"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek 02.10.2013 tarihinde tanık listesi sunmuş ve listede yer alan tanıkları ... ve ... dinlenmiştir. 26.03.2014 tarihli tanık listesi ikinci liste olup bu tanıkların ifadesi hükme esas alınamaz (HMK. md. 240/2). Başka kadınla yaşayan davacı erkek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; tarafların 03/04/2000 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 2 müşterek çocuklarının bulunduğu, davanın TMK 166/1 maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olduğu anlaşılmıştır. Tanık beyanlarına göre davalının sürekli olarak alkol aldığı, davalının alkol alması nedeniyle taraflar arasında tartışma yaşandığı, tanık Gülseren'in bir keresinde davalının müşterek evde iki arkadaşı ile birlikte alkol aldığına şahit olduğu, sonrasında taraflar arasında yaşanan bir tartışmadan sonra davacının müşterek evden ayrıldığı ve halen ayrı yaşadıkları anlaşılmakla davalının bu tarz tam kusurlu tutum ve davranışları neticesinde evlilik birliğinin devamının davacıdan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı kanaatine varılarak davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma ... A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Somut olayda; Davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olduğu akıl hastalığına yönelik dava bulunmadığı bu nedenle mahkemenin ret kararı isabetlidir....
Hukuk Dairesi'nin 15/04/2019 tarihli 2018/3120 esas sayılı ilamı) Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır. Davacı kadın tarafından boşanma istemli olarak dava açılmış ise de; kadının, davasını ispata yarayan iki tanık beyanı dşında dosyada delil bulunmadığı, tanıklarından Fuat'ın taraflar arasında yaşananlara dair görgüye dayalı beyanının olmadığı, davacıdan duyum şeklindeki beyanlarına tabidir ki itibar edilemeyeceği; bunun dışında tanık Nazmiye'nin de "... Taraflar evlendikten sonra herhangi bir sıkıntıları yoktu....
Davalı tarafından 2008 yılında davacı aleyhine açılan nafaka davası sonucunda, "davalının bir başka kadınla yaşadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği" sabit kabul edilerek, bu sebeple kadın ayrı yaşamakta haklı bulunmuş ve lehine nafakaya hükmedilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Bu davadan sonra davalı kadından kaynaklanan bir kusur tespit edilememiştir. Kesinleşen bu hüküm karşısında artık davalıya bir kusur atfedilemez. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....
Davacı dava dilekçesinde zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle terditli boşanma davası açmış, Mahkemece, davanın yalnızca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı olduğu şeklinde hukuki nitelendirme yapılmış ve deliller bu çerçevede değerlendirilerek karar verilmiştir. Hal bu ki Mahkemece, davanın öncelikle zina nedeniyle özel boşanma sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı dava olması nedeniyle öncelikle zina nedenli dava yönünden değerlendirme yapılması, olmadığı takdirde terditli evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2....
Dava; TMK'nın 166/1. maddesi hükmüne dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucu boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemlerine ilişkindir. "Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK.md. 166/2). Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, boşanmanın fer'ileri ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkek tamamen kusurludur. Boşanma davalarında anlaşmalı boşanma (TMK.md.166/3) koşulları gerçekleşmedikçe, davalının davayı kabulü hukuki sonuç doğurmaz (TMK.md.184/3). Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır....