Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin 1 ve 2. fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmünü taşımaktadır. 19. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır. 20....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "tarafların evlilik birliğinin davacı eşin az, davalı eşin ise ağır basan kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığı, davacının da karşılıklı hakaret, çocuklarına karşı ilgisiz davranma gibi eylemleri nedeni ile az da olsa kusurunun bulunduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından mevcut veya beklenen bir menfaatin kalmadığı anlaşılmakla davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanan boşanma talebinin kabulüne, tarafların TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına," karar verilmiş ise de; davalı kocaya yüklenen kusurların hangileri olduğu açıklanmamıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/07/2022 NUMARASI : 2022/363 ESAS - 2022/422 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı T2 ile 04/06/2011 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten doğan ortak çocukları Açelya Eyüpoğlu'nun bulunduğunu, evliliklerinin ilk gününden itibaren gerek karakter gerekse hayata bakış açılarından kaynaklanan farklılıklar nedeniyle büyük anlaşmazlıklar yaşadıklarını, geçen zaman içinde ortak yaşam çekilmez hale geldiğini, müşterek hayat oluşturulamadığını, bütün bunlar neticesinde birbirlerine karşı olan sevgi ve saygı ortadan kalktığını, evliliklerinin kağıt üzerinde kaldığını, gelinen nokta itibariyle artık evlilik birliğinin devamında herhangi...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/07/2022 NUMARASI : 2022/363 ESAS - 2022/422 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ANLAŞMALI)) KARAR : Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı T2 ile 04/06/2011 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten doğan ortak çocukları Açelya Eyüpoğlu'nun bulunduğunu, evliliklerinin ilk gününden itibaren gerek karakter gerekse hayata bakış açılarından kaynaklanan farklılıklar nedeniyle büyük anlaşmazlıklar yaşadıklarını, geçen zaman içinde ortak yaşam çekilmez hale geldiğini, müşterek hayat oluşturulamadığını, bütün bunlar neticesinde birbirlerine karşı olan sevgi ve saygı ortadan kalktığını, evliliklerinin kağıt üzerinde kaldığını, gelinen nokta itibariyle artık evlilik birliğinin devamında herhangi...
DAVA Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca, Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. III....
, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla TMK.nun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına, TMK.nun 174/1- 2. maddeleri gereğince lehine 80.000- TL maddi, 80.000- TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçe kısmında "......
Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı bu tutumunun sebep olduğu, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
kabul edilen kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, buna göre erkeğin davasının ferileriyle birlikte kabulü ile kadının boşanma davasının reddinde bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır....
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece zina iddiasının ispat edilememesi nedeniyle reddine, her iki tarafın birbirine kaşı güven sarsıcı davranışları olduğu, sadakat yükümlülüklerini ihlal ettikleri, karşılıklı olarak hakaret ve küfür ettikleri belirtilerek eşit kusurlu olmaları nedeniyle boşanma ve nafaka kararı verildiğini, maddi ve manevi tazminat talebinin reddedildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dosyaya sunmuş oldukları mesaj çıktılarının incelendiğinde davalının dava dışı Türkan isimli bayan ile zina yaptığının sabit olduğunu, mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, dosyada dinlenen tanıkların müvekkilinin eşine yönelik olarak herhangi bir hakaret ya da küfür ettiğine dair beyanda bulunmadıklarını, davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, mahkemece öncelikle zina nedeniyle boşanma kararı verilmesi gerektiğini, olmadığı takdirde evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı verilmesini, nafaka, maddi, manevi tazminat istemlerinin...