166/l) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının davasının reddi doğru bulunmamıştır. 3-Davalı-davacı erkeğin, ... ve ev eşyalarının iadesi taleplerinin reddine yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Davalı-davacı erkek birleştirilen davada ... ve ev eşyalarının iadesi talebinde de bulunmuştur. Davalı-davacı erkeğin bu istekleri boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp, nispi harca tabidir. Başvuru harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda davacı ile davalı tarafça kabul ve beyan edilen dava dilekçesine ekli protokolde bildirilen boşanma talebi, nafaka, velayet, kişisel ilişki tesisi, maddi ve manevi tazminat hususları mahkememiz tarafından uygun görülmüş, 4721 sayılı TMK'nın 166/3 maddesi gereği evlilik bir yıldan fazla sürmüş olduğundan evlilik birliği temelden sarsılmış sayılarak, tarafların evlilik süresince anlaşamadıkları evlilik kurumundan beklenen faydanın bu evlilik açısından kalmadığı anlaşıldığından protokol gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" şeklindeki gerekçe ile "Davanın kabulüne" karar verilmiştir. Davacı ve davalı istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; aile birliğinin bozulmaması ve boşanma kararının iptali için yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanunyolu başvurusunda bulunmuşlardır....
Hukuk Dairesi'nin 2021/3387Esas sayılı 07/06/2021 tarihli ilamı) Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; kocanın, ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının tamamının, dinlenen yeminli tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, süresinde davaya cevap vermeyen kocanın, kadına kusur da izafe edemeyeceği, davalının tanıklarının dinlenmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf dilekçesinde iddia edilen hususların da bu nedenle incelenemeyeceği, bu şekilde kocanın tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kocanın tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, devamında taraflar ve toplum için bir yararın kalmadığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanamayacağı, kadının davasının, ferileri ile birlikte kabulü ile boşanma kararı verilmesinde; olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı hükmedilen nafakanın da tarafların, kusur dereceleri, sosyal ve ekonomik durumları ve dosya kapsamı ve hakkaniyet...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2022 NUMARASI : 2021/91 ESAS - 2022/72 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 04/04/2017 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden 2018 doğumlu müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, davalı ile evliliklerinde ilk günlerde aralarında bir sorun olmadığını, ancak daha sonra davalı ile ev içerisinde şiddetli geçimsizlik başladığını, davalı eşinin penbe panjur isimli internet sitesinden kendisini aldattığını, ev içerisinde sürekli olarak kendisine karşı hakaret ettiği gibi kendisine ve müşterek çocuğa karşı şiddet uyguladığını, bu nedenle eşinden korunmak için müşterek çocukla birlikte annesinin evine sığınmak zorunda kaldığını, davalı...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....