WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2020/530 ESAS 2022/78 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

terkettiği gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; mahkemece kabul edilen ve davalı erkek tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gibi, toplanan delillerden de; davalı erkeğin temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlarına karşılık, davalı kadının bir kısım birlik görevlerini yerine getirmediği ve aile bireylerinin evlilik birliğine müdahalelerine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır....

    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı vekili, kusur belirlemesi, tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 08.02.2023 tarihli, 2022/9942 Esas, 2023/485 Karar sayılı kararı ile; tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğu, erkeğin kadına şiddet uyguladığı, erkeğin annesinin kadına hakaret ettiği, evlilik birliğine müdahalede bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk derece Mahkemesi kararının kusur tespiti ve tazminatlar yönünden kadın yararına bozulmasına, kararın bozma kapsamı dışındaki bölümlerinin kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile onanmasına karar verilmiştir. B....

      Evlilik birliğinin korunması ve devamının sağlanması için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur. Diğer taraftan, TMK'nun 195. maddesinde, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri ve hakimin, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağı hükme bağlanmıştır. Eşlerden her biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....

      Diğer taraftan, TMK'nın 195. maddesinde; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşlerin ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilecekleri ve hakimin, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alacağı hükme bağlanmıştır. Eşlerden herbiri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı koca tarafından, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının birlik görevlerini ihmal ettiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığı, eşini evden kovduğu ve aile konutunun kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ad Değişimi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, müvekkilinin velayeti altında bulunan kızı ... olarak değiştirilmesini istemiş; mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 195. maddesine göre, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler....

            Erkeğe kusur olarak yüklenen bu davranıştan sonra evlilik birliğinin uzun süre devam ettiği anlaşılmaktadır. Üzerinden uzun süre geçen olaylara dayanılarak taraflara kusur yüklenemez. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden de davalı kadının eşine hakaret ve beddua ettiği, davacı erkeğin de müşterek evi sık sık terk ettiği, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği ,sorumsuz davranıp işlerini takip etmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (koca) tarafından; velayet ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden, davalı (kadın) tarafından ise; kusura ilişkin gerekçesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyizine gelince; Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında davalının baskın kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Davalının güven sarsıcı tutum ve davranışları sabit ise de, davacının da, evlilik birliğine ilişkin görevlerini ihmal ettiği ve eşini tehdit ettiği toplanan delillerle gereçekleşmiştir....

                Uyulan bozma kararında “davalının mütemadi olarak eşine hakaret ettiği, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemek maksadıyla davacıyı terk ettiği ve çocuğu babasına göstermediği” sabit görülmüş ve davalının açıklanan kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilmiştir. Bu durumda boşanmada davalı kusurlu olup, davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Boşanma sebebiyle yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, nafaka talep eden tarafın ağır kusurlu olmaması şarttır. (TMK m. 175/1). Davalının ağır kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, yararına yoksulluk nafakasına hükmolunamaz. Bu husus nazara alınmadan davalı yararına yoksulluk nafakası tayini doğru bulunmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu