Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi gereğince, birleştirilen boşanma davasına sağ eşin kusurunun tespiti bakımından devam edilerek, toplanan deliller çerçevesinde sağ eşin kusurunun bulunup bulunmadığı konusunda karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.02.2016 (Cuma)...

    olduğu tüm çabaların sonuçsuz kaldığı, bundan sonra bir arada yaşamalarının imkansız hale geldiği ve fiilen biten bu evliliğin hukuken de bitmesi gerektiği bu sebeple dava açma gerekliliğinin hasıl olduğu, davasının kabulüyle birlikte aylık 1000 TL tedbir nafakasına ve kesinleşince 1000 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

    Eldeki davada ise davacı kurumun alacağının belirlenmesi bakımından yukarıda anılan yasal düzenlemeler dikkate alınarak, davalı hakkında evliliğin iptaline ilişkin kararın 05.12.2011 tarihinde kesinleştiği hususu dikkate alınarak, Türk Medeni Kanunu’nun 156’ncı maddesinde yer alan,: “Mutlak butlan halinde bile evlenme, hakimin kararına kadar geçerli bir evliliğin bütün sonuçlarını doğurur.” Hükmü dikkate alınmak suretiyle 5510 Sayılı Yasanın 96’ncı maddesinin “b” bendi kapsamında yapılacak irdeleme ile bir karar verilmesi gereğinin, dikkate alınmaması isabetsizdir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır....

      sonra öğrenmiş olmalarının hayatın doğal akışına aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 145 inci ve devamı maddeleri uyarınca davanın kabulü ile evliliğin akıl hastalığı nedeniyle batıl olduğundan mutlak butlanla iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı davacı vekili tarafından asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, kusura, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarına, aleyhe tazminata hükmedilmesine, evliliğin iptaline dair hüküm kurulmamasına yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası birleşen dava ise evliliğin iptali olmadığı takdirde şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma istemine dairdir....

        Davalı birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, davacı-davalının evliliğin iptali istemiyle dava açtığını, yapılan yargılama sırasında müvekkilinin akıl sağlığında herhangi problem olmadığını, tam tersine davacı-davalının kısıtlanmasına karar verildiğini, müvekkilinin ailesinin nişandan önce müvekkilinin epilepsi hastası olduğunu, ilaç tedavisinin devam ettiğini, tedavisi aksatılmadıkça hastalığının nüksetmeyeceği konusunda davacı-davalının ailesini bilgilendirdiğini, davacı-davalı tarafın müvekkilinin ilaç düzenini değiştirdiğini, balayına davacı-davalının ailesinden on kişilik bir grupla gidildiğini, yüzme bilmeyen müvekkiline yüzmesi konusunda baskı yapıldığını, davacı-davalının cinsel ilişkiye giremediğini, müvekkilinin davacı-davalı ve ailesi tarafından evden kovulduğunu, saatlerce dışarıda bırakıldığını belirterek tarafların evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptalini istemiştir....

        Açıklananlar ışığında ilk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre " davacı-davalı erkeğin aile fertlerini bir araya çağırarak boşanacağını beyan ettiği, evliliğin bitmesi ihtimalini hatırlatarak davalının tayininde koz olarak kullanmaya çalıştığı, evliliğin henüz başındayken mahkemeye hitaplı boşanma dilekçesi yazarak birliğin temelini yaraladığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu; davalı-davacı kadının ise sorun yaratacak şekilde alkol aldığı, gerçekleşen durum karşısında, davacı-davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

          Türk Medeni Kanununun 194. maddesi evliliğin genel hükümleri kapsamında yer almakta olup, evlilik devam ettiği sürece uygulanabilecek bir hükümdür. Evliliğin sona ermesiyle birlikte konut da aile konutu olma özelliğini kaybettiğinden; bu hükmün uygulanma imkanı kalmaz. Evliliğin devamı sırasında, hak sahibi eş tarafından aile konutunun devri veya bu konut üzerindeki hakların sınırlanması işlemleri diğer eşin açık rızasına bağlanmıştır. Rızası gereken eş, yapılan devir işleminin geçersizliğini de ancak evlilik birliği devam ettiği takdirde ileri sürebilir. Evlilik birliğinin sona ermesinden itibaren sağ kalan eş bu sebebe dayanarak iptal davası açma hakkını kaybeder. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin ret kararı sonucu itibariyle doğru bulunduğundan; davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemece, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi ve evliliğin butlanı davasında yargılamanın iadesi olduğu, evliliğin butlanı davasında yargılamanın iadesine bakmakla aile mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile dava tefrik edilmiş, eldeki dava yeni bir esasa kaydedilerek, aile mahkemesi sıfatı ile yargılamanın iadesi olarak bakılıp, yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere, dava dilekçesi içeriğine göre, nüfus kaydında dedesi üzerine tescil edilmiş olan davacının bu kaydın iptali ile gerçek babası üzerine tescili istenmiştir. Dava dilekçesinde evliliğin iptaline ilişkin yargılamanın yenilenmesine yönelik bir talep bulunmadığı halde tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı yapılıp ret kararı verilmesi doğru değildir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              O halde, evliliğin iptali nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı birleşen davanın davacısı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Davalı birleşen davanın davacısı ... da,evliliğin iptali davasının kabul edilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalı birleşen davanın davacısı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı birleşen davanın davalısı erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu