DAVA Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmesine rağmen kadını mutlu edemediğini, kadının menfi davranışlarının olduğunu, kadının kusurlu davranışları nedeniyle ortaya çıkan tartışmaların şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verdiğini, kadının iddialarını kabul etmediğini, kadının erkeğe soğuk davrandığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının çocuklarını çocuk yuvasından alarak kendi öz evladı gibi büyüttüğünü, davacının beyanlarının aslı olmadığını, evlilik birliğinin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini, eşini sevdiğini boşanmak istemediğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı-birleşen davacı kadın vekilinin dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması ve evlilik birliğinin çekilmez hâle gelmesi sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi, nafaka, tazminat alacakları ve yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca tarafların eşit kusurlu tutum ve davranışlarıyla ulaşıldığı” kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Oysa, davacının iki yıl önce eşini ve çocuklarını terk ederek ...'ya yerleştiği, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerinde getirmediği ve güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu; davalının ise, eşini tehdit ettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....
Kadının, evlilik birliğinde başka erkeklerle iletişim kurması ve (sms) yoluyla mesajlaşması, Türk Medeni Kanununun 185/3. maddesinde yer alan sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmaz. Kadının açıklanan bu tutumundan diğer tarafın “kendisinin aldatıldığı” sonucuna ulaşması ve bunu kardeşlerine ifade etmesi kusur teşkil etmez. Bu bakımdan, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın tamamen kusurludur. Hal böyleyken, kocaya da kusur atfedilmesi ve “eşit kusurlu” kabul edilmesi isabetli değildir. Mahkemece yapılacak iş, sadakat yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranışlarıyla evlilik birliğinin yıkılmasına sebep olan kadının, maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulması gerekir. Bu husus nazara alınmadan, davalı-karşı davacı (koca)’nın tazminat taleplerinin reddi doğru bulunmamıştır....
Bu sebeplerle boşanmaya neden olarak gösterilen olaylardan sonra evlilik birliğinin makul süre başka şehirde de sürdürülmesi evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında af niteliğinde davranışlardan olduğundan böyle bir durum gerçekleşmişse daha sonrasında yeni bir olayın varlığı da kanıtlanmamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasının reddi gerekir.(Dairemin emsal kararları: Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 340-341) Ne olmuştur? Davacı kadın 2002 Eylül ya da Ekim başında kocasının yanından ayrılmıştır. Davalı koca tekerlekli sandalyede devamlı oturduğundan arka tarafında “yaralar” oluşmuştur. Bu sebeple “3 kez ameliyat” olmuştur. Davacı kadın kocası yanından ayrıldıktan sonra dava tarihine kadar yaklaşık iki yıl boyunca hangi gerekçeyle olursa olsun bakıma muhtaç kocasıyla ilgilenmeyerek onu yalnız bırakmıştır....
Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermek için (TMK m.166/1- 2) davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Davalı için kusur sayılabilecek tüm davranışlar affedildiğine göre davalı kusursuzdur. O halde, mahkemece davacı erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği yerde davanın kabulü doğru bulunmamıştır." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 12/02/2018 tarihli 2016/11205 Esas sayılı ilamı) TMK.'nın 166/1 maddesine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ortak yaşamın çekilmez hal alması, evliliğin devamına imkan kalmaması, boşanmaya yol açan olaylarda davalının az da olsa kusurunun bulunması gerekir. Evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, af niteliğinde davranışlar gerçekleşmişse evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddi gerekir....
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; TMK'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı hususunun ispat edilmesi gerekir. Davacının dinletmiş olduğu tanık beyanlarının görgüye dayalı anlatımlar olmayıp, soyut ifadeler olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını kabule elverişli beyanlar olmadığı, davacı erkeğin 26/07/2021 tarihli beyan dilekçesi ile ekte sunduğu ses kaydına ilişkin CD delilinin mahkemece değerlendirilmediğini, hatalı olduğunu belirtmiş ise de, ses kaydının hukuka aykırı delil olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmamasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüştür....
CEVAP Davalı cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, davacının eş olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, evlilik birliğinin son zamanlarında davacının müvekkilini evde istemediğini ve evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacının talep etmiş olduğu maddî ve manevî tazminat, tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme HMK 'nın 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; İlk derece mahkemesince, '' taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığından kanıtlanmayan davanın reddine'' karar verilmiştir. TMK 166.maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir," aynı yasanın 6. maddesinde de "kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir....
Davacı tarafça dava dilekçesi ile "taraflar arasında geçimsizlik olduğunun, sevgi-saygı bağının kaybolduğunun, davalının geçimsiz likleri ve evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının" iddia edildiği, daha sonra ön inceleme duruşmasında ve 26/04/2017 tarihli dilekçe ile davacının iddialarını genişlettiği, ancak iddianın genişletilmesine davalı tarafça verilmiş açık muvafakat bulunmadığı, bu durumda istinaf edenin sıfatı göz önünde bulundurularak yapılan inceleme kapsamında, davacı tarafça dava dilekçesi ile iddia edilmeyen "psikolojik baskı kurmak, aşağılayıp hakaret etmek, gereksiz ve lüzumsuz bir şekilde kıskanç hareketler göstermek, kadını kardeşinin düğününe dahi göndermemek, eş dost ile görüşmesine müsade etmemek, bu şekilde psikolojik şiddet uygulamak" eylemlerinin davalı tarafa kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı, öte yandan her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesi ile "davalının evlilik birliğinin...