temelinden sarsılmış olduğunu, evlilik birlikteliğinin kendisine yüklediği görev ve gereklerine büyük bir titizlikle uyan müvekkilii açısından mevcut durum artık katlanılmaz hale gelmiş olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğunu, müşterek konutta bulunan ev eşyalarının müvekkili tarafından satın alındığı tanık beyanları ve dosyaya sunmuş oldukları faturalarla ispat olunduğunu, müşterek konutta bulunan ev eşyalarının tamamı müvekkili tarafından alınmış olup davalının herhangi bir katkısının olmadığını, ancak tüm eşyalar davalının uhdesinde kaldığını, müvekkilinin zararının giderilmesi gerektiğini, eşyaların müvekkili tarafından alındığının tanık beyanlarıyla da ispat olunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu tarafın davalı eş olduğunu, müvekkiline kusur atfedilemeyeceği tanık beyanları ve dosyaya sunmuş oldukları tüm delillerle ortada olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi...
Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetkili mahkemenin taraf eşlerin birlikte yasaşdığı Sincan/Ankara olması gerektiğinden bahisle yetki itirazında bulunduğunu, bununla birlikte evlilik birliğine karşı görevlerini yerine getirdiğini ve eşinin 2013 yılında internette tanıştığı bazı kişilerle iletişime geçtiğini ve o tarihten bu yana aralarında geçimsizlik söz konusu olduğunu belirterek, davanın reddi ile 50.000,00.-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davacıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayalı "Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması" nedenine dayalı boşanma davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesine göre : Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, bir eşin, diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Aksi halde davalının "davayı kabulü" sonuç doğurmaz (TMK. md. 184/3). Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
Mahkemece; "Dava Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesinde düzenlenen "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniye dayalı ve velayet ile iştirak nafaksı taleplidir....
Yerel Mahkeme kararında, "davacı ile davalı arasında kurulan evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ayrı yaşadıkları, bundan sonra bir araya gelerek evlilik birliğini yürütemeyecekleri, evlilik birliğinin fiilen bittiği ayrıca kurulan evlilik birliğinin bundan sonra taraflara ve topluma bir fayda sağlamayacağı tüm dosya kapsamı ve alınan tanık beyanlarıyla da sabit olmakla" denilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m.166/1) karşılıklı boşanma davaları varken; gerekçede Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı tek boşanma davasından bahsedilmiş, hangi davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği belirtilmemiş, boşanma davasının kabulüne dayanak "vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmediği gibi boşanmanın fer'ileri hakkında da gerekçe oluşturulmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; hükmedilmeyen vekalet ücreti ve tedbir nafakaları yönünden, davalı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde davalı kadının psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, kadının kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, duruşmada da davanın, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayandığını beyan etmiştir. Mahkemece erkeğin davasının akıl hastalığı sebebiyle açıldığı, davalı kadının hali hazırda fiil ehliyetini etkileyen bir durum olmadığı, erkeğin akıl hastalığı sebebiyle açtığı boşanma davasının şartları oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve haysiyetsiz yaşam sürmeye dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve haysiyetsiz yaşam sürme hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; Davacının dava dilekçesinde hem evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına hem de haysiyetsiz yaşam sürmeye dayalı boşanma talebinde bulunduğu, yerel mahkemece davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak kabul edilip karar verildiği, davacının dava dilekçesinde talep ettiği haysiyetsiz yaşam sürmeye dayalı boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır....
nin 21/06/2019 tarih ve 2018/1950 Esas, 2019/1087 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında; tarafların ayrı yaşamasının boşanma kararı verilmesi için yeterli olmadığı, davacının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalının kusurlu olduğunu ispat edememiş olması nedeniyle boşanma davasını ispatlayamadığından davanın REDDİNE, Davacıya verilen kesin ve ihtarlı süre içerisinde ziynet alacağına yönelik davası yönünden dava değerini açıklamadığı ve bu miktara yönelik eksik harcı ikmal etmediği..."gerekçesi ile; "1- ) Davacının boşanma davasının REDDİNE, 2- )Davacının ziynet alacağı davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; kadın tarafından açılmış boşanma istemine ilişkindir....
Maddesi kapsamında; dava tarihinden itibaren kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir tedbir nafakasının boşanma hükmü kesinleşinceye kadar erkekten alınarak kadına ödenmesine boşanma hükmü kesinleştikten sonra 400,00- TL yoksulluk nafakası olarak takdirine ve DEVAMINA, yoksulluk nafakasının davalı erkekten irat şeklinde alınmasına ve davacı kadına ÖDENMESİNE, Davacı kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı erkekten tahsili ile davacı kadına ÖDENMESİNE, Davacı kadının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı erkekten tahsili davacı kadına ÖDENMESİNE, Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE, KARŞI DAVANIN KABULÜNE, tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Davalı - davacı erkeğin tazminat taleplerinin 4721 sayılı TMK'nın 174....